English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Bate

Bate traducir portugués

5,688 traducción paralela
Bu kızda birşeyler şüpheli, ve onu takip edip ne olduğunu anlamalıyım.
Há algo que não bate certo com aquela rapariga, e vou segui-la até descobrir o que é.
Julian öldüremiyor, o yüzden öldürene kadar dövüyor, sonra da korkudan altlarına yaptırtıyor.
O Julian não pode matar, por isso, bate-lhes quase até à morte e depois aterroriza-os.
Eddie Pascucci iyi giyinmeyenleri dövüyor.
O Eddie Pascucci bate em quem não tem estilo.
Kendimizi birine sonsuza kadar bağlamadan önce o kısmın da doğru olduğundan emin olmak için?
Garantir que esse lado das coisas bate certo... antes de nos ligarmos a alguém para sempre?
Bu işte bir tuhaflık var.
Nada disto bate certo.
- Baba kimse Rick'ten zeki değil. Ama başka kimse de babam değil.
Pai, ninguém bate o Rick, mas pai só há um.
Ayrıca, bir dahaki sefere kapıyı çal.
E, para a próxima, bate.
Bekleyin. Yanlış bir şeyler var.
Esperem, algo não bate certo.
Kalaksiya kristali çok güçlü ama etkisi çabuk geçen bir uyuşturucu.
Bate forte, mas passa depressa.
Yolunda görünmeyen bir şeyler var.
Há algo que não bate certo.
Kollarını tavuk gibi çırp.
- Bate os braços como uma galinha.
Sırtıma "tekmele beni" yazan bir kağıt mı yapıştırdın?
Puseste um papel a dizer "bate-me" nas minhas costas?
Böyle başlar.
Bate certo.
Yani saldırgan o anda çocuğun kalbinin hala atmakta olduğunu bilmiyor olabilir.
Então, o atacante pode não saber que o coração dele ainda bate.
- Önce kapıyı çal o zaman.
- Então primeiro bate à porta.
Şefinin gözüne yumruk attığı adam mı?
O tipo cujo chefe lhe bate?
Örsünü vurdukça dalgalar büyüdükçe büyüdü gemileri su içinde bıraktı bir tanesi öyle battı.
Ele bate na bigorna e as ondas ficam ainda maiores, encharcam os barcos, e um afundou-se, por causa do peso da água.
- Koordinatlar burayı gösteriyor.
Bate com as coordenadas.
Koordinatlar burayı gösteriyor.
Bate com as coordenadas.
Sana babamın beni hâlâ dövdüğünü... -... söylemek istemedim.
Eu não queria dizer-te que o meu pai ainda... me bate.
İnterpol'ün de aradığı birine rastladım.
Vi alguém que bate com a descrição de um comunicado seu para a Interpol.
Tarif bu arabaya uyuyor.
- A descrição bate com este aqui.
Kesilen parmağın izi, geziye rehberlik eden bir ebeveyne ait.
O dedo decepado bate com o do pai supervisor, Francis Gibson.
Fiziksel olarak o yapmış olamaz.
A matemática não bate.
Sensöre ışık çarptığında -... fotonlar...
- Quando a luz bate no sensor...
Kapıları çarp. Ya da beni dışlamak haricinde başka bir fikirle gel, evlat edinmek gibi mesela!
Bate com portas, ou tem outras ideias, como adotarmos, em vez de te afastares de mim.
Ve kapıyı tıkladığına emin ol çünkü zil bozuk.
E bate à porta porque a campainha está estragada.
Pekala bizim çavusu tokatla bari.
Está bem, então bate-me uma.
- Kendin tokatla.
- Bate tu mesmo. - Está bem.
Kapıyı çalmana falan gerek yok zaten.
Já não se bate à porta, é?
- Kart ver!
- Bate-me!
Zengin olacağımı düşünüyorsan kapıyı çarparak çık!
Bate a porta com força se eu ficar rico brevemente!
Sonra da sayıyla faturanın uygun olmasını sağlayan alıcınızla ek kârı paylaştınız.
Depois, divide o lucro extra com o seu comprador, que se certifica que a contagem bate certo com a factura.
Robin'le Lily birbirine girmiş ve birkaç dakika sonra kapı çalınmış.
A Robin e a Lily têm uma grande discussão e, minutos depois, alguém bate à porta.
Casey, görünüşe göre şafttaki kavis 25. kata denk geliyor.
Casey, parece que a curva do eixo bate no 25º andar.
Vur bana!
Bate-me!
Tanıma uyuyor.
Ela bate com a descrição.
Ve polis memurları Ella'nın bir adamla tartıştığını gören iki görgü tanığı buldu.
- O álibi dela bate e encontramos duas testemunhas que os viram a discutir.
Vur ona, haydi, vursana!
Então... Bate-lhe! Vá lá!
Vur ona,
Bate-lhe.
Vur dedim.
Bate-lhe.
Evet, işte böyle, daha sert vur!
Bate-lhe! Isso! Com mais força.
Seni amcık, patlat bir tane daha!
Bate-lhe! Bate-lhe! Maricas!
Bir tane daha vur, bir daha.
Bate-lhe mais! Bate-lhe mais!
Vuruş yapıldı, top direğe çarpıyor ve -
A bola sobe, bate na trave e...
Bu pek de doğru görünmüyor, değil mi tatlım?
Algo não bate certo, não é, querida?
Mala vururken de, ortalığı batırıyor olmalı.
Deve ser uma porcaria, sempre que bate uma.
( Her ikisi de homurtular ) ( Çığlıklar ) yok! Kimse beni vurur!
Ninguém mais me bate!
- Hiç kodes projesini duymuş muydun?
Já ouviste falar do projecto bate-pé?
Ama bir şeyi aklım almıyor.
Há algo que não bate certo.
Sopala onu!
Bate-lhe!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]