Dignan traducir portugués
57 traducción paralela
Arkadaşım Dignan bu hastaneye zorla kapatıldığımı sanıyor. Bu kaçışı planladı.
O meu amigo Dignan não percebeu que isto é um hospital para voluntários e planeou uma fuga.
Ne zaman spora merak sardın, Dignan?
Quando te tornaste ávido com a forma?
Küpeleri mi aldın, Dignan?
Tu tiraste os brincos, Dignan? Tiraste-os mesmo?
Dignan, listeyi unutmadın, biliyorum.
Tens de te lembrar da lista!
"Dignan'ın dokunmaması gereken şeyler" diye.
"Coisas em que o Dignan não pode tocar."
Yapma, Dignan.
Vá lá, Dignan.
- Bazı tanıdıklar.
- Uns colegas. - O Dignan?
Evet Dignan, ayrıca...
Sim, mas também...
Dignan'ın nesi var, Grace?
Qual é o problema do Dignan, Grace?
- Dignan'ı seviyorum. - Öyleyse neden iç çektin?
- Então porque suspiras quando falo nele?
Bay Henry'nin arabası Jaguar. Gerçek, Dignan : Bu resim beni etkilemiyor.
Facto : a historia do Dignan não faz sentido para mim.
Benimki de Dignan.
E eu sou o Dignan.
- Dignan, sakin ol.
Calma Dignan.
- Evet, Dignan.
É verdade...
Dignan, sırada ne var?
E agora, Dignan?
Hayır, Dignan.
- Isto é divertido.
Bu Bay Henry. Bunlar...
É o Sr. Henry, o tipo que o Dignan conhece.
Anthony, bunlar Bahçe Kovboyları Dignan'ın çalıştığı peyzaj şirketi.
Isso são "Os Tratadores de Relva", a empresa de jardinagem onde o Dignan trabalhava.
Bir gün geldi ve "Dignan, kovuldun" dedi.
Um dia veio ter comigo e disse-me : "Dignan, estás despedido!"
Dignan, moralin benim kadar bozuk olamaz ama bence...
Não espero que estejas tão deprimido como eu, mas acho que...
Dignan ve Bob öyleler, evet öyleler.
Eu é que foi o culpado disso.
- Evet, biliyorum Dignan. Bob, hani kılık değiştirecektik?
E aquilo de escondermos as nossas identidades?
Çete, bu benim arkadaşım Dignan...
Bem, malta este é o meu amigo Dignan.
Dignan ilgilenmiyor.
O Dignan não quer saber.
- Hey, Dignan, hakkı var. - Patron benim.
O Dignan tem razão.
- Umarım çok sıkılmadın.
Espero não te ter aborrecido muito. Dignan...
Bir daha karşılaşırsak, Dignan'ın bir başka özelliğini göreceksin. Sadist tarafını çünkü Bob'a çok kızgınım.
Se os nossos caminhos se voltarem a cruzar, vais conhecer um lado de mim que desconhecias!
- Yapma, Dignan. - Çok öfkeliyim. - Ne demek yapma?
O lado sádico maluco porque estou furioso com o Bob.
Dignan, sana söylemediğim için özür dilerim.
Desculpa não te ter dito que o Bob se ia embora.
Görüşürüz Dignan.
Até logo, Dignan.
Bara gidiyoruz, sen de gelsene.
Por que não vens connosco ao bar, Dignan?
Dignan, ben de tam kapının önünde İnez'leydim.
É que eu estava mesmo em frente com a Inez.
- Ne dediğini bilmiyorsun.
Tem cuidado, Dignan.
Benim adım da Dignan.
E eu chamo-me Dignan, meu?
Hiç benim de sakin bir akıl hastanesinde güzel kızlarla gece koşup gündüz güneşlenerek kalmaktan hoşlanabileceğimi düşündün mü?
Já pensaste que o teu amigo Dignan podia ter gostado de uma estadia num manicómio, fugir á noite e bronzear-se ao lado de umas miúdas?
Sen oradayken Dignan ne yapıyordu dersin?
Que achas que o Dignan fez enquanto tu lá estiveste?
Sana Dignan'ın işinden kovulduğunu söyledim.
Já te disse que o Dignan foi despedido... corrido.
Çünkü sonuçta kendini düşünmek Dignan'ı düşünmekten daha kolay.
É mais fácil pensar em nós próprios do que no Dignan.
- Tamam. Dignan, hadi gel.
Dignan, vamos embora.
Dignan, hadi.
Vá lá, Dignan.
Dignan'a benziyorlar.
De certa forma fazem-me lembrar o Dignan.
Benim, Dignan.
Anthony! É o Dignan! Espera!
Bay Henry!
Mr. Henry? É o Dignan.
- Hoş geldin.
- Dignan...
- O herife kulak asma.
Não ligues ao tipo, Dignan.
Dignan, ne var ne yok?
- Que contas, Dignan?
Dignan, senden özür beklemiyorum.
Quero que saibas que não espero desculpas.
- Solunla iyi geçirdin.
Magoaste-me muito, Dignan.
- Lânet olsun, Dignan.
Bom trabalho dos dois!
Benim, Dignan!
Trago visitas.
- Dignan, dur biraz.
- Espera aí!