Desi traducir portugués
108 traducción paralela
- Zekalı olan Desiydi.
- A Desi era o cérebro.
Başka biri var mı?
Está cá mais alguém, Desi?
Desi ve ben birleşecek miyiz?
Vais-me juntar com a Desi?
Desi'yi istiyor musun, istemiyor musun?
Queres a Desi ou não?
Bak, eğer Desi kendisine yanlış bir şey yaptığımı söylerse. bu lanet okulu terk ederim tamam mı?
Ouçam, se a Desi diz que eu fiz algo sequer perto de errado com ela, - Eu abandono a porra da escola. OK?
Hayır, Desi'yi hiç zorlamadığımı söylüyorum.
Não. Quer dizer que eu não forcei a Desi.
Desi hakkında söylediğin birçok şey de saçmalık!
Sim, e muitas das coisas que te ouço dizer sobre a Desi são uma aldrabice.
Çünkü Desi'nin ilgisini çekmenin yolu bu.
Porque é assim que consegues a atenção da Desi.
... siz Desi'yle arkadaşsınız değil mi?
És amigo da Desi, certo?
Dinle,... Mike sen ve Desi'nin tekrar birlikte olduğunuzu biliyor muydu?
Ouve, O Mike sabia que tu e a Desi andavam juntos?
Ve, Desi'nin babası Dean'in Mike'tan daha çok hoşlandığını da biliyorum.
E sei que o reitor preferia ver o Mike nessa posição.
Sen ve Desi 4 ay önce çıkmaya başladığınızda, babasının ipuçları vardı.
Tu e a Desi andaram juntos quatro meses antes do pai sequer desconfiar
Desi'ye dikkat et.
Observa-a.
Odin, Desi'ye bir süre önce bir eşarp verdin mi?
Odin, deste à Desi Um lenço há uns tempo atrás?
Bekle, o eşarbı Desi'ye sen verdin.
Espera, deste aquele lenço à Desi?
Desi, ben de O'dan hoşlaırım. Tamam mı?
Desi, sabes que gosto do "O", certo?
Desi, sen dur dedin.
Desi, tu disseste pára.
Eğer Desi'nin yanımda olduğunu bilseydim, bununla başa çıkabilirdim.
Se eu soubesse que a Desi me andava a trair, eu podia lidar com isso.
Mike'ın Desi'yi becerdiğinin kanıtı olmasını dile, ve bunun için dua et.
Reza para que consigas provar que o Mike anda a comer a Desi.
S.ktir et Desi'yi.
Que se foda a Desi!
Mike bir ara, Desi'nin seks yapmak istemediğini söyledi.
O Mike diz que metade das vezes ela nem quer fazer sexo.
Desi'nin odasında yapıyorlar.
Fazem-no no quarto dela.
Desi asla böyle bir şey söylemez.
A Desi nunca diria uma coisa dessas.
Benimle Desi ile ilgili konuşmak istiyor.
Quer falar comigo sobre a Desi.
Ee, sen ve desi son günlerde birlikte epey zaman geçiriyorsunuz.
Então, tu e a Desi têm passado imenso tempo juntos.
Desi'ye ne dersin?
E a Desi?
Sen de Desi ile konuşacaksın.
Tu vais falar com a Desi.
Tam olarak saat 7'de Desi'yi öldüreceksin ve Michael'ın bardağını bırakacaksın.
Às 19 : 00 em ponto, arrumas a Desi... e colocas o copo do Michael.
Ve maçı kazanıp hayatımız boyunca bir daha ne Mike'ı ne de Desi'yi görmeyeceğiz.
Ganhamos o jogo, e juramos todos que não pusemos a vista em cima do Mike ou da Desi.
Roger, senin Desi'den ayrıldığını düşünecektir.
O Roger pensa que tu e a Desi estão apenas a separar-se.
Desi öldü.
A Desi está morta.
Jason, Desi'yi gördün mü?
- Jason, viste a Desi?
Desi?
Desi?
Desi?
- Shh. - Desi?
Bana Desi'nin onu aldattığını senin söylemediğini söyle.
Diz-me que não lhe falaste que a Desi o estava a trair!
Desi ve Michael mı?
A Desi e o Michael! ?
Desi Michael'la yatıyordu!
A Desi andava a comer o Mike!
Onlara Desi'yi sevdiğimi anlatın.
Digam-lhes que eu amei aquela rapariga.
- Histeriksin Dasy.
Que engraçado, Desi.
- Dasy ve Stinky tasarım departmanında çalışıyor.
A Desi e o Stinky trabalham na compressão de dados.
Desi birkaç arkadaşıyla biraz fazladan gelirle yapabileceklerini anlattı.
Desi disse-me que ela e algumas das suas colegas da escola... podiam usar algum dinheiro extra.
- Desi Arnaz.
- Desi Arnaz.
Desi anlatmıştı.
Disse-o o Desi.
Gob'un kız arkadaşı Marta İspanyolca gündüz kuşağı... ödüllerinde aday olarak gösterilmişti...
A Marta, namorada do Gob, foi nomeada para um Daytime Desi, o prémio atribuído pela excelência em televisão diurna espanhola.
Tabii bu Marta ile ödül törenine gitme işimle çakışacak.
Claro que assim não posso ir aos prémios Desi com a Marta.
- Bir her neyse işte.
- Um desi-qualquer coisa.
ADIM DESI YENİ BİR EVE İHTİYACIM VAR
MEU NOME É DESI PRECISO DE UM NOVO LAR
Desi, sakin ol.
Destiny, acalma-te.
Onu duvarında Desi Arnaz'ın imzalı fotoğrafı olan, titrek elli kendi berberine mi götürmek istiyorsun?
Queria levá-lo ao teu cabeleireiro, que estava com as mãos a tremer. E uma foto autografada de Desi Arnaz na parede?
Desi Arnaz'ın saçları güzeldi.
Desi Arnaz tem um cabelo bonito!
Desi ve Lucy... Yapma! Kadını yine boşuyor.
Desi e Lucy, acredite... estão a divorciar-se.