Devlin traducir portugués
447 traducción paralela
- Devlin.
Devlin.
- Devlin. - Ne?
- Devlin, Devlin.
- Devlin.
- O quê?
Ben güvercin değilim, bay Devlin.
Eu não sou uma delatora, Mr. Devlin.
Sen ne sıçansın, Devlin.
És um homem desprezível, Devlin.
Çok mutluyum, Devlin.
Estou muito feliz, Dev.
Hayır Devlin, kendimle eğleniyorum.
Não, Dev. Estou a fazer pouco de mim própria.
İnsanlar sana gülecek. Yenilmez Devlin âşık olmuş... Hem de kelime bile sarf etmeye değmeyecek birisine.
As pessoas vão rir de ti, o invencível Devlin que se apaixonou por alguém com quem nem sequer vale a pena desperdiçar palavras.
Zavallı Devlin, işe yaramaz bir kıza âşık.
Pobre Dev, apaixonado por uma tipa que não presta.
Adamımız Devlin onu daha önceki gün getirdi.
Aliás, o nosso homem, Devlin, trouxe-a para cá no outro dia.
Adamınız Devlin kıza işin doğasını anlattı mı?
Devlin contou-lhe a natureza do serviço?
Bu iyi, Devlin'e talimatları hemen ileteceğim.
Darei imediatamente instruções ao Devlin.
Ben T.R. Devlin.
É T. R. Devlin.
- Ne oldu, Devlin, sorun nedir?
O que se passa, Devlin? Qual é o problema?
- Tamam, Devlin, hepsi bu kadar. - Pekala.
- Muito bem, Devlin, é tudo.
Eğer sorulursa, Ben Pan Amerikan Havayollarındanım.
Se te perguntarem, eu sou da "Pan American Airways". - Como Devlin?
Şu beraber olduğun bay Devlin mi?
Aquele Mr. Devlin que estava contigo?
Bay Devlin geldiğimizden beri beni ilgisiyle bunalttı.
Devlin tem-me atormentado com a sua atenciosidade desde que cheguei.
Oh, Alex! bay Devlin beni ilgilendirmiyor.
Devlin não me interessa.
- Bay Devlin'i hatırlıyor musun, Alex?
Lembra-se, Mr. Devlin? - Como está?
Seni seyrediyordum ve arkadaşın, bay Devlin'i.
Estava a observar-te a ti e ao teu amigo, Mr. Devlin.
Daha önce de söyledim, bay Devlin bana birşey ifade etmiyor.
Devlin não significa nada para mim.
Alicia... bay Devlin'in sana birşey ifade etmediğine?
Devlin não significa nada para ti?
Affedersiniz, efendim. Bayan Huberman Yüzbaşı Prescott veya bay Devlin ile görüşmek istiyor.
Miss Huberman deseja falar com o Capitão Prescott ou Mr.
Sanıyorum hiçbirimizin Onun karakteriyle ilgili şüphesi yoktur.
Acho que nenhum de nós tem dúvidas quanto ao carácter dela, ou tem Devlin? De forma alguma, a mínima dúvida.
Kuralları bir daha bozmayacağımı garanti ederim... ama tavsiyeye ihtiyacım var ve bay Devlin'e ulaşamadım.
Prometo não voltar a quebrar as regras, mas preciso de ser aconselhada e não consegui encontrar Mr.
- Devlin haklı olabilir.
- O Devlin tem razão. Acho que podemos confiar em Miss Huberman para voltar rapidamente para casa. Não sei.
Bay Devlin'in bu gece gelmesine şaşırdım.
Estou surpreendido por Mr. Devlin vir cá esta noite.
- Devlin, seni gördüğüme sevindim. - İyi geceler.
- Devlin, prazer em vê-lo.
Bay Devlin, ne hoş!
Mr. Devlin. Tão bom.
- Keyif alıyor musunuz, bay Devlin?
- A divertir-se, Mr. Devlin?
bay Devlin çok rahatsız ediyor mu?
O Mr. Devlin está a incomodar-te muito?
Bay Devlin, bu kadar çabuk mu ayrılıyorsunuz?
Mr. Devlin, vai sair tão cedo?
Bay Devlin mi?
Mr. Devlin?
Devlin'in getirdiği kum uranyum madeni içeriyordu.
Aquela areia que o Devlin trouxe mostra vestígios de urânio.
Bay Devlin İspanya'ya transfer oldu.
Mr. Devlin será transferido para Espanha.
- Bay Devlin bunu biliyor mu?
Devlin sabe isso?
Burada gerçekten de bay Devlin... gibi akıllı birisi için fazla yapacak birşey yok.
Não há muito que fazer no Rio para um tipo tão inteligente como Mr. Devlin. Bem, claro.
Bu arada halen bay Devlin'e mi rapor vereceğim.
Entretanto, tenho que informar o Mr. Devlin, como de costume? Sim.
Bay Sebastian'a bay Devlin geldi der misiniz?
Não se importa de dizer ao Mr. Sebastian que o Mr.
Eğer burada beklerseniz bay Devlin, ben bay Sebastian'a haber vereyim.
Se aguardar aqui, Mr. Devlin, vou informar Mr.
Bay Devlin sizi görmek ister efendim.
Mr. Devlin deseja vê-lo, senhor.
Bay Devlin beni beklerken çığlığını duymuş.
Devlin ouviu-a a gritar quando esperava por mim. Vamos, Alicia.
- Arabanı var mı bay Devlin?
- Tem carro, Mr Devlin?
Tatlım, bu Devlin Warren. Baban için çalışıyor.
Querida, este é Devlin Warren, trabalha para o teu papá.
Bana neden inanmıyorsun, Devlin?
Porque não acreditas em mim, Dev?
- Devlin olarak mı?
- Sim.
Bunun hakkında ne düşünüyorsun, Devlin?
O que pensas disto, Devlin?
İkimiz davet ettik, bay Devlin.
Ambos convidámos, Mr.
Bu ne demek, bay Devlin?
Devlin?
- Devlin Warren.
- Devlin Warren.