Crimes traducir portugués
5,759 traducción paralela
Cinayetleri ve gizemleri seven sadece birkaç insansınız...
Vocês são apenas umas quantas pessoas que gostam de mistérios e crimes reais.
Kurban etme ve çocuk cinsel istismarı dahil olmak üzere bu tarz suçların işlenmesinde şiddete ve kötülüğe meyilli olmak gibi faktörler etkilidir.
A fixação pela violência, o mal e a morte leva-os a cometer crimes hediondos, incluíndo sacrifícios humanos e abuso sexual de menores.
Bir zamanlar, işlemediği suçlarla yargılanan bir adam tanıyordun.
Você conheceu um homem uma vez... que foi acusado de muitos crimes que não cometeu.
Ve işlediği suçlar, onun üstünde hala büyük bir yük.
E os crimes que ele cometeu... são um fardo pesado que ele carrega ainda.
Tutuklanmalı ve suçları için yargılanmalı.
Ele deve ser preso e julgado pelos seus crimes.
Orijinalinde, Bay Kemp'in Hindistan'daki kötü niyetlerini listeleyen 9 ay önce ele geçirdiğim bir rapor vardı.
Originalmente continha um relatório que obteve há nove meses atrás, enumerando os crimes do Sr. Kemp na Índia.
Tanrım bu adamın suçlarına rağmen, onu tamamen tanıdığını biliyorum.
Senhor... apesar dos crimes deste homem, Eu sei que você os conhece na totalidade...
Bir suç işlemeden o kadar para kazanıyor olamazsın.
Não se pode ganhar tanto dinheiro sem cometer crimes.
Yok suçlar arasında birçok benzerlik olsa da ben sadece benzer görünen geçmiş davalara bakıyorum.
Não, os crimes têm algumas semelhanças, só estou á procura de casos abandonados que sejam similares.
Konu bilişim suçuysa ama ikili kodlara bakılınca ne kadar iyi olduğunun pek de önemi kalmaz.
Bem, na coisa com crimes cibernéticos, com todos os 1s e 0s, não importa se se é bom ou não.
Suçuna ortak olan son kişi benim.
A última pessoa que pode denunciar-te pelos teus crimes.
O suç dizilerini izlemeyi bırakmalısın.
Tens de parar de ver séries sobre crimes.
Cinsel suçlar uygulaması için bir link yollamışlar.
Enviaram-me o link para uma aplicação de registo de crimes sexuais.
Dr. Wecht'e 84. maddeden federal soruşturma...
Dr. Wecht foi indiciado por 80 crimes.
84. maddeden hakkımda federal soruşturma başlatılmış. Posta, para transferi sahtekârlığı ve bağlantılı diğer suçlardan.
Estou a ser indiciado por 84 crimes federais, incluindo fraude em e-mails e bancos, vários outros crimes.
Tayfana karşı içlediğin suçlar yenilir yutulur gibi değil.
Os crimes cometidos contra a sua tripulação estão em julgamento.
Bay Flint'in işlediği suçlar için benden daha kızmış olamazsınız.
Ninguém está mais zangado com os crimes do Senhor Flint do que eu.
- Unuttunuz mu işlediği suçları?
- Nenhum de vocês se lembra dos crimes dele?
Nassau Limanı'na yelken açmış. Sömürge valisine suçlarını görmezden gelsin diye rüşvet yedirmiş. Sahile tayfasıyla birlikte kamp kurmuş.
Navegou para o porto de Nassau, subornou o governador colonial para esquecer os seus crimes, acampou a sua tripulação na praia, e assim começou a aventura pirata, na ilha de New Providence.
Bir seri bağlantılı vurulma.
Uma série de crimes relacionados.
Black Jack İskoçya'da pek çok suç işlemeyi başarmıştı çünkü güçlü bir adam tarafından korunuyordu.
O Black Jack cometeu vários crimes nas Terras Altas porque era protegido por um poderoso homem.
Bir şikâyet dilekçesi yazarak Randall'ı karın da dahil İskoç halkına karşı suç işlemekle ve Majestleri'nin yasalarını ihlâl etmekle itham edebilirim.
Posso redigir uma petição de reclamação acusando o Randall de crimes contra o povo escocês, incluindo a tua esposa, e de transgressão contra as leis de Sua Majestade.
Kabul etmeliyim ki onu kirli işlerinin sonuçlarından korumak tam zamanlı bir işim varmış gibi hissettiriyor ve bu işten nefret ediyorum.
