Circular traducir portugués
1,214 traducción paralela
İmparatorluğun hayatta kalması için bahar akmalı. Ama üretim düzensizleşti.
Para que o Império sobreviva, a especiaria precisa circular... mas a produção se tornou...
Arrakis'in idaresi ve baharın akması için... İmparatorun şimdilik bize ihtiyacı var. Ama bizden korkuyor Paul.
O imperador precisa de nós... no momento, para governar Arrakis, para fazer a especiaria circular.
Dönüp dolaşıp aynı yere gelirler.
Eles estão sempre a circular. Depois regressam.
Şuraya gelen bir boru vardır. ve yuvarlak alan.
Ele tem sempre o tubo por aqui abaixo... e depois a área circular.
"Pekala, millet, şimdi hatırlayalım, ağızdan gelen bir boru var." "ve bu da yuvarlak alana kadar gider."
"Pronto, pessoal, agora lembrem-se, vocês têm o vosso tubo que vai pela boca abaixo... até à vossa área circular."
Zaman dairesel olduğundan, böyle bir kazanın gelecekte olması demek, geçmişte olmuş olması demektir ve benim o filikaya binmem güvenli değil demektir.
Agora, sendo o tempo circular, se sabemos que isso aconteceria então podemos igualmente assumir que isso já aconteceu e que a cápsula salva-vidas não é segura para eu entrar.
Hadi devam edelim. Burada görülecek bir şey yok.
Sempre a circular, não há nada para ver.
Bir dosyadan çıkarıldı.
Consta de um dossier a circular em ambientes seleccionados,
Çevresinde dönmeye devam ettim.
Continuei a circular... a medi-lo...
- Soluma doğru.
Circular para a esquerda.
Kurban göğsünden 13 kere bıçaklanmış, dairesel bir şeklide.
A vitima foi esfaqueada 13 vezes no peito, num padrão circular.
13 bıçak yarası dairesel bir şeklide, tıpkı diğer kurban gibi.
Treze facadas, padrão circular, tal como a outra vitima.
Bize resmini verirseniz etrafa dağıtabiliriz.
Se nos der uma foto recente, podemos pô-la a circular.
Astronomlar, yüzyıllarca Satürn'ün halkalarının yakınlarında dönüp duran küçük bir cismi izlediler.
Durante séculos, os astrónomos observaram um objecto minúsculo a circular perto dos anéis de Saturno. Era brilhante, como Vénus.
Io Jüpiter'in etrafında dönerken, bir noktada Jüpiter'e normalden çok daha fazla yaklaşıyor.
Io, ao circular Júpiter, aproxima-se mais perto num ponto que no outro.
Bölgeye giriş yasaklanmıştır.
Proibido circular nesta área.
İmparatorluğun hayatta kalması için bahar akmalı.
Para que o Império sobreviva, a especiaria tem de circular.
Arrakis'in idaresi ve baharın akması için... İmparatorun şimdilik bize ihtiyacı var.
O Imperador precisa de nós... por enquanto, para governar Arrakis, para fazer a especiaria circular.
Bahar akmalı.
A especiaria precisa de circular.
Bahar akmalı.
a especiaria tem de circular.
Bahar akmalı.
A especiaria tem de circular.
Pist yuvarlak.
É uma pista circular.
İki saat içinde kanım akmaz olacak.
O meu sangue vai deixar de circular daqui a duas horas.
Bütün bildiğim, sıranın dönüp-dolaşıp geleceği ve yeniden bizi bulacağı.
Para tudo sei eu, poderia circular atrás... e nos adquire todo novamente.
Şimdi buralarda biraz görüneceğim sonra da yukarı süzülüvereceğim.
Vou circular por entre os convidados e ás tantas deslizo até lá acima.
Buralardaydı, kaynaşıyordu.
- Anda para aí a circular.
En kısa zamanda kan dolaşımını hızlandırın.
... ponha o sangue a circular o mais rapidamente possível.
Tatlım, etrafta dolaşmalısın.
Querido, devias circular.
Bu tanımlamayı diğerlerine de götür.
Ponham isto a circular.
Yuvarlak kısımda belirgin bir iz var.
Marca característica no rasto circular.
Otobüslerin son seferi geçti.
Os ônibus já pararam de circular.
Bizim atölye hocamız ışınsal kol testeresiyle serçe parmağını kopartmış.
O meu prof. de trabalhos manuais cortou o mindinho numa serra circular.
Şimdi iki hafta boyunca kıro gibi şehirde dolaşacağım.
Há duas semanas que ando a circular como se fosse um labrego.
Gece bitti artık. Hadi yürüyün.
Toca a circular, meninas.
- Yürüyoruz. - Adamı duydunuz. Yürüyün kızlar.
Ouviram-no, toca a circular!
Posta ücretinden kurtulmak için mi?
Para poupar o selo da circular?
Bununla ilgili bir mesaj almadım.
Não recebi a circular.
O mekanlarda nakit döner.
As pizzarias são só para o dinheiro circular.
Şu büyük, dairesel nesneden bahsediyorum, Mısır'da bulunan,..... şu anda Cheyenne Dağı'nın altındaki eski füze silosunda duran.
Estou a falar de um objecto grande e circular descoberto no Egipto, e actualmente na cave de um silo de mísseis na Cheyenne Mountain.
Aynı şeyleri tekrar tekrar söyleyince aklımın karıştıracağını böylece ağzımdan sözde yanıtını alabileceğini mi sanıyorsun?
Acha que essa conversa circular me vai deixar tonta e que vou debitar a "resposta"?
Biraz dolaşacağım.
Vou circular um pouco.
Sen kendini kaptırmaya teşnesin zaten, gözlerin de keskin.
Tens a fluência a circular e o golpe de vista.
K-4 kavşağında kuzeye döneceğiz, sonra otoyolda doğuya gidip esirler ele geçirilinceye dek bekleyeceğiz.
Na circular K-4, viramos para norte, depois para leste na Nacional e esperamos até a extracção dos prisioneiros terminar.
Aynı aptal trafik kazası hakkında etrafta iki tane çelişen hikayeye gerek yok.
Não faz sentido haver duas histórias contraditórias a circular... sobre o mesmo estúpido acidente de viação.
Tamam, bu bölgede dairesel bir kesime ihtiyacımız var PSP'nin çarpma yolu, ve lazer kaynak makinesi lazım.
Ok, vamos ter que cortar uma brecha circular ao redor do caminho de impacto de PSP, e precisaremos de maçaricos de laser.
Tamam. Caritas'tan başlayabiliriz, genel bir araştırma yaparız.
Podemos começar na Caritas e fazer uma busca circular.
Genel bir araştırma yapmak, bu canavarı yakalamak için en iyisi gibi görünüyor.
Uma busca circular parece-me ser o melhor.
Kan basıncı o kadar düştü ki kanı organlarını besleyemedi. Organlar durdu.
A pressão baixou tanto, que o sangue deixou de circular até aos órgãos e eles desligaram-se.
- Ben de kuzey kesimine giderim.
Eu, muitas vezes, também tenho de tratar da circular norte.
Kan dolaşımında pluripotent'lere rastladım.
Você tens pluripotents a circular na tua corrente sanguínea.
Bitti... kuzen.
A especiaria precisa circular.