Brandy traducir portugués
1,121 traducción paralela
Sadece Brendi var. Ama baya kalitelidir.
Só tenho brandy, mas é do bom.
Biraz daha al bu... üzücü konyaktan.
Beba um pouco mais deste... brandy desolador.
- Sanırım konyak...
- Não quero. - Um brandy?
Martiniler, şaraplar ve konyak etkisini gösterdi ve çiftin üstüne tatlı bir duygu çökmeye başlıyor.
Os martinis, os dois vinhos e o brandy fizeram efeito, e cobre-os uma gloriosa aura, tal qual um sonho.
Kıza o martinileri, şarabı, konyağı, tek bir nedenle içirtti.
Deu-lhe martinis, vinhos, branco e tinto, brandy, com um só motivo. Para a pôr bêbeda!
Şimdi kızın dudaklarını zorlayıp son bir konyak içirirken...
Enquanto ele força um último brandy pelos seus lábios relutantes...
Rick ve Gabby konyaklarıyla oturuyorlar.
Rick e Gabby estao sentados com copos de brandy.
Cointreau, kanyak, keyfine bak.
Cointreau? Brandy? Sirva-se.
Kanyak, Cointreau, keyfine bak.
Brandy? Cointreau? Sirva-se
- Kanyak, lütfen.
- Brandy, por favor.
Cointreau mü yoksa kanyak mı istersiniz?
Prefere Cointreau ou brandy?
Konyak verseniz geçer.
Chegava-me brandy medicinal.
O kahramanlara verilir.
Brandy é para heróis.
İlaç dolabından biraz konyak al.
Há brandy no armário médico do Reynolds. Vai buscá-lo.
Daha sonra şarabımıza ve brendimize döneriz.
Voltaremos depois para nosso porto e brandy.
Bana da şu tιbbi konyaktan bir şişe getir.
E traz-me uma garrafa desse brandy medicinal.
Konyak kalmadι komutanιm. Hepsi nehrin dibini boyladι.
Não há mais brandy, só no fundo do rio.
Biraz konyak getireyim.
Irei buscar um brandy.
Size biraz konyak getireyim.
Trarei um pouco de brandy.
Bekar züppeler Brendi içenler
De fanfarrões solteirões E bebedores de Brandy
Hala biraz brandy kaldı mı?
Tem um pouco de brandy?
Brandy ve soda, efendim.
Brandy e soda.
- İçkinizi alın.
- O seu brandy.
Biraz konyak olabilir.
- Não sei. Talvez um brandy.
Yalnızca konyak.
Brandy? Só brandy.
Evet, tatlım, biraz daha konyak iyi olur.
Sim, querido. Talvez um pouco mais de brandy.
- Kanyak başağrısı yapmıyor mu?
- O brandy não te dá ressaca?
Bir damla daha konyak istiyorum, lütfen.
Queria mais um golinho de brandy, por favor.
Keşke biraz konyak olsaydı.
Quem me dera ter brandy.
Konyağı seviyorum, gerçekten.
Adoro brandy, gosto mesmo.
Konyak içmeye alışkınımdır.
- Acalma-me. Eu costumava beber brandy.
- Faresi, karıcığı, konyakla gargara yapan biri...
- A mulher dele bebe brandy...
Yerde, fayansların üzerinde uzanmıştı, dizlerini karnına doğru çekmişti konyak şişesinin etiketini sıyırmaya başladı.
Está deitada no chão, nos ladrilhos, toda enrolada e começou a tirar o rótulo da garrafa de brandy.
- Sauri konyağı bile mi?
- Nem de brandy sauriano?
- Senin için ne yapabilirim?
- Em que posso ajudá-lo, Jim? - Dê-me o brandy, já disse!
Dr. McCoy revirde konyak istediğinizi ve alıp gittiğinizi söyledi.
O Dr. McCoy diz que o senhor exigiu este brandy na enfermaria.
Biraz konyak içsen hiç fena olmaz.
Devia beber um pouco daquele brandy.
Sauri kanyağı falan mı içtin sen?
Andaste a beber brandy sauriano?
" Onu biraz konyak içmeye ikna etsen iyi olurdu.
" convença-a a beber um pouco de brandy.
" içine biraz konyak karistirirsin.
" com um pouco de brandy e verás.
Çocuk da öyle yapmis, taze sütü konyakla güzelce karistirmis. Annesine vermis, o da bundan biraz içmis.
Ele fez o que o médico disse, o brandy com leite fresco... e deu-o à mãe e ela bebeu um pouco.
Kahvaltı, dört rafadan yumurta, iki dilim ekmek, kahve, bir ons kanyaktan oluşacak.
O café da manhã consiste em quatro ovos crus, duas torradas, café e uma taça de brandy.
- Bir konyak bardağında ve kapı kolunda parmak izleri bulduk.
- Achamos impressões digitais em um copo de brandy e na maçaneta.
Berbat puroları, berbat brendisi, berbat tabloları.
Com os seus charutos. Com o seu brandy. E a sua pintura podre, podre!
- Biraz konyak?
Quer tomar um brandy?
"Suçlu Kadınlarda Görülen Seksüel Bozukluklar" Sana bir bardak konyak getireyim.
Deixa-me arranjar-te um brandy.
Biraz daha istermisiniz?
- Oh, que tal um brandy? - Obrigado.
B ve S'ye ne dersin?
E que tal um brandy com soda?
- Bu insanları tanıyorum.
O rato dele bebericava demasiado brandy e passava metade do tempo a vomitar. Talvez não. - Eu conheço essas pessoas.
Sauri konyağı.
Brandy sauriano.
- Ondan konyak emretmişsin.
- Exigiu brandy.