English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ A ] / Azul

Azul traducir portugués

9,962 traducción paralela
Bir mavi kafalı vireo.
Um galo de cabeça azul.
Mavi ışığı gördüğümde...
Quando vi aquela luz azul...
Bir an mavi ve aydınlık, ardından soğuk ve gri.
Claro e azul num momento, frio e cinzento no outro.
Mavi periyodumu yeniden ziyaret ediyorum.
Estou revisitar o meu "período azul".
Parmağındaki yüzük gibi, büyük mavi bir Tiffany kutusuna mı koyacaksın?
Vais pô-la numa grande caixa azul da Tiffany, como o anel no teu dedo?
Vardığın zaman annemi ara, Seyah Simms...
Lá, procura a minha mãe. Seyah Simms, tem um ornamento azul.
Gri ve mavi, Derrish ve Simms, müttefiklerimiz.
Cinzento e azul. Lands Derrish e Simms, nossos aliados.
Hiçliğin tam ortasında.
Prestes a deitar-te no profundo azul.
Mavi kartal durumu!
Falcão Azul solto!
Bir adam vardı mavi parmaklıydı.
Vi um homem com um dedo azul. Mão normal, mas... um dedo azul.
Ne bileyim ben kabarık kek, maviydi işte.
Não sei, caramelo, era azul. Azulado.
Ne demek istedi bu herif? Bir parmağı mavi adam da neyin nesi?
O que diabos ele quer dizer, um tipo com um dedo azul?
Yeşil elmamı yoksa böğürtlen mi istersin?
Maçã verde ou framboesa azul?
Bu kadar yolu o iğrenç mavi otobüs ile geldik.
Viemos no autocarro azul, Holmes.
Peki ya Willard Sokağı'ndaki mavi Ford?
E o Ford azul na Rua Willard?
O mavi boku koltuğumdan çıkarmak da bir 50 tuttu.
Gastei mais 50 libras para remover aquele fluído azul dos estofos traseiros.
Üç şişeden mavi olan tentür.
Os três frascos... O azul é o extracto.
Mavi beyaz elbiseydi sanki. Sevdiğim elbise.
Com o vestido azul e branco de que gosto.
Mavi...
Azul.
Mavi de moda yine, değil mi?
O azul também está?
Mavi her zaman modadır ama asıl önemli olan kesimi, rengi değil.
O azul nunca saiu de moda, mas, francamente é sobre o corte, não sobre a cor.
Muhteşem gökyüzüne süzülen bir balon gibiyim, zincirlerimden kurtulmuş.
Sou só um balão a flutuar no céu azul e estou livre.
Bu Mavi Boyalı Katil Keith Greer tarafından yapılmış gerçek bir sanat eseri, yakalanmasından ve intiharından kısa süre önce alındı.
É uma obra de arte autêntica do Assassino da pintura Azul, Keith Greer, recolhida pouco antes dele ser preso e cometer suicídio.
- Mavi Şeytan sizsiniz.
É um Demónio Azul.
- Gel şu işi halledelim. Köylü kızıyım, kışları sevmem, iki kardeşim var, ebeveynlerim ben 6 yaşındayken boşandılar, vejeteryanım, en sevdiğim renk mavi ve en sevdiğim şehir Barselona.
É o seguinte, rapariga do campo, odiava os invernos, dois irmãos, pais separados aos seis anos, pesca vegetariana, azul, Barcelona.
Mavi keten...
Linho com um azul patriota...
Sonra Natalie Wood'la "Penelope" yi çekerken "Patch Of Blue" daki Shelley Winters...
Depos há a Natalie Wood quando estavamos a filmar "Penelope," Ou Shelley Winters em "Réstea de Azul"...
Turkuvaz rengi küpelerimi gördün mü?
Viste os meus brincos azul-turquesa?
Blue oradaydı. Onu oradan çıkarabilir.
A Fada Azul esteve lá, ela pode tirá-lo de lá.
