Beam traducir portugués
137 traducción paralela
- Buzlu burbonum nerede?
- Onde é que está o meu Jim Beam com gelo?
Peki ama Dr. Fred Beam?
E o Dr. Fred Beam?
Beam.
É o Beam.
- Neden Beam'i öldürsün ki? - Neden mi?
- Porque é que ele mataria Beam?
Evet, bunu bende anladım ama bunu neden hepimize değil de Dr. Beam'i öldürsün?
Isso eu já entendi... mas porquê matar só o Dr. Beam e não todos nós?
Çünkü Beam elimden düşürdükten sonra sen radyo'mla oynuyordun.
Porque apanhás-te o meu rádio depois de o Beam o tirar de mim.
Jim Beam.
Green.
Jim Beam ve Early Times var.
Há Jim Beam e Early Times.
Jim Beam, buz, su.
Uísque Jim Beam, gelo e água.
Şu elinde Jim Beam'la oturan ve sana "Belboy" diye bağıran adam Norman.
O gajo sentado na cadeira com o Jim Beam na mão, a gritar paquete, é o Norman.
- Nick Beam ´ in ofisi.
- Escritório do Nick Beam.
- Ben Nick Beam'im.
Eu sou Nick Beam.
Ben Nick Beam'im.
Eu sou Nick Beam.
Ve Nick Beam asla bu pisliğe göz yummaz.
E o Nick Beam não atura essas merdas.
Nick Beam kaderinin hakimidir, kaderine kendisi yön verir.
Nick Beam é senhor do seu destino... o dono do destino dele.
Ben ki Nick Beam'im, Zindeyim, çakı gibiyim... ve de oldukça eminim, hiç bir bok istemiyorum.
Quanto ao Nick Beam estou bem, na maior... e de certeza que não aturo merdas.
Yaşlı Nick Beam patronunu soyacak!
Aqui o velho Nick Beam vai roubar o seu chefe!
- Nick Beam.
- Nick Beam.
- Yapma, Bay Beam.
- Por favor, Sr. Beam.
- Bay Beam.
- Sr. Beam.
- Bay Beam, Bay Beam, Bay Beam.
- Sr. Beam, Sr. Beam, Sr. Beam.
- Sonsuza dek benimle kal Bay Beam.
- Ficas comigo para sempre, Sr. Beam.
Sonsuza dek benimle kalır mısınız Bay Beam?
Ficas comigo para sempre, Sr. Beam?
Kimse Nick Beam'le uğraşamamz.
Ninguém se mete com Nick Beam.
Çantayı bırakın... yoksa ortağım Nick Beam kıçınızı mermi dolduracak.
Entrega o saco... Ou então o meu amigo Nick Beam vai pôr uma no teu cú.
- I got a beam all picked out!
- Já escolhi a trave!
Şerefe. Bana bir Jim Beam daha.
Preciso de outro jim beam.
İki Miller, bir Jim Beam ve bir romlu kola.
Dá-me duas Millers, um Jim Beam, Rum e Coca.
Yarım şişeden sonra, Sean'la aramızdaki buzları erittik... en azından kıçım eritti.
Meia garrafa de Jim Beam depois, eu e o Sean quebràmos o gelo pelo menos, o meu rabo fê-lo.
Hey, Jim Beam *. Kes şunu.
Cala-te Jim Bean.
Johnnie Walker, Jim Beam, Jose Cuervo ve iki tane Glens : Livet ve Fiddich.
Johnnie Walker, Jim Beam, Jose Cuervo, e os dois Glens, o Livet e o Fiddich.
Yani, "Işınla beni, Scotty" gibi mi?
Você quer dizer algo como como "Beam me up, Scotty"?
- Jim Beam yağacak gibi.
- Parece que vai chover Jim Beam.
Hallet şunu Beam!
Arranja isso, Beam.
Onunla neredeyse kavga eden Beam idi.
Foi o Beam que quase se pegou com ele.
Beam!
Beam!
Seninle konuşmak istiyorum Beam.
Preciso de falar contigo, Beam.
Beam yanlış anlamış olmalı.
O Beam deve ter percebido mal.
Beam'in gözü önünde.
À frente do Beam.
Hey Beam!
Ei, Beam!
İnan bana. Beam öyle biri.
Acredita em mim, o Beam é assim mesmo.
Beam bu.
Este é o Beam.
Hemen gidip Beam'i görmeliyim.
Mas tenho de ver o Beam agora mesmo.
Beam, Orm'un yerinde misin?
Beam, estás no café da Orm?
Beam, tanıdığını söylemezdi.
Ela não ia dizer o que sabia.
Ve Beam'in öleceğini ha?
Irá o Beam morrer?
Bayan, Beam'in öleceğini neden bize söylemediniz?
Senhora, porque não nos disse que o Beam iria morrer?
Jim Beam!
Jim Beam!
Nick Beam.
Nick Beam.
Beam.
Beam.
Yeter! Beam!
Já chega!