Birlikte gideceğiz traducir portugués
299 traducción paralela
Göçmenlerle birlikte gideceğiz.
Nós iremos com os colonos.
Birlikte gideceğiz ve sen, Abdullah sen onun muhafızı ve...
- De acordo, homens? - Sim! Cavalgaremos juntos, e você, Abdullah, será o seu guardião e protector.
Ben ve Dice birlikte gideceğiz buradan.
Eu e o Dice damo-nos muito bem.
Birlikte gideceğiz...
Vou com...
Birlikte gideceğiz.
Iremos até lá todos janotas.
Birlikte gideceğiz.
Vamos todos juntos.
Ölüme birlikte gideceğiz.
Morreremos juntos.
St. Cloud'tan git. - Evet, birlikte gideceğiz.
Ela escreveu-o a batom, na casa de banho do bar do hotel.
Birlikte gideceğiz sanıyordum.
Pensava que íamos juntos.
Sonra hep birlikte gideceğiz.
Depois podemos todos partir.
Onunla birlikte gideceğiz. Londra'ya gideceğiz.
Vamos de viagem, levar o Harry a Londres.
- Yemeğe takımla birlikte gideceğiz.
- Tenho de ir comer com a equipa.
Yarın eve dönüyorsun. Bırakacağım, ve birlikte gideceğiz.
Iremos juntos, ninguém suspeitará de nós, e desaparecemos logo pela manhã.
Birlikte gideceğiz, bir dakika.
Nós vamos dentro de momentos.
Amerika'ya birlikte gideceğiz.
Vamos ir para a América. Está prometido.
- Birlikte gideceğiz dedin, değiştiremezsin!
Disse que sairíamos, juntos. Não podes mudar de ideias.
Hep birlikte gideceğiz.
Cubram esse flanco!
- Hepimiz birlikte gideceğiz.
- Vamos todos, mas assim näo.
Galaksiden bir daha ayrıldığında Willie, birlikte gideceğiz.
Da próxima vez que saires da galáxia Willie, vamos juntos.
NBC'ye birlikte gideceğiz.
Nós vamos à NBC.
- Hayır, birlikte gideceğiz.
- Não. Iremos juntos.
Brooklyn'e birlikte gideceğiz.
Vamos para Brooklyn.
Yarın ikimiz birlikte gideceğiz, yan yana.
Amanhã vamos andar juntos, juntos, lado a lado.
Bana elini ver Leonato, birlikte gideceğiz.
- Iremos juntos, Leonato.
Birlikte gideceğiz.
Nós vamos juntos.
Senin boyuna gelir. Yüzmeye mi gideceğiz, birlikte?
Estás a convidar-me para irmos... nadar juntos?
Birlikte onun dairesine gideceğiz.
Iremos a seu apartamento juntos.
- Birlikte gideceğiz. - Hayır, gitmeyeceğiz.
Não vamos.
Yani birlikte mi gideceğiz?
- Ou seja que iremos juntos, Hennessy?
Cumartesi buluşup hep birlikte erzak almaya gideceğiz.
Portanto, sábado juntamo-nos e vamos abastecer-nos à cidade.
Birlikte Santiago'ya gideceğiz.
- Santiago?
Birlikte Texas'a gideceğiz.
Todos vamos para o Texas.
İspanyol topraklarına gideceğiz. Cennetten bir köşe olan Texas'ta her zaman birlikte yaşayacağız.
Vamos para essa rica terra onde Moses Austin ganhou uma concessão para os americanos atrevidos.
Sonra hep birlikte Leo'nun evine gideceğiz. Orda kimse yok.
Vamos para casa do Leo, porque não está lá ninguém.
Yarın Hokey oynamaya gideceğiz. Sonrasında ikimiz birlikte parkta sosisli yeriz.
Amanhã vamos a um jogo de hóquei e comemos um cachorro-quente, no parque, tu e eu.
Birlikte rodeoya gideceğiz, giriş için onluğu ödeyeceğiz.
Levamos-te até ao rodeo, damos-te o dinheiro da entrada.
Onlarla birlikte biz de gideceğiz.
Nós morremos com elas.
Birlikte dükkana gidecegiz.
Vamos todos caminhar até à loja ali em cima.
Biraz eskilere gideceğiz o kadar eskiye gideceğiz ki sizlere söylemeye utanıyorum kendisi bu akşam bizlerle birlikte.
Somos amigos há tanto tempo que até tenho medo de dizer.
Sonra da gelip seni alacağım ve birlikte kliniğe gideceğiz. Ne dersin?
Vou buscá-lo dentro de uma hora para o levar para a clínica, sim?
Şimdi babanız dükkanı kapatacak ve hep birlikte balık tutmaya gideceğiz.
Vou fechar e todos iremos pescar.
İkimiz birlikte Paris'e gideceğiz.
Você e eu iremos para Paris.
Güneş bir saate kadar doğacak ve biz hep birlikte buradan gideceğiz.
O sol vai nascer daqui a uma hora e vamos todos sair daqui. Tu, eu... a Linda, a Shelly.
Hep birlikte komşusunun evine gideceğiz ve siz de onu bir tür vampir testinden geçirecek ve insan olduğunu açıklayacaksınız.
Vamos todos à casa do vizinho... e faz uma espécie de ritual, um teste para vampiros... para o proclamar humano.
Birlikte şalopaya gideceğiz!
Para o escaler com você!
Birlikte mi gideceğiz.
Vamos todos juntos? Sim.
Şimdi erkekler ve kızlar, hep birlikte katedralin mimarının mezarını görmeye gideceğiz.
E agora, rapazes e raparigas, vamos ver o túmulo do arquitecto desta Catedral. Mantenham-se juntos.
Cuma günü hep birlikte balık tutmaya gideceğiz.
Estou a convidar um grupo de amigos para uma recepção, na sexta feira.
Birlikte gideceğiz.
Iremos juntos.
Yine birlikte "avlanmaya" gideceğiz.
Vamos ambos "à caça".
Birlikte gideceğiz.
Eu vou contigo.