Avukatım traducir portugués
6,285 traducción paralela
Avukatım yarın sizi arar.
Terá notícias dos meus advogados amanhã.
Ben bir avukatım.
Eu sou advogado.
- Ben bir avukatım! Avukatım!
- Eu sou advogado!
Sizinle konuşmam gerekiyor mu... yani avukatım olmadan?
Devia sequer estar a falar consigo... quer dizer, sem um advogado aqui?
- Avukatım 300 metre yakına gelirsen... -... taciz sayıldığını söyledi.
O meu advogado diz que se te aproximas a menos de 300 metros é perseguição.
Bay Vogel bizim avukatımız.
O Sr. Vogel é o nosso advogado.
Denedik, avukatım denedi ve başaramadı.
Tentámos. O meu advogado tentou mas não teve sucesso.
Michael Bugulari, avukatım.
Michael Bugulari, o meu advogado.
Avukatımı ziyaretçi listeme ekletmem gerekiyor.
Preciso de acrescentar o meu advogado à lista de visitas.
Lütfen avukatımı ekleyip kocamı çıkar.
Por favor, acrescente o meu advogado e retire o meu marido.
Avukatım mı yoksa yargıcım mısınız Bay Gowan?
Está a defender-me ou a julgar-me, Sr. Gowan?
Ben bir avukatım ve sana hiçbir koşulda onlarla konuşmaman gerektiğini söylüyorum.
- Sou uma e aviso-te para não falares com eles de maneira nenhuma. - Vais fazer isso?
- Avukatım ama.
Mas sou advogado.
Hayır, hayır, ticari avukatım iş davaları, kontratlar, bok püsür işte.
Não, comercial. Negócios. Contratos e essas cenas.
Avukatım.
Sou advogado.
Bak aslında çok komik... Ben avukatım.
vai até achar graça.
- Hayır, hayır ben avukatım.
DEA? sou um advogado.
Avukatım ben ya!
pessoal.
Adım James Morgan McGill. Avukatım.
um advogado.
Eğer o sızili evimin dışına çıkmanın bir yolunu bulamazsan, Başka bir avukat alacağım.
Se não consegues encontrar uma maneira de pores essa eremita para fora da minha casa, eu arranjo outro advogado.
- Şimdi avukat mısın yani?
O quê... agora és um advogado?
- Kamu avukatıyım aslında.
Bem, na verdade, promotor público.
Ben kamu avukatıyım, çok polis tanıdığım var.
Sou promotor público. Conheço muitos polícias.
İbne bir şirket avukatıyım.
Sou um advogado da treta.
Avukat falan da çağıracak mısın yoksa memelerimi görmek istiyor musun?
Queres chamar alguns advogados ou queres ver as minhas mamas?
Ona karşı kanıtlarımızın olduğunu ona inandırmamız gerekiyor, kısacası ona karşı kanıtlarımızın olduğuna onun avukatına da inandırmamız gerekiyor.
Precisamos que ele acredite que temos provas contra ele, o que significa que precisamos que o advogado dele acredite que temos provas contra ele.
- Konuşacaklarımızı avukatın önünde konuşalım.
Tudo o que falarmos vai ser na frente do advogado.
Lâkin Lynn, ben sigorta avukatıyım.
Mas eu sou advogado de seguros.
Avukatınız olarak hizmetimi sunmak için buradayım.
Estou aqui para lhe oferecer os meus serviços como advogado.
Bildiğin üzere artık her kimse Bayan Abel son mektubunda Bay Vogel diye tanımadığımız Doğu Berlinli bir avukatın kendisini temsil edeceğini söylüyor.
Como sabe, a última carta da Sra. Abel, seja ela quem for, fala de um advogado de Berlim Leste, o Sr. Vogel, seja ele quem for, que representa os interesses dela.
Birleşik Devletler hükümetinin son çabaları New Yorklu bir avukat olan James Donovan'ın işbirliği ve yardımıyla nihayete ulaşmıştır.
Em esforços recentes, o governo dos Estados Unidos teve a cooperação e assistência do Sr. James B. Donovan, um advogado de Nova Iorque.
Yarın avukatınızı arayacağım. - Böylece detayları konuşabiliriz.
Ligo ao seu advogado, amanhã, para falar dos pormenores relevantes.
Ben onların avukatıyım.
Sou o advogado deles.
Ne yapacaksın? Avukatını mı arayacaksın?
Vai chamar o seu advogado?
Google'da baktım. Onlar boşanma avukatı.
Procurei no Google, são especialistas em divórcios.
Gabriel'in avukatıyım.
Eu sou o advogado do Gabriel Osbourne.
Sanırım bir avukatın bu konuda bir sürü sorusu olacaktır.
Suspeito que um advogado teria um monte de questões sobre isso.
Avukat çağırıp yazılı ifade alalım mı?
Quer convocar um advogado e ouvir o meu depoimento?
- Kamu avukatıyla şansımı deneyeceğim.
Vou arriscar com um advogado do estado.
Richard Spencer şu Hollywoodlu adam bana iyi bir avukat bulacak ama avukatlık ücreti için paraya ihtiyacım var.
O Richard Spencer, aquele tipo de Hollywood. Ele vai arranjar-me um bom advogado, mas eu precisava de dinheiro para o depósito.
Avukatın mı?
O teu advogado?
- Sen benim karım olsaydın bir savunma avukatı, evet, emin ol itiraf ederdim.
- Se fosses a minha mulher e uma advogada de defesa, com certeza.
Buna ben karar veririm, avukat hanım.
Sou eu que decido.
Avukat burada mı?
O advogado está presente?
Bir avukat tutarım.
- Arranjo um advogado.
Yeni bir avukat mı istiyorsun?
Quer outro advogado?
Ama ben senin avukatınım.
Mas sou a tua advogada.
Ceza avukatı mı?
Advogado criminal?
Canavar gibi bir avukatım var.
Eu tenho um advogado fantástico.
Hayır, alkollü araba kullananları savunan birçok avukat arkadaşım bar.
Não, tenho amigos que são advogados de condução embriagada.
Sebepsiz yere bir avukatı indirmek başımıza dert açar.
é má política.