Callahan traducir portugués
609 traducción paralela
Odasını henüz hazırlayamadım. Callahan nerede?
Ainda não acabei de arrumar o quarto dele.
- Seni uyarıyorum Callahan! - Yapma Frenchy.
- Eu cubro, Callahan!
Ben Callahan değilim.
- Frenchy, não sou o Callahan.
Callahan karımın ilk kocasıydı ve o şimdi ölü.
Callahan era o primeiro marido da minha mulher e ele está morto.
Hemen eve fırla!
Callahan, corre para casa.
Lily Belle'nin kocası Callahan!
Era o Callahan, o marido da Lily Belle.
Haydi millet! Callahan'ın pantolonundan geliyor içkiler!
Vamos, pessoal, tomemos um copo pelas calças do Callahan.
Kocanı istemiyorum Bayan Callahan!
Não quero o seu marido, Sra. Callahan!
Bayan Callahan! Biliyorsun ki kocan senle evli kalmaktansa benim tarafımdan aldatılmayı tercih eder.
Sra. Callahan, ele prefere ser enganado por mim do que ser casado contigo.
Bundan sonra bu odada kalmayacağını Bayan Callahan'a söyledim.
Disse à Sra. Callahan que não vais precisar deste quarto.
Bayan Callahan! Bir dakika konuşabilir miyiz lütfen?
Sra. Callahan, posso falar um instante consigo?
Callahan... Huzur içinde yatsın... Ne?
Que Callahan descanse em paz...
Bayan Callahan!
Sra. Callahan!
- Bence öncelikle Bayan Callahan'dan Clagget'lara kalacak bir yer ayarlamasını rica etmeliyiz.
Antes de mais nada, vou saber se a Sra. Callahan pode cuidar dos Claggetts.
- Merhaba Bay Callahan.
- Olá, Sr. Callahan!
- Boris ve Bayan Callahan!
- O Boris! E a Sra. Callahan!
Callahan'a.
O tal Callahan.
Eminim Callahan'ı Wagner'dan iki ya da üç bine alabilirsin.
Aposto que compravas o Callahan ao Wagner por 2.300.
Bahse girerim Callahan onbin dolarını sana geri kazandırabilir.
Aposto que o Callahan lhe recupera o dinheiro perdido.
Yine ne oldu Callahan?
O que se passa agora, Callahan?
Ne zaman zahmetli bir iş olsa... mesela zatürreye yakalanma riski içeren bir şey... Michael Callahan görevi alır.
Quando há um serviço... que envolve inconvenientes, como arriscar apanhar uma pneumonia, é sempre para o Michael Callahan.
Callahan, sensin.
És tu, Callahan.
O ses senden mi çıktı Callahan?
Foste tu que disseste isso, Callahan?
Callahan, o çapa değil ki.
Callahan, não era a âncora fora da água.
Bak Callahan, emekli olma yaşını geçtin.
Ouve, Callahan, já passaste a idade da reforma.
Callahan, eğer bu sandviçi bana sen vermediysen... gemide davetsiz bir misafir var demektir.
Callahan, se não foste tu a trazer-me esta sandes, então temos convidados não desejados.
- Callahan?
- Callahan?
Hey... 21.Bölge, Dedektif Callahan konuşuyor.
Olhe... 21ª Esquadra, fala o Detective Callahan.
Müfettiş Callahan.
O inspector Callahan.
Müfettiş Callahan'ı içeri gönderin.
Mande entrar o Inspector Callahan.
Callahan mı?
Callahan!
Başkan Bey, Müfettiş Callahan.
Sr. Mayor, Inspector Callahan.
Oturmaz mısınız, Müfettiş Callahan?
Não se quer sentar Inspector Callahan?
Haydi, Callahan, gidelim.
Vá Callahan, vamos!
- Müfettiş Callahan.
- Inspector Callahan?
Müfettiş Callahan'ın buradaki bankada devam etmekte olan bir 2-11 durumu olduğundan şüphelendiğini söyle. Anladın mı?
Diz que o Inspector Callahan pensa que estão a assaltar o banco.
Müfettiş Callahan.
Inspector Callahan.
Bir sorum var, Müfettiş Callahan.
Há uma pergunta, Inspector Callahan.
- Callahan.
Callahan!
Güle güle, Callahan!
Adeus Callahan!
Şu anda yanımda.
Harry Callahan? Está aqui.
Harry Callahan.
Harry Callahan.
- Müfettiş Callahan geldi.
- É o inspector Callahan.
- Bardadır belki.
Onde está o Callahan?
- Callahan!
Callahan!
Callahan!
Callahan!
- Peki Callahan!
- Está bem, Callahan.
Callahan! Callahan!
Vais conhecer um homem sério.
Hadi Callahan.
Vamos, Callahan!
- Bıktım bu Callahan'dan! Adını duymaktan bıktım!
Estou farto do Callahan.
Callahan?
Callahan?