English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ C ] / Calcutta

Calcutta traducir portugués

52 traducción paralela
Bak, onu Calcutta'dan kendim sipariş ettim.
Olhe, encomendei eu mesma de Calcutta.
Calcutta'lı bir çocuk, şu anda Hindistan Konsolosluğu'nda bulunuyor.
Uma crianca de Calcutá reside agora aqui, na embaixada da Índia.
Calcutta, Ganj Nehri'nin...
Calcutá fica na foz...
Calcutta, Ganj Nehri'nin başladığı yerde bulunur.
Calcutá fica na foz do Rio Ganges.
İskelenin en berbat batakhanesiydi, Bombay ile Calcutta arasındaki tüm ipsiz, sapsızlar oradaydı.
A espelunca mais rasca do cais, onde iam todos os párias e assassinos de Bombaim a Calcutá.
Hindistan'da, Calcutta'da uzun yıllar boyunca geniş kapsamlı ve başarılı çalışmalarda bulundu.
Exerceu uma actividade próspera durante anos na Índia, em Calcutá.
Calcutta'da, annemle evlendi.
Em Calcutá, casou-se com a minha mãe.
Şu sıralarda Cooms Calcutta'dır.
O Coombes esteve em Calcutá por essa altura.
Bayan Stoner'ın da söylediği gibi onu Calcutta'da tanıdığını teyit etti ve şaşırtıcı bir gerçeği de ekledi.
Ele conheceu realmente o Roylott em Calcutá, Confirmou o que a rapariga disse e acrescentou um facto curioso.
Calcutta da Freddy'e verdiğin umuttan.
Da esperança que deste ao Freddy, o leproso em Calcutá.
- Ya da Calcutta gibi...
Isto é mais parecido com Calcutá.
Calcutta, Bihar...
Calcuta, Bihar...
Kalküta!
Calcutta!
Neo Calcutta.
Neo-Calcutá.
Calcutta gibi ;
É como Calcutá ;
Gail tatlım, Calcutta'yı geziden çıkarabilir misin?
Gail, minha querida...! Importas-te de tirar Calcutá da viagem?
Tıpkı Kalküta yazı gibi. Gel. Beni izle.
Igual á Calcutta no verão!
- O bir 18. yüz yıl Hindu yapıtı. Calcutta'dan.
É um artefacto do século XVlll, de Calcutá.
Yıllardır Kuzey Calcutta'nın genelev mahallesinde yaşıyor ve çalışıyorum.
Trabalho há anos no distrito da luz vermelha do norte de Calcutá.
Avijit Calcutta'ya döndü ve Geleceğin Umudu okuluna girmeyi seçti.
AVIJIT VOLTOU PARA CALCUTÁ E DECIDIU IR PARA A ESCOLA FUTURE HOPE.
Şimdiyse ben ve Rama, zamanımızı LA ve Calcutta arasında böldük.
Agora, eu e a Rama dividimo-nos entre L.A. e Calcutá.
- O Calcutta'da evde, bense Los Angeles'da filmlerimizi kurguluyorum.
- E fica em casa, em Calcutá, enquanto eu monto os filmes em Los Angeles.
Final Calcutta bende biter.
Mas Calcutá ganha.
Calcutta'da ki kara deliğe benziyor.
Parece o buraco negro de Calcutá.
Onun gerçek adı Dominic Calcutta.
O seu nome verdadeiro é Dominic Calcutta.
- Kırmızı alarm. Calcutta.
- Temos um código vermelho.
- Casino hırsızları.
Calcutta. - Ladrões de casino.
Dinle, bu elemanlar Calcutta ile çalışıyor olabilirler.
Escutem, estes tipos podem estar a trabalhar com o Calcutta.
Biz Calcutta ile çalışmıyoruz.
Não estamos a trabalhar com o Calcutta.
Carmine T. Angelo'nun gerçekte... casino hırsızı Dominic Calcutta olduğunu nerden bilebilirdim?
Como é que era suposto eu saber que Carmine T. Ângelo... era na realidade Dominic Calcutta, o ladrão do casino?
Ve asıl isminin Dominic Calcutta olduğu hakkında en ufak bir fikriniz yoktu öyle mi?
E não tinhas ideia que ele era o Dominic Calcutta?
Kalküta Tuz Gölü'nden.
Do grande Calcutta Salt Lake?
Yahut Cadiz ya da Algiers, veyahut Manhattan, Calcutta, Macao.
Observava a escuridão. Observava a noite.
bu yüzden Calcutta dan ayrıldık.
Por isso é que deixámos Calcutá.
Calcutta'dan ağabeyleri, görüntülerde onları çıplak gördüğünü söylemek için aradı.
O irmão tinha telefonado de Calcutá, a dizer que as viu nuas nos vídeos.
Calcutta! " yapımının içinde büyümesi ilginç olmalı.
Deve ser interessante, crescer numa produção de "Oh! Calcutta!".
Sana Calcutta'da ihtiyacım var.
Preciso de vocês em Calcutá.
Eğer hiç bir yerde bulamazsak zaten Calcutta'dır.
Se não encontrarmos nada, então...
Calcutta'ya dönüp bu saçmalıklardan uzaklaşmam gerekiyor.
Tenho de voltar para Calcutá e fugir desta porra toda.
Parayı bir hayır kuruluşuna, Calcutta'da bir yetimhaneye verdim.
Dei o dinheiro para a caridade, um orfanato em Calcutá.
Kalküta'da her gün bir çocuğun kurban edildiği eski bir tapınak olduğunu biliyor musun?
Sabes que há um templo em Calcutta onde sacrificavam uma criança todos os dias?
Bir mezeci dükkanı buldum, fakat havalimanı Calcutta gibiydi.
Encontrei uma charcutaria, mas o aeroporto parece Calcutá.
"Çöpleri almaya gidiyorum tıpkı kuzenlerinin Calcutta'da yaptığı gibi" dedi.
Ele disse : "Vasculhar o lixo, como os teus primos fazem em Calcutá."
Calcutta'da olduğumuzu sandılar.
Eles pensaram que nós estávamos em Calcutá.
Calcutta! " yı izlemeye tek başıma mı gitmemi istiyorsun yani?
Queres mesmo que vá ver Oh! Calcutta! sozinha?
" 3 Haziran 1893, Calcutta.
" 3 de junho, 1893. Calcutá.
Burası Calcutta yahut Bombay değil.
Não estamos em Calcutá ou Bombaim.
O vakit Calcutta yahut Bombay'a taşınırız.
Então, mudamo-nos para Calcutá ou Bombaim.
- Calcutta'da olduğunu sanıyordum.
- Pensei que era em Calcutá.
Çok yaşa.Burayı evin farz et.
Ela vem de Calcutta.
Haber vereceğim. Calcutta'dan aradı.
Ele ligou de Calcutá.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]