English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ D ] / Danimarka

Danimarka traducir portugués

741 traducción paralela
Sonra babam dedi ki, "Demek bunca zamandır Danimarka'da bu varmış, öyle mi?"
E o meu pai disse : "Era isto que estava na Dinamarca o tempo todo."
Çürümüş bir şeyler var Danimarka krallığında.
Algo está podre no reino da Dinamarca.
Danimarka kralından haklı bir talepte bulunacak olup da sessiz kalmak olmaz.
Não deveis temer, quando vos dirigirdes ao Rei.
Taç giyme töreninize katılmak için, koşa koşa geldim Danimarka'ya.
Saí dali da melhor vontade para vir assistir à vossa coroação.
Biraz da sevgiyle bak Danimarka'ya.
e olha para o Rei como para um amigo.
Biz ne isek, sen de öyle ol Danimarka'da.
Ficai na Dinamarca. Vinde, senhora.
Bunu kutlamak için Danimarka'da bugün, her içilen kadehle toplar atılsın ve kralın keyfi, heybetli sesiyle duyulsun gökler gümbürdeyerek.
Em sinal de reconhecimento, sempre que o Rei brindar hoje tal será comunicado às nuvens pelo canhão e os Céus farão eco do seu júbilo, repetindo o seu ruído.
Bütün Danimarka'yı düpedüz aldattılar, ölümüme böyle bir sebep uydurarak.
É o que consta em toda a Dinamarca, pelo falseamento da minha morte, de que se abusou grosseiramente.
İzin verme Danimarka tahtının, lanetli bir haram döşeği olmasına.
Não deixes que o leito real da Dinamarca se transforme em local de luxúria e do incesto danado.
Bir iblis varmış, bir tek iblis bütün Danimarka'da, alçak namussuzun biri.
- Sim senhor! Na Dinamarca vive um vilão, que não passa de um... um refinado canalha.
Bana söz geçirmeye mi geldin Danimarka'ya?
Vens para me desafiar?
Nerede Danimarka'nın güzeller güzeli kraliçesi?
Onde está a bela majestade da Dinamarca?
Efendimiz hoş geldiler yeniden Danimarka topraklarına.
Dou-vos as boas-vindas pelo regresso à Dinamarca.
Kral, Hamlet'in sağlığına içecek ve bir inci atacak şarap kupasına. Arka arkaya dört Danimarka kralının tacından kalmış incilerden daha kıymetlisini.
O rei beberá à saúde de Hamlet e na taça lançará uma pérola, mais rica que as de quatro reis sucessivos já luziram na coroa da Dinamarca.
Kuzeyde Danimarka'dan, güneyde lafu Five'a kadar... ... birlikler yola çıkarıyorlar.
Estão a mandar vir aviões tão a Norte como da Dinamarca... e tão a Sul como de lafu Five.
Sorun işgücü aslında. Danimarka'dan İspanya'ya saf çelik ve... betondan oluşan düşmanın kıramayacağı bir tahkimat yapma planımız var.
Os desenhos das fortificações são excelentes - aço e concreto da Dinamarca e Espanha.
Bu hareketiniz beni Norveç, Danimarka, Hollanda ve İngilizlerden koruduğunuz diğer şeylerle aynı kefeye koyuyor.
Põem-me numa classe ao nível da Noruega, Dinamarca Holanda, e outras coisas que vocês protegem dos Britânicos.
Danimarka'ya gidebiliriz.
Não é bem assim.
Danimarka turumuz cehenneme dönüştükten sonra?
Depois da nossa tournée correr mal?
Bay Vogler yakın bir zamanda Danimarka'yı turlarken başka bir ad kullanıyordu.
Recentemente, o Sr. Vogler, usando outro nome, percorreu a Dinamarca.
Karen 6 yaşındayken, onu Almanya'dan Danimarka'ya kaçırdı.
Quando Karen tinha seis anos, ele a mandou para a Dinamarca.
Naziler Danimarka'ya girdiklerinde tüm Yahudilerin kollarına sarı bant takmaları emredildi ve üzerinde Davut'un Yıldızı olacaktı. Ve...
Quando os nazistas invadiram a Dinamarca... mandaram os judeus usarem uma braçadeira amarela... com a estrela-de-David.
Ertesi sabah, Danimarka'daki bütün Yahudiler bu bandı takmak zorundaydı. Kral Christian sabah ata binmek için Amalienborg Sarayı'ndan çıktığında ne oldu tahmin et?
