English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Bartender

Bartender traducir portugués

51 traducción paralela
Umarım barmeni de göndermemişsindir.
Espero não tenhas despedido o bartender.
Barmen benim.
Eu sou o bartender.
Barmen!
Bartender!
Bir adam bazen, doktoruna söylemeyeceği şeyleri barmene söyler.
Às vezes um homem diz ao seu bartender coisas que nunca diria ao seu médico.
Bir doktor gibi konuşmaya başladın, barmen.
Agora começa a falar como um médico, bartender.
- Prince William adındaki barın barmeni ile görüştük.
Falamos com o bartender de um lugar chamado "The Prince William Tavern".
Oradaydım. Barmen yan çiziyordu ama Kessler, durumu düzeltti.
O "bartender" pôs o gelo mas foi Kessler quem fechou com chave de ouro.
Bana bir... Holy Bartender ( Kutsal Barmen ) ver.
Dê-me... um "Barman-Esburacado".
Nasıl Holy Bartender yapılacağını bilmiyormuş.
Ele não sabe fazer um "Barman-Esburacado".
Güzel, ben nasıl Holy Bartender yapılacağını biliyorum.
Bem, eu sei como se faz um "Barman-Esburacado".
"Holy Bartender." İşte burada!
Um "Barman-Esburacado"! Percebi, porreiro!
Barmen buradaki suratsız için sirke ve soda istiyorum.
Bartender, quero vinagre e agua para este tolo aqui.
Harika yapmışsın, barmen olabilirsin.
Fizeste-a na perfeição. Devias ser "bartender".
- Artık en sevdiğim barmensin.
- És a minha bartender favorita.
Bu yeni barmen adam seni kontrol ediyor.
Aquele novo bartender está a fazer-te olhinhos.
Barmen merak etmeyin.
Não te preocupes com o bartender.
Sonra barmen çanta ve erkek arkadaşın seni elmas bırakır.
Depois, tu fornicas com o bartender e o namorado dá-te diamantes.
- Victoria Jordan, Arbitrage denilen bir yerde barmaidmiş.
- Victoria Jordan, bartender num sítio chamado Arbitrage.
Anla, ben... ben bir garson bir bulaşıkçı olarak ölmeyeceğim...
Vês, eu... não vou morrer como um bartender, ou lava-pratos.
Sen müthiş bir barmensin, biliyor musun?
- é um bartender incrível, sabia?
- Barmen Dave.
- David bartender.
- Evet. Onun yerine buraya gelmelisin. Henry'nin barmenliğini yapacağım.
É, devias vir, vou ser a "bartender" da festa do Henry.
Ve barmeniniz Kyle Nevins?
E o seu bartender, Kyle Nevins?
Hiçbir zaman hazır olmayan şarkılar yazan barmen ve piyanist sensin.
Tu és um bartender, um pianista que escreve canções que nunca estão prontas.
Barmenlik yaptığım günlerde barmenlik yapmıştım.
Eu já fui bartender, enquanto trabalhava para ser bartender.
Barmaid mi?
- A bartender?
Biraz rahatlamaya çalışıyorum.
Bartender, obrigado por cuidar tão bem de nós.
Barmaid!
Bartender!
Barmaid, bize iyi baktığın için teşekkürler.
Bartender, obrigado por cuidar tão bem de nós.
Barmenin İncil'i.
A BÍBLIA DO BARTENDER
Tüm bunları bir barmen için riske atacaksın öyle mi?
E arriscar tudo por uma bartender?
Sadece bir garsonum, barmen değil.
Sei que sou só uma empregada de mesa e não uma bartender,
Evet asla ucuz içkinin gücünü küçümseme. Ayrıca seksi ve eğitimli bir barmenin.
Pois, nunca subestimes o poder de álcool barato, e de uma nova bartender bonita e educada.
Barmen bir eş.
Uma esposa bartender.
Dina Smith, özel barmeyd.
Dina Smith, bartender especial.
Turner Miami'de park ve eğlence yerlerinin temizliğiyle uğraşıyormuş ve aynı zamanda yarım günlük barmen olarak çalışıyor.
Turner trabalha como zelador em parques de Miami e também trabalha como bartender.
Saat 11 : 50 civarı barmen ile konuşmuş ve cesedi de saat 11 : 58'de kabinde bulunmuş.
- Ele estava a falar com o bartender às 23h50, o corpo foi encontrado às 23h58.
Sahibi, bar fedaisi, barmenler ve güvenlik kamerası hepsi cinayet saatinde orada olduğunu söylüyor.
O dono, o segurança, o bartender e as câmaras confirmam que ele estava lá na hora do crime.
- Barmen ve bombacıdır kendisi.
Bartender e fabricador de bombas.
Bence... "Bir at bara girer ve barmen de,'Hayırdır, suratın asık'der." Şaka bu yani.
Eu acho que " Um cavalo entra num bar, e o bartender diz,'andas aos coices com a vida?
Hadi ama sen barmensin, beyin cerrahı değil.
Vamos, tu és bartender, não um neurocirurgião.
Baş barmenle konuştum, Micke diye bir adam.
Falei com o bartender principal, um tipo chamado Micke.
Şuradaki barmene kokteylin nasıl yapıldığını öğretmen gerek.
Preciso de mostrar ao "bartender" como fazer um "cocktail".
Barmen araba kullanmama izin vermedi.
O bartender não me deixou conduzir.
Yarım saniye oynar oynamaz ve barmen ve ben sıkı fıkı olmuş olacaktım.
Meio segundo antes ou depois e o bartender e eu tínhamos ficado íntimos.
Eski Bay Boston Resmi Barmen'in Rehberi'nin ilk baskısını.
A primeira edição do Mr. Boston Official Bartender's Guide...
Gemide barmen ve eminim ki o ve Lara birlikteydi.
É o bartender e tenho a certeza que ele e a Lara gostam de estar juntos.
Okula gidebilmek için barda çalıştım.
Fui bartender para poder pagar a faculdade.
Bir gün barmen bir hata yaptı ve Gil o meşhur lafı söyledi :
E uma vez, o bartender errou e Gil disse :
Chris, uzun zaman oldu. Aynen.
Bartender!
Şu an bir barmenim.
Sou um "bartender".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]