Binlercesi traducir portugués
358 traducción paralela
Kilisenin önünde binlercesi toplanırsa hiç de güzel bir manzara olmaz.
Quando eles se reunirem todos à porta da igreja o quadro não será nada festivo.
Renkli, canlı, karmaşık, gürültülü... Kazbah'ta bu yapılardan yüzlercesi binlercesi vardır.
Colorida, dinâmica, multifacetada, agitada,... não há um único Casbah, mas centenas.
Avrupa'nın her köşesinden binlercesi kalkıp yerimizi dolduracaktır.
De cada canto da Europa centenas, milhares, tomariam os nossos lugares.
İkisi de masanın üstünde, binlercesi.
- Turcos ou virginianos? - Com licença.
Binlercesi enterne edildi.
Milhares foram detidos.
Hem de binlercesi.
Milhares delas.
Bugün burada yüz asker var, yarın binlercesi gelecek,
Hoje são cem soldados, amanha serão milhares.
- bizim gibi binlercesi, baba.
- Somos milhares, pai.
Hem de binlercesi.
Não é razão suficiente?
"Binlercesi tarafından kazanılan ganimetler için bir kişi mi hak isteyecek?"
'Um homem clama para si o troféu de muitos? '
Onlarcası, yüzlercesi, binlercesi, bitmek bilmeyen bir insan, hayvan ve bir o kadar sığır, sel halinde,
Às dezenas, centenas e milhares, torrentes intermináveis de homens, bestas e fardos - e mesmo inúmero gado - desembocaram na Avenida das Esfinges.
Böyle binlercesi var.
São milhares de razões.
Binlercesi var, yararsız ağaç hep onların üzerinde duruyormuş.
Milhares de pepitas escondidas debaixo das raízes desta árvore.
Binlercesi geliyor!
Rápido! Milhares deles! 612!
- Hala Thunderbird'lerden bir haber yok. - Singapurda fırtına var... - Binlercesi evlerinden oldu.
O tufão Jago atingiu Singapura há uma hora e há milhares de pessoas sem abrigo devido a um vulcão em Jacarta.
Çok hızlı zıplıyorlardı ve yüzlercesi, binlercesi vardı!
- Saltando, rapidamente... Às centenas, centenas!
Hem de binlercesi.
Aos milhares.
- Binlercesi.
- Milhares deles.
Yani yumurtalardan bunun gibi binlercesi mi çıkacak?
Se estes ovos chocarem, haverá milhares de coisas como ela?
Sanki tüm insanların kalp atışı gibiydi. Daha binlercesi gemiye baskı yapıyor gibi.
Parecia a batida cardíaca daquelas pessoas e de outros milhares, de encontro à nave.
Binlercesi ölürken bir kızı kaale almazlar.
Não se ralarão com uma rapariga quando morrem milhares por dia.
Neden her gün binlercesi gelen gemilerden birine yükleyip, kısa yoldan amaçlarına ulaşmasınlar?
Porque, simplesmente, não a trazer num contentor de navio, como um dos milhares que entram todos os dias sem qualquer inspecção, porque a Segurança Nacional não tem recursos suficientes, para fazer o serviço?
Albayın arabası nasıl bir şeydi bilmem ama Güney Kaliforniya'da bunun gibi binlercesi vardır.
Não sei que tipo de carro tinha o coronel, mas deve haver milhares iguais a ele no Sul da Califórnia.
Yüz binlercesi öldü.
Centenas e milhares morreram.
Enfeksiyonun yayılmasını engellemek için .. Yüz binlercesi yok edildi.
Centenas e milhares tiveram de ser destruídos para prevenir que a epidemia se espalhasse.
Ordumuzun üçte birinin silahı yok ve on binlercesi de teslim oluyor.
Um terço de nosso Exército está desarmado e milhares de soldados estão se rendendo!
Binlercesi ediyor olmalı.
Devem estar milhares de pessoas.
Ve flamingolar görünür, binlercesi bütün gökyüzünü pembeye boyarlar...
E quando os flamingos aparecem, milhares e milhares deles o céu inteiro inteiro fica cor de rosa...
Binlercesi inanmazdı!
Milhares não o fariam.
Almanların zorla çalıştırmak için sürgüne gönderdiği kişilerden binlercesi ormanlara kaçtı ve orada gerillalara katıldı.
As deportações alemãs obrigaram milhares de pessoas a fugir para as florestas onde se juntaram aos resistentes.
Annem, Carol ve daha binlercesi.
A Mãe, a Carol e milhares de outras pessoas.
- Hayır, bizi öncü zannettiler ve bizi binlercesi izleyecek sanıyorlar.
Pensam que somos os primeiros e que milhares nos vão seguir.
Bunların binlercesi ortalıkta elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
Há milhares desses á solta.
Ülkemde Toku gibi binlercesi var.
O meu país cria muitos como o Toku.
Binlercesi üşüştü onlar da oynayacakmış...
Eles reunem-se, o poder de milhares. Nós so vamos jogar juntos.
Oynarken seyretti binlercesi!
Milhares vêm ver-te jogar
Ben bu yarım aklımla şu yaşıma kadar hayatta kaldım, binlercesi o tam akıllarıyla genç yaşta ölüp gittiler! Başka ne diyebilirim size?
O que posso eu dizer, senão que sobrevivi à meia-idade com metade do meu juízo, enquanto milhares pereceram com todo ele intacto.
Sen Bethlehem Effrata, Judah'ın binlercesi arasında, çok küçüksün.
Tu, Belém Efrata, és a mais pequena entre as milhares da Judeia.
- Evet, binlercesi var.
- Sim, somos milhares.
... binlercesi de evsiz.
... milhares de outros ficaram sem casa.
İyi olacaklar. Ve onlar gibi binlercesi de öyle.
Eles ficarão bem... assim como milhares deles.
Ve yüzlerce değil, binlercesi.
Milhares, não dezenas!
Bu işi yapan binlercesi var. Hiçbir yere vardıkları yok.
Há milhares a fazê-lo e não vão chegar a lado nenhum nem nunca chegarão
Binlercesi var.
Milhares deles.
Binlercesi!
Rapazes aos montes.
Burada binlercesi olmalı.
Devem ser aos milhares.
Binlercesi ölüyor.
Morrem aos milhares.
- Evet.Binlercesi!
- Sim, milhares deles... - Uh, lindo!
Binlercesi gelecek.
Agora, milhares irão nos perseguir.
Dağ eteklerinde binlercesi var.
Há milhares deles nos sopés.
En azından binlercesi var!
São todos familiares.