Devo admitir que protegê-lo das consequências dos seus crimes às vezes parece ser uma ocupação a tempo integral, e detesto fazer isso.
Burada yaptığımız bazı şeylerin gerçek dünyada suç olması tartışma konusu olabilir.
Pode-se questionar alguma das coisas que fazemos aqui... que seriam consideradas crimes no mundo real.
Vatana karşı işlenen suçlara ilişkin duruşma şimdi başlıyor.
Está aberto o julgamento referente aos crimes contra a nação.
Ulus karşıtı suçlar kanunu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Qual é a sua posição sobre a lei dos crimes antipatrióticos?
Ulusa karşı suçlar komitesi feshedilsin!
Dissolver o Comité de Crimes Antipatrióticos!
- Komiser Catherine Shaw, Siber Suçlar Birim Başkanı, NYPD.
Sargento Catherine Shaw, Chefe do Unidade de Crimes Cibernéticos, NYPD.
Katili yakalamak için siber suçlar bölümünde çalışıyorum.
Estou a colaborar com a Unidade de Crimes Cibernéticos para apanhar o assassino.
Katili yakalamak için Siber Suçlar Biriminde çalışıyorum.
Estou a trabalhar com a Unidade de Cyber Crimes para apanhar o assassino.
NYPD, Siber Suçlar Birimi işin içinde ve ben işin içindeyim.
A Polícia está a investigar o caso, a Unidade de Cyber Crimes está envolvida, eu estou envolvida.
Bunlar olay yeri fotoğraflarının birer parçası gibi duruyor.
Parecem partes de fotografias de cenas de crimes.
Fotoğraflarımız Siber Suçlar Biriminde o şeyin üzerinde duruyor biliyorsun.
As nossas fotografias também estavam naquela coisa na Unidade Cyber Crimes.
Adam blog yazarı ve onu buraya, Siber Suçlar Birimine getirirken bana bundan bahsetme gereği duymadın mı?
Ele é um "blogger". Não pensaste em me avisar quando o trouxeste para a Unidade de Cyber Crimes?
Jake Bolin daha yeni Siber Suçlar Birimine uğradı.
O Jake Bolin acabou de passar pela Unidade de Cyber Crimes.
- Siber Suçlar Birimine taşırım olayı.
Eu levo o caso à Divisão de Crimes Cibernéticos.
- Siber Suçlar büyük bir dava üzerinde çalışıyor.
- Vou-me embora? A Divisão de Crimes Cibernéticos está a trabalhar num grande caso.
Siber Suçlar Birimine geliyorsunuz.
Vocês vão para a Divisão de Crimes Cibernéticos. Onde?
Bütün o 70'lerdeki suçlar.
Com todos aqueles crimes dos anos 70.
Hacker olarak işlediğin suçlar yüzünden değildi.
Não foi por causa dos teus crimes como "pirata informática".
Siber Suçlar Birimi'nin benim aleyhime açtığı davanın.
O caso da Divisão de Crimes Cibernéticos contra mim.
Siber Suçlar Birimi'ni hacklememiz lazım.
Precisamos de "piratear" a Divisão de Crimes Cibernéticos.
Lindy Sampson, 4 farklı yasa ihlalinden, bilgisayar sahtekarlığından, hacktivist olarak yapmış olduğunuz faaliyetlerinizin kötüye kullanımı gerekçesiyle tutuklusunuz.
Lindy Sampson, está a ser acusada de quatro crimes de fraude através do computador e actos de abuso para crimes relacionados com as tuas actividades como "hacktivista".
Siber Suçlar Birimi'nin içinde.
Ele está dentro da Divisão de Crimes Cibernéticos.
Bunun için de özür diliyoruz ama çözülmemiş davalar hep olur.
E pedimos desculpa. Mas todos os dias há crimes que ficam por resolver.
Bir de başka ne suç işlediğini bilmiyoruz Majesteleri.
Com todo o respeito, majestade, não sabemos que outros crimes cometeu.
Bundan dolayı suçları bağışlandı.
Os seus crimes estão perdoados.
Onlara yardım edersen suçlarında sana merhamet ederim.
Ajuda-os e perdoo os teus crimes.
- Belirtilen ithamlarla suçlanıyorsunuz.
- Quem é? São acusados dos seguintes crimes.
Kimse yoksul değil bu yüzden hırsızlık ve suç yok.
Ninguém é pobre, por isso não há assaltos, e não há crimes.
1949 Ulus Karşıtı Suçlar Soruşturması.
"1949, Investigação de Crimes Antinacionalistas"