Diyebilirsin traducir portugués
2,489 traducción paralela
Şöyle de diyebilirsin : - Attraversiamo.
- Podes dizer "attraversiamo".
Mesleki merak diyebilirsin.
Chama-se curiosidade profissional.
Bana, H diyebilirsin.
Pode chamar-me H.
Onun hakkında ne diyebilirsin?
O que pode dizer-nos sobre ela?
Bana Freddy diyebilirsin.
Trate-me por Freddy.
O zaman "Ben demiştim" diyebilirsin.
Nessa altura, vais poder dizer : "Eu avisei-te."
Öfkeden deliye dönebilir ve "Hiçbir şeyim yok." diyebilirsin.
Podem ficar furiosos e dizer "Não tenho nada".
Öfkeden deliye dönebilirsin ve "Hiçbir şeyim yok." diyebilirsin.
Podem ficar furiosos e dizerem que não têm nada.
Gideceksek bana Betty bile diyebilirsin.
Até me podes chamar Betty, o que interessa é que vás.
Tamamen O "anı yaşa" tarzında biri diyebilirsin.
Você pode dar-se conta que é totalmente "carpe diem".
Mesela efendim diyebilirsin.
Sim, se é que se pode dizer isso, senhor.
İstersen bana Emily diyebilirsin.
Podes chamar-me Emily, se quiseres.
Bana deli diyebilirsin ama en iyi Beşinci Ders konseri bu olacak.
Podes chamar-me doido, mas este deve ser o melhor concerto de sempre dos Period Five.
Sen tesadüf diyebilirsin ama bence adam sakinliğini korudu ve doğru zamanı bekledi.
Podes dizer que foi um acaso, mas eu vou dizer que foi por ele manter a compostura e esperar pela oportunidade dele.
Bana yine de Alex diyebilirsin.
Podes continuar a chamar-me pelo nome.
- Öyle de diyebilirsin. Özel, zor.
É uma das formas de descrevê-lo, único.
Öyle de diyebilirsin.
Pode-se dizer que sim.
İstersen bana denizci diyebilirsin.
Pode chamar-me marujo, se quiser.
Bana Fred diyebilirsin.
Chame-me Fred.
Öyle de diyebilirsin.
- Pode-se dizer isso.
- Arada bir bana "baba" diyebilirsin.
Sabes não fazia mal se me chamasses de "Pai" de vez em quando.
Bana Kaptan Karamel Şekeri diyebilirsin.
Sou eu, o Capitão Caramelo.
Her zaman hayır diyebilirsin Ned.
Poderás sempre dizer não, Ned.
- Ne diyeyim? - Merhaba diyebilirsin.
- O que vou dizer-lhe?
Bana Chang diyebilirsin, buna alıştım da zaten.
Podes continuar a chamar-me Chang, já me habituei.
- Bana Louis diyebilirsin.
- Podes chamar-me de Louis.
Hollis ya da Holly diyebilirsin.
Mas está tudo bem. Podes tratar-me por Hollis ou Holly.
Ayrıca, bana Rosalba diyebilirsin.
E... podes chamar-me, Rosalba.
Sanırım bana artık Clay diyebilirsin.
Acho que já me podes chamar de Clay.
Bana Ty diyebilirsin.
Podes tratar-me por Ty.
Bana Bay Frank diyebilirsin.
Trata-me por, Sr. Frank.
Sam diyebilirsin.
Pode chamar-me Sam.
Bana Lee diyebilirsin.
Chame-me Lee.
öyle diyebilirsin peki burdaki yerli arkadaşının adı?
Ishmael, não é? Pode chamar-me isso. E o nome aqui do seu amigo nativo?
Bana Gil diyebilirsin.
Se quiser, pode chamar-me Gil.
Bitirdiğim zaman, hala unuttuğum bir yer olursa bana mankafa diyebilirsin.
Depois de acabar, se tiver falhado algum sítio podes chamar-me cabeça de vento.
Patronun hakkında istediğini diyebilirsin ama adam iyi pizza yapıyor.
Diz o que quiseres do teu patrão... mas esse homem sabe como fazer uma boa pizza.
Bana Süt Şeker diyebilirsin, adamım.
Podes-me chamar "Sugar Milk", mano.
Bana Trey diyebilirsin.
Pode chamar-me por Trey.
Cam, "olmaz" diyebilirsin ama bu akşamki konsere gitsem mi diyorum.
Cam, tu podes dizer não, mas estou a pensar em ir ao concerto.
Bana yaratık diyebilirsin sorun değil.
Queres chamar-me "monstro", muito bem.
Hey, düşünüyordum da istersen, bana baba diyebilirsin.
Sabe, eu estava pensando... se quiseres... podes-me chamar de pai.
- Bana Marty diyebilirsin.
Pode chamar-me Marty.
Hayır ya da başka şey de diyebilirsin.
Se tu disseres não.
Well, sadece özür dilerim diyebilirsin. ama konuşmalıyız.
Sinto muito em aparecer assim, mas... precisamos conversar.
Herkes gibi sen de patron diyebilirsin.
Podes tratar-me por "chefe" como toda a gente.
Ve sen buna Tanrısal bir şey ya da mistik enerji her ne istiyorsan diyebilirsin ama ben buna bel bağlayacağım.
Podes chamar-lhe Deus, energia mística ou o que quiseres, mas sim vou depositar a minha fé nisso.
- Bana Koç diyebilirsin.
- Sou aquele que deixaram voar num helicóptero sem matrícula, com uma arma no bolso.
Bana Marcel diyebilirsin.
Trata-me por Marcel.
Nasıl hayır diyebilirsin ki?
Como recusar?
Ön sezi diyebilirsin.
Chama-lhe um palpite.