Casado traducir portugués
7,407 traducción paralela
Ben gerçekten evliyim.
A maioria dos tipos aqui são. Sim. Mas eu sou casado de verdade.
Evli miydi?
Ele era casado?
Nathan evli değildi.
O Nathan não era casado.
- Ben evliyim.
Sou casado.
Ben harika bir travma cerahhıyla evliyim, ve bunu artık gizlemek istemiyorum, anladın mı?
Estou casado como uma cirurgiã brilhante e linda. Não quero esconder mais isso.
Evet. Abimin sözünü dinleyip Highland Park'tan Erin ile evlenmeliydim.
Sim, eu devia ter ouvido o meu irmão e casado com a Erin de Highland Park.
Tabi ben de abini dinleyip... -... abinle evlenseydim.
E eu devia ter ouvido o teu irmão e casado com ele.
- Sen evli miydin?
És casado?
Herrmann sen inanılmaz bir kadınla evlisin.
És casado com uma mulher maravilhosa Herrmann.
Ona evli olduğunu ve benim evli erkeklerle çıkmadığımı söyle.
Então o que eu lhe digo? Diz-lhe que ele é casado, e eu não saio com homens casados.
Mesajında ben evliyken benimle yemek yemeyeceğini söylemiştin.
Tu lembras-te na tua mensagem de teres dito que tu não jantavas comigo enquanto eu fosse casado?
Bu çılgınlık, evli bir erkeğin tuvaletinde saklanıyoruz. Bir çift ucuz fahişe gibi.
Isto é uma loucura, nós a escondermo-nos na casa-de-banho de um homem casado como um par de prostitutas baratas.
Benimle evlenmiş olsaydın bunların hiçbiri olmayacaktı.
Se tivesses casado comigo, nada disto teria acontecido.
Evli olduğun için mi? En iyi arkadaşın karını bildiği için mi? Birlikte olduğumuzu bilmediği için gelişigüzel konuşmanın ortasında ondan bahsettiği için mi üzgünsün?
por seres casado, que o teu amigo conhece a tua esposa, que ele mencione o nome dela casualmente em conversa, porque não faz ideia que andamos a dormir juntos?
- Evet artık evlisin.
Pois, estás casado. É isso que é diferente agora.
Evli.
Ele é casado.
Sadece... evli.
Ele é apenas... casado.
Benimle evli olduğu sırada Quentin'le yattın.
Dormiste com o Quentin enquanto ele estava casado comigo.
Babam bir saat öncesine kadar evlendiginizin farkinda degildi.
O meu pai nem sabia que era casado, até há uma hora atrás.
Ama evliliğimiz için asla pişman değilim.
Mas nunca me arrependerei de ter casado contigo.
Lütfen bana bunun yattığın evli patronun olmadığını söyle.
Diz-me por favor que não é aquele o chefe casado com quem dormiste.
Evlendiğinde, insan tüm zamanını birlikte top yakalamak balığa çıkmak gibi şeylerle geçirir değil mi?
Quando se está casado, podes passar o tempo todo juntos, a fazer coisas como jogar basebol e ir pescar, certo?
Yakında oğlumla evleniyorum.
EM BREVE CASADO ( COM O MEU FILHO )
Ve evli olmamız ; babamla geçirdiğim vakitten daha fazlası olacaksa, evlenmeye değer.
E se estar casado significa que posso passar ainda mais tempo com o meu pai, então vale a pena.
- Evli misin?
- É casado?
Canlı beden, evli ve bir de baba olacak ha?
Genuíno, casado, e pai?
Çünkü evli değilim ve çocuklarım yok.
Porque não sou casado e não tenho filhos, certo?
Aile ağacına bakmıştım, evlisin, çocukların var ve şirketin üst düzeyde.
É casado, tem filhos e a sua firma é líder.
Ben on yedi yıllık evliyim mesela, çoğunluğunda da mutluyduk.
Estou casado há 17 anos. Feliz, na maior parte.
Çünkü onunla evli olan sen değilsin.
Porque não és casado com ela.
- Bir kez. - Hiç evlendiniz mi?
- Já foi casado?
Bundan tam üç ay önce evlenmiş olmamız gerekiyordu.
Deveríamos ter casado à exactamente três meses atrás.
Şimdi soylu ve güzel bir kadınla evlisin.
Estais agora casado com uma linda mulher nobre.
Önceden iki kere evlendim.
Já fui casado duas vezes antes.
Evli olduğumu düşünüyorum.
Acho que sou casado.
Onun yerine benimle evlenseydin, daha mutlu olacağını mı?
Que teríeis sido feliz sem ele. Se tivésseis casado antes comigo.
Bir zamanlar evliydim.
Já fui casado.
Pek sevmediğim biriyle evlendim.
Não estou casado com alguém de quem goste.
Bahsettiğimiz kişi o ama tabii ki dük hiç evlenmedi.
É de quem estamos a falar. Mas é claro que... o duque jamais foi casado.
Sadece çok zengin bir macar olduğunu, iki zengin hatunla evlenmiş, iki eşi de ölmüş, bu onu üzmüş ve daha zengin etmiş.
Só que ele era um húngaro muito rico que tinha casado com duas mulheres ricas. Ambas morreram, e ele ficou triste mas ainda mais rico. E não havia nada de suspeito nas finanças dele?
- Evli mi?
- Ele é casado? Não.
- Adam evliydi, Bayan Morrell.
Ele era casado, menina Morrell.
- Oradan kesinlikle geri dönecektir... Her zamanki gibi canlı ve evli olarak.
De onde, certamente, voltará tão vivo e casado como sempre.
McGee romantik ilişkisini özgürleştirme girişiminden sonra yeni bir başlangıç yapmak istediğinden bahsetti.
Depois da recente emancipação do McGee da vida de casado, quis recomeçar do zero.
Evli, iki yetişkin çocuğu var, örnek vatandaş.
Casado, filhos adultos.
O da zengin bir kızla tanışıp evlendi. Onunla sadece başkasının çocuğuna, hamile kaldığı için evlenen biriyle...
E se tiver conhecido e casado com uma rapariga muito rica que só se casou com ele porque estava grávida de outro homem?
Evlenmeden evvel yoksul muymuş?
Ele é indigente? Já foi casado.
- Evlisin.
- És casado.
- Ben evliyim. Sorun değil.
Eu sou casado.
Evli değilim.
Não sou casado.
Moses!
Sou casado com uma Brewster.