Danıel traducir portugués
260 traducción paralela
El Ece Bra'dan yine bir ziyaretçi vardı.
Veio outro visitante de El Ece Bra.
El Ece Bra'dan Şeyh Emir.
Sheik Amir de El Ece Bra.
Bunu sana El Sordo'dan dönerken anlatmak istedim, fakat sen duymak istemedin.
Eu queria-te contar quando regressávamos de El Sordo, mas tu não quiseste.
- Lewt'la Jesse'yi çağır. Lewt El Paso'dan daha dönmedi.
O Lewt não voltou de El Paso.
El Paso ve Amarillo'nun Sodom ve Gomorra'dan hiç farkı yok, belki... biraz olabilir, ama Beezelbub'da senin gibilere ne derler bilir misin?
El Paso e amarilho é igual... a Sodoma e Gamorra... numa escala mais pequena, claro. Mas... O que chamam àquilo?
El Morocco'dan atıldığımızda, Village'a gideriz.
Quando nos despejarem do El Morocco, iremos até á village.
Kardeşin Morgan geçen yıI... beni Deadwood'dan sürüp 10.000 dolarıma el koydu.
O seu irmão Morgan expulsou-me de Deadwood há um ano... e confiscou-me $ 10.000 do meu dinheiro.
Onu El Paso'dan tanıyorum.
Conheço-o de El Paso.
El Trovador'dan daha iyi bir şarkıcı olan bir arkadaşım var.
Tenho um amigo que canta melhor do que o El Trovador.
El Toro'dan nefret etmesine neden olmuş
Provocou nele ódio a El Toro
El Paso'dan pek uzak olmayan Santa Cruz adında küçük bir kasaba var.
Perto de El Paso há uma povoação chamada Santa Cruz.
Vurun, öldürün, ardınızdaki her silahı alın, özellikle El Paso'dan gelecek olanları.
Dispararem, matem, de modo a que toda a gente armada da zona vos persiga sobretudo os de El Paso.
Santa Cruz'dan çıkarken, El Paso'ya yöneldik ama bizi her yerden kuşattılar.
Depois de Santa Cruz, quando seguiamos para El Paso atacaram-nos de todo o lado.
El Paso'dan.
El Paso.
El Paso'dan olan.
O de El Paso.
Bak, geçen sonbahar çalıştığımız Del Rio'dan gönderilmiş.
De uma propriedade em El Rio onde trabalhámos o outono passado.
O zamana dek Murphy Arizona'dan Teksas'a kadar her şeye el koyar.
Nessa altura, o Murphy já terá o nome em todo o lado entre o Arizona e o Texas.
El Hoyo'dan.
El Hoyo.
Onu ikinci el kitapçıdan satın aldım.
Comprei num alfarrabista.
Santana'dan El Chicano'ya kadar her şeyi çalarız.
Nós tocamos tudo, desde Santana até EL Chicano Mesmo tudo...
Kaybederseniz, el konursa, Rusya'dan asla çıkamazsınız.
Se o perder, se for confiscado, jamais conseguirá sair da Rússia.
Ramon bu sabah El Playon'dan birkaç kare yakaladım, belki işine yararlar... Üzgünüm, tamam mı?
Ramon... tirei umas fotos hoje e talvez elas ajudem... de El Playon.
Pauline Axelrod'dan "El Salvador'daki İki Haftam".
- Luzes da cidade o tanas!
Richard Boyl ve "El Salvador'dan Bir Pezevenk Geçti".
"As Putas de El Salvador", de Richard Boyle.
Bunların da El Guapo'dan aşağı kalır yanı yok.
Não são melhores que o El Guapo.
Muhtemelen Meksika'dan çıkmış en büyük aktör olan şu El Guapo ile bir tek şovumuza 100.000 pezo ödeyecekler.
100.000 pesos para aparecerem ao lado desse El Guapo, talvez o maior actor do México.
Sence bunlar bizi El Guapo'dan koruyabilecek mi?
Achas que conseguem proteger-nos do El Guapo?
