Delice traducir portugués
2,408 traducción paralela
Televizyon yayını olduğu zaman delice şeyler söylüyorlar.
E quando transmitem, dizem todo o tipo de disparates.
Bu delice geliyor.
É uma loucura.
- Delice teoriler söyledi mi?
Falou de umas teorias malucas?
Adam hastalık kapmaktan delice korkuyor, unutma.
O homem é hipocondríaco, lembras-te?
Delice, değil mi?
É uma loucura, não é?
Hayır, dur, dur, bu delice. Jennifer ne olacak?
Não, isto é maliquice.
Bakın kulağa delice geldiğini biliyorum ama Ames'i her kim öldürdüyse sıradaki hedefleri ben olabilir miyim?
Olhe, sei que isto pode parecer loucura mas, quem matou o Ames, pode andar atrás de mim agora.
- Bilmiyorum. Aşk için delice şeyler yapan erkekler gördüm.
Não sei, já vi homens fazerem várias loucuras por amor.
Bu delice.
- Ouve, isto é uma loucura.
Bütün içgüdülerime delice gelse de Cumartesi günü saat 11'de buraya geldim.
- Contra todos os instintos do que deve ser a sanidade, estou aqui às 11 horas da manhã de sábado.
Ne için peki? Orada 30 masum insan köle gibi çalışıyor. İkinizin de bundan hiç bahsetmemesi bana delice geliyor.
- Dos trinta inocentes que ali estão, que trabalham como escravos e acho incrível que nenhum de vós o tenha sequer mencionado.
Ya şimdi başta bana da delice geldi ama ciddi ciddi yapmayı düşünüyorum.
E sabes, ao início, pareceu uma ideia maluca... mas estou mesmo a pensar sobre isso.
Bak, başta sana delice gelmiş olmasının sebebi gerçekten delice olması!
Muito bem, então, a razão para isso estar a soar a uma ideia maluca... é porque é uma ideia maluca!
Millet, hepinizin garip ve delice bana odaklanmanıza teşekkür ederim ama ben doğum günlerimi kutlamıyorum.
Malta, agradeço que foquem as vossas energias loucas e bizarras em mim, mas eu não vou celebrar o meu aniversário.
Etrafta delice koşup kaç yabancının birasını yüzümüze yumruk yemeden önce içebildiğimizi ölçtüğümüz oyunu hatırlıyor musun?
Lembras-te daquele jogo em que corríamos por aí a ver quantas cervejas de estranhos conseguíamos beber antes de levarmos um murro na cara?
Bu sence de delice değil mi?
Não te parece de loucos?
Delice birşey
É um disparate.
Belki de Ali delice ona benziyor.
Ou será que a Ali era mesmo parecida com ela?
- Ali'ye delice tutulan.
Que tinha uma grande paixão pela Ali.
Seni çok özledim. Bu bana aptal ve delice şeyler yaptırıyor.
Tenho tantas saudades tuas, que só faço coisas estúpidas e loucas.
Her gün bu zamanlarda delice şeyler söylemeye başlarım.
Todos os dias por esta hora começo a dizer disparates.
Buralarda olaylar biraz delice.
Não é um dia bom. As coisas estão uma enorme confusão por aqui.
Bu ikisi delice.
Melanie acusou Gavin de não ser homem.
Kulağa delice gelecek, ve bununla ilgili konuşmak istiyorum. Ama konuşamam.
Isto vai parecer uma loucura e quero falar sobre isso, mas não posso.
Kulağa delice geldiğini biliyorum.
- Sei que pareci louca.
Hayır, bu delice.
Não, isso é de doidos.
Bütün bunlar delice bir noktayı ispatlamak için mi?
Isto tudo é para provares alguma coisa maluca?
Bu delice bir nokta değil.
Não é nada maluco.
Delice bu.
Isso é de loucos.
Kulağa delice gelecek.
Nem vais acreditar.
Bunun biraz delice olduğunu düşüneceksin, Jess.
Vais achar que isto é uma loucura, Jess.
Delice geldiğini biliyorum.
- Eu sei que parece estranho.
Ve ailenin garip yanı da onları sevmek zorundasın hatta salakça ve delice şeyler yapsalar bile.
E é isso que é tão engraçado na família. Temos de gostar dela, até quando faz coisas estúpidas e loucas.
İkimiz de bunu bir sır olarak saklamak istemedik ama iki yabancıya onlarca milyon dolar vermek delice görünüyordu.
Nenhuma de nós queria guardar o seu segredo mas dar milhares de dólares para dois estranhos, parecia loucura.
Şimdiye kadar bir kadınla en delice ne yaptın?
Qual a coisa mais louca que já fizeste com uma mulher?
Ben de kötü, delice olanları eleyip sadece olumlu olanları alır hapishaneye ona okumaya götürürdüm.
Por isso, deitei fora as más e fiquei apenas com as positivas, para levar para a prisão e ler-lhas.
Bunlar güya delice olmayan mektuplar.
Essas devem ser as cartas dos malucos.
Bebek doğana kadar delice hareket edemeyecek miyim yani?
Eu não posso ficar doido outra vez até o bebé nascer?
Bunun biraz delice olduğunu düşüneceksin Jess.
Vais achar que isto é uma loucura, Jess.
- Bu bana delice geliyor.
Isso parece-me uma loucura.
Delice değil miydi sence bu?
- Não achaste aquilo paranoico?
İşlerin onun kontrolünden çıkmasını düşünmek delice,... biyolojik olarak başka birinin çocuğuna sahip olmak çok korkutucu bir durum ayrıca hayatınıza devam etmek ve gerçeği size yakın olan insanlardan saklamak zorundasınız.
Senti que tinha sido uma loucura ela perder assim o controlo. É uma ideia bastante assustadora, ter um filho que biologicamente pertence a outra pessoa e termos de tentar prosseguir como se nada fosse, ocultando isso às pessoas que nos são mais próximas.
Kulağa ne kadar delice gelirse gelsin, o adam hayatımı kurtardı.
Por mais maluco que seja, o homem salvou-me a vida.
Evet bu delice.
Sim, um caso muito louco.
- Sıçrayan isyanıyla ilgili bana delice bir hikaye anlatarak mı?
A contar uma história maluca sobre a rebelião de Skitters?
Bu sana delice gelebilir, bunu anlamanı da beklemiyorum.
Eu sei que te parecerá loucura. Não preciso necessariamente que tu compreendas.
Kulağa delice gelebilir ama bana inan...
Sei que pareço maluca, mas não o sou.
Diyorsun ki, deli olsaydım Doktor Thredson'un dediklerine inanmazdım, ama eğer akıllıysam delice hikâyelerim gerçek mi yani?
Estás a dizer que se eu fosse louco, não acreditaria no Dr. Thredson, mas, se não for, as minhas histórias loucas são verdade?
Kulağa delice gelecek biliyorum ama insanların hayatı tehlikede olunca bundan haberleri oluyor sonra onlara yardım ediyorlar.
Sei que parece loucura, mas eles parecem saber quando há pessoas em apuros. E eles ajudam-nas. Ele e um outro homem.
Delice geldiğini biliyorum ama... Apartman bana bir şeyler anlatmaya çalışıyormuş gibi hissediyorum.
Sei que parece uma loucura, mas... sinto que o prédio me quer dizer alguma coisa.
Delice, biliyorum.
É uma loucura, eu sei.