No dia seguinte, quando todos os judeus tinham que usar a braçadeira... o rei Christian saiu do palácio para sua cavalgada matinal.
Danimarka tereyağı Von Luger'den. Bunu onun erzağından aşırdım.
Manteiga dinamarquesa, Von Luger's. Tirei-a das rações dele.
Anne, düşünüyordum da bütçemiz el vermiş olsa, Danimarka akımı mobilyalar ne hoş olurdu.
Mãe, estava a pensar. Se ao menos podessemos pagar, Moderno, Dinamarquês seria perfeito.
Yani Belçika, Hollanda Danimarka ve Norveç gibi mi!
Assim eram Bélgica, Holanda, Dinamarca e Noruega.
Danimarka Boğazı'nda bulunuyoruz, tam şuralarda.
Estamos posicionados no Estreito da Dinamarca, mais ou menos aqui.
Danimarka Boğazı'nda Rus denizaltıları faaliyette, değil mi?
Existe actividade de submarinos russos no Estreito da Dinamarca?
Danimarka'daki gruplar...
temos alguma notícia deles?
Hiç de değil, sadece çok yakında Danimarka'ya gideceğim, bir kitabı bitirmek için.
Precisa de dinheiro? Em absoluto. Mas eu tenho que sair da Dinamarca para terminar um livro.
Biliyor musunuz, bayan Sherman, Çoğu zaman merak ederim neden Danimarka'nın önde gelen bir oteli Fransızca "İngiltere Oteli" olarak adlandırılır.
Sempre pensei por que razão um bom hotel da Dinamarca se chama Hotel de Inglaterra, ainda por cima em francês.
Kopenhag, Danimarka - 1962
Copenhaga, Dinamarca
Şu anda çiçeklerle süslenişini gördüğünüz bu kadın heykeli aslında Danimarkalı kadınların Danimarka kökenli kralımıza hediyesi olarak yapılmıştı.
A estatueta que vêem a ser decorada com flores, foi originalmente fabricada como um presente das mulheres dinamarquesas ao nosso rei dinamarquês.
"Danimarka hiç bu kadar gülmemişti." The Stage.
"A Dinamarca nunca tinha rido tanto." The Stage.
Danimarka'ya gittiniz mi hiç?
Já esteve na Dinamarca?
Roma'da o kadar iyi işler yapmışlar ki Danimarka'da bir şube açmışlar.
É que estava ter tanto sucesso em Roma que eles abriram um na Dinamarca.
- Danimarka peyniri?
- Danish Blue?
- Danimarka mı?
- Dinamarquês?
İkisi Fransızmış... üçüncüsüyse Danimarka pasaportuyla yolculuk eden bir öğretmenmiş.
Dois eram da terra... e o terceiro era um professor a viajar com um passaporte dinamarquês.
- Danimarka'dan tatile geldim.
- Não, estou de férias, vim da Dinamarca.
Şimdi bu Çakal'ın Danimarka pasaportu var, değil mi?
O Chacal tem um passaporte dinamarquês, Não tem?
- Bir de Paris'teki Danimarka Konsolosluğunu.
- E ao cônsul dinamarquês em Paris.
- Belki Danimarka'ya gitmeliydik.
- Devíamos ter ido à Dinamarca.
Fakat Hitler'in, çelik ve beton zincirinden oluşan Danimarka'dan İspanya'ya dek uzatılması plânlanan Atlantik duvarı tamamlanmamıştı.
Mas a "Atlantic Wall" de Hitler, uma cadeia de fortificações de aço e betão que se deviam estender da Dinamarca à fronteira espanhola, estava incompleta.
Ve Norveç'te, Hollanda'da, Danimarka'da, Belçika'da, cesur kadınlar ve erkekler.
E homens e mulheres corajosos na Noruega, Holanda, Dinamarca e Bélgica e centenas de milhares na Tchecoslováquia,
Danimarka domuzu ve taze limonu vardı. Tabii ben de ona sığır eti konservesi verdim.
"Carne de porco e limões." Claro que lhe dei uma lata de carne de vaca.
Cato, Danimarka'da işler çok garip.
Kato, há algo que cheira mal na Dinamarca.
İsveç mi? Danimarka mı?
Suécia, Dinamarca?
Kaşar, mavi Danimarka peyniri, edam?
- "Cheddar", "Danish bleu", "Edam"?
Hepimizin başında Danimarka kralı var.
Como!
DANİMARKA PASAPORTU
PASSAPORTE - DINAMARCA
danım 101

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]