Mal bu akşam dokuz buçukta El Paso'dan gelecek, kontrol et.
A mercadoria está a chegar as 9 : 30 no comboio de EI Paso.
Vaşington'dan gelerek büroma el koyup delil yaratmamı isteyemezsin.
Desembarcas aqui de Washington ocupas-me o escritório, e queres que manipule provas.
Kapıdan iki el ateş etti.
Disparou através da porta.
Tucson'dan Flagstaff'a olan yol parasının iki katı... eksi Albuquerque'dan El Paso'ya kadar olanın üçte ikisi.
O dobro da tarifa desde Tucson a Flagstaff... menos dois terços da tarifa de Albuquerque a El Paso.
Kapıdan sersemletici el bombalarından atıp, üç farklı noktadan içeri dalarız. Herşey sona erer.
- Entramos por três sítios diferentes.
Bu Miklo, "El Barrio" dan.
É o Miklo, lá do bairro.
Aptal tüplerine bak, El Mero Mero'dan iltifatlar.
Olha para o ecrã das mamas, cumprimentos do El Mero Mero.
Ona aşağıdan el salladım, ama başka yere bakıyordu.
Acenei-lhe, mas ele estava a olhar para outro lado.
Sen El Paso'dan ayrıldıktan sonra ise Penny'nin güvenliği için FBI'ı aradım.
Depois que partiste, pedi ao FBI para proteger a Penny.
El Paso'dan bir adam bulup getirmişler.
Tomou muito a sério. Chamou um tipo do Passo, o Sr. Shhh.
El Salvador'dan ziyarete gelmiş.
Estava de visitar, de El Salvador.
Bazı haydutlar Meksika'dan... gelen mallarına el koydular.
O carregamento de álcool que ele esperava vindo do México foi roubado por "banditos".
Merak etme Dan, kötü geçseydi duruma hemen el koyacaktım.
Não se preocupe Dan. Se a coisa piorasse, eu teria interferido.
Bir postacıdan el alman gerek.
Só outro carteiro pode fazer de ti um carteiro.
El Paso'dan buraya tıbbi malzeme getirtecekler.
El Paso vai enviar os instrumentos minúsculos.
Ona Dan-el diyeceğim, - onu doğurtan yabancının onuruna. - Oh, bunu yapmak zorunda değilsin.
Vai chamar-se Dan-el, em honra do estranho que o ajudou a nascer.
Merhaba. bu kabuğu sabah bulduk ve, uh, düşündüm de belki Dan-el bunu sever.
Olá. Encontrei esta concha esta manhã e, uh, pensei que talvez Dan-el gostasse dela.
Bu Dan-el.
Aqui está o Dan-el.
Bu bebek Dan-el.
Este é o bebé Dan-el.
Hepsi diğer tarafa, bu trajediden sorumlu olduğunu söyledikleri adamdan, El Chupacabra'dan, uzağa kaçtılar.
Eles fugiram do El Chupacabra, que dizem ser o responsável por esta tragédia.
Eğer işler çatallaşacak olursa, danışman gibi olaya el koymak. - Evet, doğru.
Se as coisas estiverem a correr mal, eu apareço como detective.
Roberta hala Doğu Harlem'de öğretmenlik yapıyor ve El Salvador'dan evlat edindiği kızı Sophia ile birlikte orada yaşıyor.
O PROGRAMA FOI REACTIVADO durante a feitura deste filme. vinda de El Salvador.
Dr.Sandoz'un tüm sözleri Batı Afrika'dan gelen bir el yapımı eşyayla ilgiliydi.
Os apontamentos do Dr. Sandoz estão repletos de informação sobre um artefacto que apareceu na África Ocidental.
En başından beri, Angel ve Nene beraber uyuyorlardı. Ama son aylarda, Nene hiçbir açıklama yapmadan Angel'dan uzaklaşmıştı.
Desde o começo da relação, Angel e El Nene compartilharam a cama... mas, nos últimos tempos, Angel recusou o contato sem dizer por quê.