English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ C ] / Camelot

Camelot traducir portugués

1,079 traducción paralela
Camelot'u kurtarmak istiyorum!
Quero salvar Camelot!
Kayley, bir gün Camelot'un ne manaya geldiğini öğreneceksin.
Kayley, um dia vais aprender o significado de Camelot.
Camelot'u.
Camelot.
" Camelot...
" Camelot
Camelot ´ a git.
Vai para Camelot.
Kayley, Ruber üç gün içerisinde Camelot'a ulaşacak.
Kayley, Ruber estará em Camelot em três dias.
Sonraki durak Camelot!
Próxima paragem... Camelot!
Excalibur, Camelot fethinde beni engelleyebilecek tek şeydir!
Excalibur é a unica coisa que pode me impedir de conquistar Camelot!
Camelot'ta.
Em Camelot.
Kılıcı bulup Arthur'a geri götürmem gerekli yoksa Camelot ve annem zarar görecek.
Tenho de a encontrar e devolvê-la ao Arthur ou Camelot e a minha mãe estão condenados.
Camelot'u kurtarmaya!
Salvar Camelot!
Camelot?
Camelot?
" Camelot'un...
" Eu seria a estrela
" Yıldızı olurdum...
" De Camelot
Bir zamanlar Camelot'ta yaşardım.
Eu vivia em Camelot.
Bir şövalyenin gücünün kalbinden gelebileceğini öğretti bana ve sadakatin de Camelot yemininden geldiğini.
Disse-me a força do cavaleiro vem do coração e a sua lealdade á causa de Camelot.
Camelot'taki şövalyeler kadar iyisin.
És tão bom como qualquer cavaleiro em Camelot.
Kimse Ruber'in Camelot'u ele geçirme planını durdurmaz.
Ninguém pára o plano do Ruber para conquistar Camelot.
Camelot'taki ilk iki başlı ejderha.
O primeiro dragão de duas cabeças em Camelot.
Camelot. 876.5
Camelot!
Camelot'ta sadece kendi gözleri ile görecekler beni.
Em Camelot, ela só me veria através dos olhos deles.
Neşelenin! Camelot'ta bizi dünyanın en güzel kadınları öpecekler.
Em Camelot seremos beijados pelas mulheres mais lindas do mundo.
Ve artık Camelot'u kaybedeceğiz.
E agora Camelot está perdido.
Camelot'a neredeyse varmış olmalılar.
Estão a meio caminho de Camelot.
Ancak Camelot'un ideallerine asla zarar veremezsin.
Mas nunca irás destruir os ideais de Camelot.
Camelot'u kurtardığınız için teşekkür ederim.
Obrigado por salvarem Camelot.
Onları müzisyenlerin Camelot'unda Arthur ve Guinevere diye çağıracaklar.
São chamados "Arthur e Guinevere do Camelot musical".
Amazondan aşağı kanoyla gidebilir ya da Camelot zamanına gidebilirsiniz. Veya tüm yarış arabalarını kullanabilirsiniz. Sadece okuyarak.
Podem conduzir canoas pelo Amazonas abaixo ou voltar atrás no tempo até Camelot ou tornarem-se piloto de automóveis abrindo apenas um livro.
Ona İngiltere'deki Camelot'u anlattım.
Disse-lke que na Inglaterra temos Camelot.
Daha önce Artur'un Camelot'unu görmedim.
Não conhecia seu "Camelot".
Camelot hakkında bildiğinizi sandığınız şeyler ve hatta Guinevere ve Lancelot ve Morgaine Le Fey adıyla tanınan kötü büyücü hakkında tüm bildikleriniz yalan.
Muito do que se pensa saber... sobre Camelot, Guinevere e Lancelote... e sobre a malvada feiticeira conhecida como Morgana Le Fey... nada mais é do que mentira.
Uther bizi Camelot'taki kalesine götürdü ve annemi Yüce Kraliçesi yaptı.
Uther nos levou para seu castelo em Camelot... e tornou minha mãe sua rainha.
Yüce Kral ilan edileceği gün yaklaşırken tüm Britanya, Camelot'ta toplanıyor gibiydi. Yeni bir dönem başlıyordu.
Com o dia de sua coroação como rei se aproximando... todos os ingleses pareciam reunidos em Camelot... para comemorar o começo de uma nova era.
Unutmayın Camelot'un geleceği sizlere bağlı.
Lembrem-se! O futuro de Camelot está nas mãos de todos vocês.
Camelot'a hoşgeldiniz bayan.
É sempre bem-vinda a Camelot, senhorita.
Tek krallık burada, Camelot'ta, barbarların akınlarını durduracak.
Um reino unido aqui em Camelot... para enfrentar as ondas de barbarismo!
Ama Camelot'ta, Britanya'ya nihayet yaz gelmiş gibi görünüyordu.
Mas, em Camelot, parecia que o verão enfim chegara à Bretanha.
Neden Camelot'a dönmüyorsun?
Por que não volta para Camelot?
Artık benim Camelot'a, Britanya'nın kalbinin attığı ve kardeşim Arthur'la beraber çocukluğumu geçirdiğim yere dönme zamanım gelmişti.
E então chegou o dia em que voltei para Camelot... o próprio coração pulsante da Bretanha... e onde passei minha infância com meu irmãozinho, Artur.
Ve Camelot'tan uzak kalacaksın kardeşim.
E ficaria longe de Camelot.
Camelot'tan buraya yol uzundu.
Foi uma longa viagem de Camelot.
Camelot'taki varlığımızı uzaklaştırdı ve varisi yok.
Ele enfraqueceu nossa presença em Camelot e não tem herdeiros.
Camelot'tan ayrıldığında Arthur seni öyle özledi ki.
Quando você deixou Camelot... Artur sentiu muito sua falta.
Kardeşimin ihtiyacı olan anda aceleyle Camelot'a dönerken insanların kıyılardan kaçtığını gördüm.
Quando ia a Camelot para apoiar meu irmão naquele momento... vi pessoas fugindo das costas.
Camelot ve Avalon sislerin arasında kayıp mı olacak?
Camelot e Avalon desaparecerão nas brumas?
Viviane'le Camelot'a vardığımızda neler göreceğimizi bildiğimi sanıyordum.
Achei que eu soubesse o que nos aguardaria chegando a Camelot.
Yeni Camelot'a hoşgeldin.
Bem-vinda à nova Camelot.
Camelot'u Camelot yapan her şeyi yıkmak niyetinde olan kötü bir büyücü o.
Minha irmã é uma feiticeira do mal... que planeja destruir tudo o que é de Camelot.
Camelot'u yıkacaklar.
Tomarão a Camelot.
Yanılıyor muyum yoksa, ülkeniz Marlin ve Camelot'un topraklarında mı doğmuş?
Ou estarei equivocado com o seu país por ser a terra de Merlin e Camelot?
Şimdi de Camelot'ta Tanrıça'nın ruhunu canlı tutabilecek tek kişi olan Morgaine Kuzey Galler'e gönderiliyor.
é enviada para Gales do Norte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]