Dokuz traducir portugués
8,034 traducción paralela
Evet, dokuz dakika seks yapacağız.
Vamos fazer sexo... Sim... por 9 minutos.
Kırk sekiz. Kırk dokuz. Elli.
48, 49... 50, 51...
İki dakika dokuz saniye.
Dois minutos e nove.
Üç, beş, dokuz, Kasım.
3-5-9-N.
- Gizli bir numaradan dokuz cevapsız arama.
Hoje, tinha nove chamadas não atendidas de número privado.
- On, dokuz...
- Dez, nove...
Dokuz?
Nove?
Dokuz, sekiz, yedi, altı beş, dört, üç, iki, bir.
Nove, oito, sete, seis, cinco, quatro, três, dois, um.
Ely'la 36 gün, dokuz saat ve yedi dakikadır görüşmüyorum.
Acabei com o Ely há 36 dias, nove horas e sete minutos.
Sırt. Dokuz.
Lombo... nove.
-... yirmi dokuz, yirmi sekiz yirmi yedi, yirmi altı... - Hedef atışa hazır.
Douglas, estamos a perder a oportunidade.
... on, dokuz, sekiz, yedi altı, beş, dört üç, iki...
Dez, nove, oito, sete, seis, cinco, quatro, três...
Su, dokuz derecenin altındadır.
A água devia estar abaixo dos 9 graus.
Öncelik kodu Sigma Dokuz.
Código de prioridade Sigma9.
Bu yerde Dokuz gün?
Nove dias neste lugar?
Bizler on dokuz sekiz yedi altı Beş dört üç iki biri.
Estamos fora em dez nove oito sete seis cinco quatro três dois um.
Dokuz yaşındaydım.
Quando tinha nove anos.
On dokuz.
Dezanove.
Saat dokuz yönünde gözcü aracı.
Estão a seguir-nos, às nove horas.
Dokuz saat içinde girip çıkmak istiyorum, millet.
Quero entrar e saír em menos de nove horas.
Bak ihtiyar eğer bir kedi olsaydın, az önce olanlar dokuz canından birini götürmüş olurdu.
Pois é, velhote... Se você fosse um gato, aquilo que acabou de acontecer, contaria como uma das suas sete vidas.
- Dokuz kere on dört.
Nove vezes 14.
- Kırk dokuz.
Quarenta e nove.
- Dokuz kere sekiz?
Nove vezes oito.
On dokuz yaşında evden ayrıldım ve on beş senedir anne-babamla konuşmuyorum.
Fui embora com 19 anos e não... falo com eles desde os 15.
On dokuz yaşındayken ailenin çiftliğini terk ettiğin gün yaşananları anlatsana.
Descreva os eventos do dia em que foste embora... da fazenda dos teus pais, aos 19 anos.
Yatma vakti akşam dokuz buçuk.
Aqui vamos pra cama às 21 : 30, ok?
- Dokuz buçuk mu?
- 21 : 30?
- Dokuz buçuk!
- Às 21 : 30.
- Dokuz buçuk ne ya?
- Às 21 : 30.
- Kablosuz internet yok, dokuz buçukta yat.
Sem Wi-Fi a partir das nove e meia.
Saat dokuz buçuğu geçti, onları uyandırmak istemem.
Já passa das 21 : 30, não quero acordá-los.
Akşam saat dokuz buçuktan sonra odanızdan çıkmama olayını kural yapalım, olur mu?
É melhor estabelecermos... que não saiam do quarto depois... das 21 : 30. Pode ser?
Saat dokuz buçuk.
Passam das 9.
KAÇIRILAN DOKUZ MÜTEAHHİT
NOVE TRABALHADORES RAPTADOS
Sizden gizli Dokuz Ejder kung fu'su öğrendim.
Aprendi kung fu nove dragões em segredo.
Ayrıca Dokuz Ejder'imi çalmak yanlış bir hamleydi!
Além do mais, não foi esperto, roubando meu golpe dos nove dragões!
Dokuz Ejder Vuruşu'mu çalmıştı.
Ele roubou meu golpe de nove dragões.
Vay, dokuz çocuk babası gibi görünüyorsun!
Uau! Você parece-se com um pai de nove.
Ayrıca, arabayı da sen kullanmalısın... çünkü bu gece yapmam gereken dokuz şey var... ve yarısından fazlası için bir şoför gerekiyor.
E também preciso que o conduzas, porque tenho de fazer nove coisas esta noite e mais de metade delas exigem um condutor para a fuga.
Dokuz sorun var.
Há nove problemas.
Çekiç bir dokuz konuşuyor. Tamam?
Base, aqui é Hammer 19...
Devam et çekiç bir dokuz.
- escuta-me? - Prossiga, Hammer 19.
Benimki on dokuz yaşında.
A minha tem 19 anos.
- Aralarında Irak ve Afganistan'da dokuz tur yapanlar vardı ve Banshee, Pennsylvania'da eski bir üste görevdeyken öldürülüyorlar.
É uma tragédia. Nove viagens ao Iraque e Afeganistão, e morrem a desmontar uma base em Banshee, Pensilvânia.
Resmi hesap kayıtlarına göre o kasada dokuz milyon var.
- Oficialmente há 9 milhões...
Üç suçu on dokuz kez açık bir şekilde işlemekle itham ediliyorsunuz.
Foi acusado de três crimes e dezanove actos manifestos.
- On, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş... - Tamam.
Dez, nove, oito, sete, seis, cinco...
Dokuz yüz seksen alterim. Bir sik değeri yok.
Sou um "986-ionário", que nem sequer é nada.
Sonradan duydum ki ben adayı terk ettikten dokuz ay sonra ikinci oğlu olan Olaf'ı doğurmuş.
Ouvi dizer que nove meses depois de abandonar a ilha, que ela tinha dado à luz um segundo filho, que se chamava Olaf.
Dokuz ay.
9 meses.