Cruel traducir portugués
3,922 traducción paralela
Bu süre zarfında bunu okuyacağım.
Entretanto, vou ler isto. Mas vou ser muito cruel nos meus comentários, pai.
Bunu çok acımasızca bulmuştum.
achei-a tão cruel...
Bu durumdayken olmaz. Çok acımasızca.
Isso é muito cruel.
Aynı T-Rex gibi ama daha hızlı, daha küçük, daha acımasız.
É como um T-Rex, mas menor, mais rápido, mais cruel.
Endüstrimiz, bu gaddar ekonomi gerçeği ile karşı karşıya.
A nossa indústria está a enfrentar uma realidade económica cruel.
- Böylesine acımasız bir servisi.
- Muito cruel.
- Kanser amansız değil ki.
O câncer não é cruel.
İnsanları ortalıkta kaçırıp da türümüzü riske atıyor diye Atticus'u suçlamak sadece aptalca değil... aynı zamanda zalimce.
Acusar o Atticus de raptar humanos em público e arriscar a descoberta da nossa espécie não é somente estúpido, é cruel.
Bu çok dayanılmaz bir yöntem Joe, ama...
Essa é uma forma bem cruel de dizer, Joe, mas...
Kraliçe'nin, yani arkadaşımın da bir süre sonra ahlakı bozuldu. Şimdi ise bu adam Kral ve Elizabeth'in de topraklarını geri almasına ihtiyacı var.
A rainha, minha amiga, tornou-se cruel, e agora este homem é rei e Elizabeth tem de ter as suas terras devolvidas.
Büyük, her şeye gücü yeten bir tanrıça, zalim anne, acımasız kız ve saf ruh! ve saf ruh!
Uma grande deusa omnipotente, mãe cruel, filha desnaturada, e espírito puro!
Şeytani bir çocuktum. Şımarık ve de zalim. Hizmetçilere işkence ederdim.
Eu era uma criança infernal, mimada e cruel, a atormentar os criados e o nosso gato.
Belki kafanızdaki ideal kadın, sizin dilediğinizden daha zalimdir.
A sua mulher ideal pode ser mais cruel do que imagina.
Hiçbir şey bir kadının sadakatsizliği kadar daha iğrenç değildir.
Nada é mais cruel para um homem que a infidelidade da mulher.
Acımasızca değil mi?
Cruel, não é?
Sana karşı acımazdım Dün tren yolculuğunda.
Fui cruel contigo ontem, no comboio.
Şuana kadar, sadece acımasız olduğunu düşünüyordum
Todo este tempo, pensei que estavas apenas a ser cruel.
Portremi çizmiştin ya, kaba saba bir şey ama güzel olmuş bence.
O retrato que desenhaste era cruel, mas fiel.
Hadım edilmiş biri gibi hissetmemek için cinayet işleyen, işkence yapan şeytani bir canavardı o.
Ele era um monstro cruel que costumava matar e torturar para não sentir-se impotente.
Kıyamet bu habis şehre geliyor.
O julgamento está a chegar para esta cidade cruel.
O bir barbar, tam bir canavar
'Ele é um bárbaro, ele é cruel'
Hanımlar, beyler muhteşem, güçlü barbar ve zalim...
Senhoras e senhores... À minha direita, o grande, o possante... Ele é bárbaro, ele é cruel...
Alexis'in yanında olmak onun için çok önemli, ve onu öyle kovup, otele göndermek çok kalpsizce geldi.
Pareceu-me cruel expulsá-la e mandá-la para um hotel.
Nasıl desem? Asabi yapmıştır. ... ama bu senin için bile oldukça gaddarca.
Sei lá, digamos nervosa, mas isso foi cruel, até mesmo pra ti.
Kocan çok acımasız.
O teu marido é tão cruel.
Sonra bana "Sence bu zalimlik değil mi?" dedi.
Ela depois disse-me : " Achas que isso é cruel?
Zehir, o acımasız adaletini yerine getirdi ve kadın hak ettiğini bulmuş oldu.
