Bunker traducir portugués
896 traducción paralela
Çantanızı ranzanıza koyduracağım.
Vou mandar colocar a mala no seu bunker.
Bütün birliklerin, tünel sığınağının kuzeyine doğru geri çekilmeleri için gerekli emri ver.
Ordenem a todos os postos de comando que retiram para norte do bunker.
Daha bunun gücüne yakın hiç bir şey patlatılmadı Biz oldukça yakın olacağız fakat ilerideki siperde sığınan gözlemciler bizden çok daha yakın olacaklar.
Nunca nada assim potente foi detonado. Vamos estar bastante perto, mas há observadores num bunker avançado que estarão bem mais perto.
Tarawa. Bunker Hill, Gettysburg ve Alamo'a eş bir isim.
Seríamos os rapazes da limpeza de novo, os coadjuvantes... fechados no navio, enquanto o resto da divisão combate.
Çekirdeği koymak için bir sığınak yapmamız bile 10 gün sürer.
Säo 10 dias, só para construir um bunker para albergar o núcleo.
Siz sanıyorsunuz ki bütün şanlı olaylar doğuda oldu! Her şey Valley Forge'la Bunker Hill'den ibaret!
Todos acham que a glória aconteceu no Leste, com Valley Forge e Bunker Hill!
Daha bugün Bay Bunker'a dedim ki...
Somente hoje eu disse ao Sr. Bankers, eu disse :
Bunda utanılacak bir şey yok Bayan Bunker.
Bem, não tem porque se envergonhar, Sra. Bankers.
- Teşekkür ederim Bayan Bunker.
Obrigado, Sra. Bankers.
Hayır, teşekkür ederim Bayan Bunker.
Não, obrigado, Sra. Bankers.
Ve Bay Bunker ile birlikte bir deli bir kemik kalıyorduk.
E havia eu e Sr.Bankes apenas consumindo.
Ben bakarım Bayan Bunker.
Eu abro, Sra. Bankers.
- Teşekkürler Bayan Bunker.
- Obrigada, Sra. Bunker.
Sığınağın içine bağla.
Dá-me o interior daquele "Bunker".
Sığınağa!
O bunker! - Não consigo olhar.
Sığınakta kapalı kaldılar.
Estão trancados no bunker.
Şöyle, Graham'lar, Lear'lar, Bunker'lar.
Os Graham, os Lear, os Bunker.
Çünkü Lucinda Roger Bunker'le dans ediyordu.
Porque a Lucinda estava a dançar com o Roger Bunker.
- Buradan Bunker'lere gidiyorum.
- Daqui, vou até aos Bunker.
Bunker'ler parti veriyorlar.
Os Bunker devem estar a dar uma festa.
O yüzden Bay Bunker'ı size koruma olarak veriyorum.
Por isso, quero que acompanhe o senhor Bunker.
Gelebildiğinize sevindim.
Estou satisfeito que tenha chegado bem, Bunker.
Adam bankayı soyan Jesse James dedi.
Bunker disse algo sobre o Jesse James.
Sığınaktaki, krematoryumdaki, gaz odalarındaki feryatlar dehşet vericiydi.
Os gritos no bunker, no crematório e na câmara de gás eram horríveis.
İyice kabuğuna çekilmiş Reichskanzlei'n altındaki yeraltı karargâhında günlerini geçiriyordu.
Cada vez mais, recolhia-se no seu quartel-general subterrâneo, sob a Chancelaria Imperial, o bunker.
Konser sonrası askerî toplantı için sığınağa döndüğümde Hitler'in neredeyse aklı başından gitmişti.
Quando voltei deste concerto, decorria uma conferência militar. Entrámos no bunker e vimos Hitler quase fora de si.
Nisan ayı ortalarına kadar sığınağına çekilmemişti. Çünkü artık hava akınları gitgide kötüleşip sıklaşmıştı.
Ele só se retirou para o bunker na primeira quinzena de Abril, porque os ataques aéreos aumentavam de intensidade e frequência.
Sığınağın alt bölümünde Hitler'in çalışma odasına açılan bir antresi bulunan askeri konferans odası bulunuyordu.
