Boris traducir portugués
1,152 traducción paralela
Sonja, Aman Tanrım, her zamankinden daha güzelsin. - Boris, öyle mutsuzum ki.
Sonja, estás mais bonita aqui parada do que em pessoa.
- Olmamanı isterdim.
- Boris, sou tão infeliz.
Boris, hayatım bir felaket.
Ai, Sonja. Boris, a minha vida está arruinada.
- Bir at tarafından ezilmek istemiyorum. Ya sen, Boris?
Não quero ser esmagado por um cavalo.
İkisi de deli. Çar biraz daha uzun. Boris, ne Çar'ı ne de Napolyon'u beğeniyorsun.
Se não gostas do Napoleão e não gostas do Czar, quem achas que deveria governar o país?
ÜIkeyi hizmetkarların yönetmesini istiyor! - Yani, Boris!
Ele quer que os servos governem o país.
- Evli misin, Boris?
- És casado, Boris?
Çok sağIıklı bir durum. - Boris, bak.
Uma situação muito saudável.
- Boris, "Blini" ne dokunmamışsın.
- Quase nem tocaste nas tuas blini.
Boris, adam ciddi.
Boris, é a sério!
- Hey, ne oluyor? Bugün Boris'i tokatla günü mü?
- A tua honra está a prémio!
- Sen bir savaş kahramanısın.
- É o Dia das Bofetadas ao Boris? És um herói de guerra.
- Teşekkürler, kuzen Boris.
- Obrigada, primo Boris.
Ama Boris'i sevmiyorum ki.
Mas não amo o Boris.
Ben, Boris ve altı evlatlık çocuk!
Eu, o Boris, e seis crianças alugadas!
Yarın sabah, sevgili kuzenim Boris bir İsviçre peyniri olacak. Ona bir söz ver!
Amanhã a esta hora, o meu adorado Boris vai parecer um queijo suíço!
Elbette, Boris. Seninle evlenirim.
A viver com um queijo suíço e filhos alugados!
Benim için şereftir.
Claro que casarei contigo, Boris.
Geciktin Boris Grushenko.
Está atrasado, Boris Grushenko.
Boris Dimitrovitch.
Boris Dimitrovitch!
Boris Dimitrovitch, şu andan itibaren yeni bir hayata başIıyorum!
Boris Dimitrovitch, a partir de hoje, terei uma vida nova!
Boris, seni sevmiyorum. - Oh, Sonja.
- Boris, eu só não te amo.
Aşkın değişik çeşitleri vardır, Boris.
Há muitos tipos de amor diferentes.
- Bir sürpriz, Boris.
- Que temos de sobremesa?
Boris, hayatım boyunca bu kadar mutlu olmamıştım. Seni seviyorum Boris.
Boris, nunca fui tão feliz em toda a minha vida!
Oh, Boris.
Boris...
Boris, çok mutluyum!
Sou realmente feliz!
Peder, Boris intihar etmeye çalışıyor.
Padre, o Boris está a tentar suicidar-se!
Boris'e git ve şöyle de :...
Então diz isto ao Boris :
- Bir fikrim var.
- Boris? - O que é?
Boris, gerçek bir kahramanlık sergilemek için büyük bir şans olacak.
É a nossa oportunidade de realizarmos um acto heróico!
Boris, ilk kez olarak kendimi özgür hissediyorum.
Boris, pela primeira vez na minha vida sinto-me livre!
Bak Boris.
Olha, Boris.
Bu oda yeterince büyük mü yoksa bir süit mi tercih edersin? - Boris...
É suficientemente grande para ti ou preferes uma suite?
Boris, korkuyorum. - Korkuyor musun?
- Boris, tenho medo.
Ve sakın tetiği itme, Boris.
E não puxes o gatilho, Boris.
Boris. Keşke yeniden çocuk olabilseydik.
Boris, se pudéssemos ser crianças outra vez.
Boris, buraya tatile gelmedik!
Boris, não estamos aqui de férias!
Yapma Boris. Yine Thomas Aquinas'tan alıntı mı yapacaksın?
Não vais voltar a citar Tomás de Aquino.
- Boris. Çocuklarımız için.
- Boris, pelos nossos filhos.
- Korkma Boris.
Não temas, Boris.
Boris, ne oldu?
Boris, o que aconteceu?
Sıkı giyin Boris ve iyi vakit geçir!
Bem...
- Ben bir at tarafından ezilmek istiyorum.
E tu, Boris?
- Ne var?
- Olha aqui, Boris.
- Boris!
É...
- Evet.
- Boris!
- Boris!
- Boris!
- Yapma Boris! Lütfen.
Pára Boris!
Bak, bu Boris!
É o Boris!
Boris!
Boris!