A porção infligiu a sua cruel justiça a e Madame teve exactamente o que mereceu
Ama açıklamadığı bir şey var ki neden şeker, sevgi dolu masum Elena, Stefan'a karşı nasıl bu kadar boş olabilir?
Mas não explica porque é que a querida, amorosa, inocente Elena foi tão cruel com o Stefan.
Bunun nasıl insanlık dışı bir ceza olmadığını açıklasana.
Diga-me que não é uma punição cruel e invulgar.
Ve acımasız.
E cruel.
Sen Owen Granger'a bakınca insanları kandıran acımasız birini görüyorsun.
Sabe, você olha para o Owen Granger, e vê um cruel manipulador.
Bu doğruysa, sadece insanlık dışı değil, ki bunu yüzlerine de söylerim, ayrıca psikoz olduğunu düşündüğüm bir duruma neden olmuştur...
Se isso é verdade, não só é cruel, e vou dizer-lhe isso, como talvez tenha conduzido ao que creio ser uma psicose que...
Siz ve Ajan Burke acımasız suçluları sokaklardan süpürerek büyük bir iş yapıyorsunuz. Bunun için teşekkür etmek isterim.
Você e o Agente Burke fizeram um óptimo trabalho ao retirar um criminoso cruel das ruas e quero agradecer-lhes por isso.
Sizin korkaklığınız yüzünden yanımda olan adam bu dünyadan göçmüşken sizin hâlâ nefes almanız zalimce bir kader!
O facto de ainda estarem vivos é um destino muito cruel. Enquanto que o homem que ficou a meu lado foi levado deste mundo por causa da merda da vossa covardia!
Ya da acımı dindirmek için kendi rızanla kendini bana sunduğunu öğrenirse alacağın cezaya şahit olmak.
Ou entregue à punição mais cruel, se ele alguma vez descobrisse o quão voluntariamente te entregaste a mim, na tentativa de acalmar a minha dor.
Fakat varlıklı bir yaşam sürmekle merhametsiz şekilde can vermek arasında seçim yapmam gerekti.
Mas foi-me dado a escolher entre viver rico ou ter uma morte cruel.
Dokunuşlarım bu kadar mı acımasızdı da oğlumun canını alarak yüreğimi deştin?
O meu afeto foi assim tão cruel, para atacares o meu coração através de um filho honrado?
Çift görmeye başlamaya hazır olun! Ben-Adam ve Ben-Kadın geliyor!
Nova Iorque pode ser muito cruel, especialmente para forasteiros.
Resmen insafsızlık.
É simplesmente cruel.
Bana insafsız diyorsun sonra da bu oyunu sahneliyorsun.
Acusas-me de ser cruel, e tu engendras este esquema.
Dövüş kimin daha hırçın olduğunu göstermek adına yapıIır.
A luta é sobre quem é mais cruel.
Vicdansız seni!
És tão cruel.
Adamin dedigi gibi : Kaziklar küçük oldugu için akademik siyaset hirçin olabilir.
Como alguém disse, a política académica pode ser cruel, porque os riscos são pequenos.
İstediğini almak için her şeyi yapmaya hazır olan zalim ve kinci bir kadındı o.
Era uma mulher cruel e vingativa disposta a fazer qualquer coisa para conseguir o que queria.
Ama tarihin acımasız şekilde tekerrür edeceği gün ben orada onu bekliyordum.
Mas, quando ele descobriu a sua natureza cruel e verdadeira, eu estava à espera dele.
Yerçekiminin acımasız gücü daha size uğramamış, bıngıl bıngıl alametifarikalarım.
A cruel gravidade não vos encontrou ainda, meus doces e ousados milagres.
Ve burası sana karşı h ep acımasız oldu.
E não tem sido mais nada para ti do que cruel.
Acımasız ve gaddardı.
Foi duro e cruel.
Nasıl bu kadar acımasız olabilirsin?
Como podes ser tão cruél?
Bu büyük bir zalimlik.
É um destino cruel.
Jedi Tapınağı kargaşa içinde.
O Templo Jedi está um caos, depois de um cruel ataque terrorista.