O bunker estava dividido de tal modo que na área inferior havia uma sala para conferências militares com uma antessala que levava ao gabinete de estudo de Hitler.
Sığınaktaki durum mantıksızdı.
A situação no bunker era absurda.
Goebbels, hâlihazırda sığınakta bulunan çocuklarının nasıl hayatlarına son verileceğini ayrıntılarıyla aktarıyordu.
Goebbels falava pormenorizadamente, é claro, dizendo como deixaria morrer os filhos, que já estavam no bunker.
Belki de Himmler kirli bir oyun tezgâhlamıştı. Verdiği şey onu yalnızca bayıltacaktı. Ardından da sığınağından dışarıya çıkartılıp düşmana teslim edilecekti.
Talvez Himmler tentasse fazer um truque sujo, dando-lhe algo para o deixar apenas inconsciente, de modo a ser levado do bunker contra a sua vontade e entregue ao inimigo.
Açık bir şekilde sığınaktan gelmişti. Çünkü dışarıdan gelen silâh seslerinin nasıl olduğunu biliyorduk.
Fora obviamente dentro do bunker, porque os disparos do exterior... eram um ruído que já conhecíamos.
Ambar sahnesinden sonra salıverecekler beni.
Acabo na cena do "bunker".
* Ve Bunker savaşmışlar Hill'de *
And fought at Bunker Hil
Resuli'yi takip etmekle sonuç alamayız.
Seria tão inútil perseguir o Raisuli, como os britânicos em Bunker Hill.
Tıpkı Archie Bunker gibi.
Exactamente como o Archie Bunker.
Bizde Kojak her zaman katili yakalar ve Archie Bunker'ın evinde hiç kimse kanser olmaz.
Dizemos que o detective apanha sempre o assassino, e que ninguém adoece com cancro na telenovela.
Siz hiç Forge Vadisi'ni veya Bunker Tepesi'ni duymadınız mı?
Nunca ouviram falar de Valley Forge ou de Bunker Hill?
Sığınağım nerede?
- O meu bunker?
Seni bir saat içinde detaylı raporunla birlikte sığınağımda görmek istiyorum, anlaşıldı mı?
Venha ter comigo ao meu bunker daqui a uma hora, com um relatório. - Compreendeu?
Ama Bunker ve Taggs'i kaybettik.
Pois, mas acabo de perder o Bunker e o Taggs.
- Ne? Yolun yukarısında, Beverly Hills isimli beton bir sığınak var!
Ao cimo da rua há um bunker chamado Beverly Hills!
Sığınağa gitmeliyiz.
Vamos para o Bunker.
Bob'un Country Sığınağı.
Bob's Country Bunker.
- Bob'un Country Sığınağı mı?
- Bob's Country Bunker?
Vay canına, size bir şey söyleyeceğim, Country Sığınığında... uzun zamandır duyduğumuz en iyi müzikti bu.
Caramba, tenho de vos dizer que foi da melhor música que ouvimos... no Country Bunker desde há muito.
Bir Bunker Hill Akademisi mezununun silah başı çağrısına aldırış edilmediği hiç vaki değildir.
Nenhum apelo às armas foi recusado pelos graduados da Academia de Bunker Hill.
Bilirsiniz, Bunker Hill tören yönünden zengindir... ama bu her zaman kişisel tutmak istediğim bir olaydır... bir binbaşıya hoşçakal der ve bir diğerini buraya atarken.
Bunker Hill é rica em cerimónias, mas esta é uma ocasião que prefiro manter privada, quando me despeço de um Major e nomeio outro para o seu lugar.
Bana, Bunker Hill'in kapatılacağı bilgisi verildi. Bütün binaları yıkılacak. Anılardan başka hiç bir şey kalmayacak.
Fomos informados que a Academia de Bunker Hill vai ser encerrada, os seus edifícios serão demolidos, nada restará... a não ser memórias.
Bunker Hill'e 12 yaşındayken geldim.
Vim para Bunker Hill quando tinha 12 anos.
Atış, iddiaya göre, Bunker Hill Askeri Akademisi amiri General Harlan Bache tarafından yapılmış.
O disparo foi, alegadamente, do General Harlan Bache, Superintendente da Academia Militar de Bunker Hill.