Eğer Mavi ve onun çirkin kaz sürüsü karanlık peri tozundan tuzak koymayıp baltalarımızı durdurmasaydı, haydutu yakalamış olurduk.
Teríamos apanhado a bandida se a Fada Azul e o seu bando não tivessem usado pó de fada negro, paralisando os nossos machados.
İlkokulda öğretmenlik yapıyorum ve kız öğrencilerimden biri boya kalemlerini diğeriyle paylaşmadığında ya da bir çocuk mavi boya kalemini yediğinde onlarla gevşeme egzersizleri yapıyorum.
Eu dou aulas ao primeiro ano, e quando uma das minhas crianças está a ter um mau dia porque uma rapariga não quis partilhar os lápis de cor, ou um rapaz a cor azul, eu faço com eles um exercício de relaxamento.
Üçüncü sırada. Mavi bir elbise giyiyor.
Ela está na terceira fila, com um vestido azul.
Yani gözleri artık daha sakin bir buz mavisi.
Quer dizer, os olhos dela agora estão dum azul ártico muito mais calmo, não estão?
- Mavi kulübe, Doktor...
- Tais como? - "Caixa azul", "doutor".
Mavi bölge, Hodgins'in bulduğu parçacıklar.
A área em azul são as partículas que o Hodgins encontrou.
Çok zayıf ve şekilsiz bir beden yapısı var. Derisindeki mavi lekeler de cabası.
Magra e debilitada com aquela coisa azul na pele.
İşte böylece bizim koca Moe, yüzgeçlerini o çamurlu ve sıkıcı kara parçasından çıkartıp okyanusun engin sularına daldıran ilk memeli olmayı başarmış.
E foi assim que o Moe gordo, o marginal, se tornou o Moisés molhado, a primeira baleia a conduzir o baleal da sua existência estagnada no pântano para o vasto oceano azul,
Mavi şeyi temsil ediyor maviyi.
O azul simboliza azul.
Ne dersen de, gökyüzü mavi, inekler gülüyor ve sorunuma bir çözüm buldum.
Como queiras. O céu está azul, as vacas sorriem e eu encontrei a solução para o meu problema.
Mavi Chevy Malibu. Tam arkanda.
Malibu azul, às tuas 12 horas.
Fower üzerinde kuzeye giden mavi Chevy Malibu'yu bul, Eric.
Eric, preciso que localizes um Malibu azul - a ir para o Norte.
Çünkü bu ince, diğeri iki kat.
Acho que prefiro o azul.
Kadın, 1.65 boylarında, siyah saçlı, mavi göz farı sürmüş Guess kot ceketle kadife pantolon giyiyor.
Uma mulher, com 1,68 m, cabelo preto, sombra de olhos azul, um blusão de ganga da Guess e calças de bombazina.
Sadece parktan önceki sokağı istiyorum.
- e um chapéu-de-chuva azul. - Só quero a rua antes do parque.
Resim öğretmenim kısa bir "mavi dönem" yorumunda bulunmuş ve en olası balo kavalyem de birdenbire Kanada'dan sevgili edinmiş.
A minha professora de Arte fez um comentário sucinto "Período Azul", e, de repente a minha melhor hipótese de par para o baile arranjou namorada no Canadá.
Mavi kod.
Código azul.
Neden gidip mavi olanı giymiyorsun?
Porque não experimentas o azul?
Hyde Caddesinde mavi-yeşil daire çiziyor.
Então passou pelo Círculo Azul-Verde.
Neden her gün mavi takım giydiğimi bilir misiniz?
Sabes porque uso o azul todos os dias?
Elleri normaldi ama bir parmağı maviydi. Sanki "kalemimin tüm mürekkebi parmağıma bulaştı" gibi bir mavi mi ya da Baba Şirin mavisi mi?
Azul tipo "a minha caneta estourou na minha mão"
Mavi kod, 19.
Código azul, 19.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]