English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ D ] / Duyamadım

Duyamadım traducir portugués

912 traducción paralela
Sizi tam duyamadım.
Não te estou a ouvir bem.
Adınızı duyamadım.
Não ouvi o seu nome.
- Duyamadım.
- Não ouvi.
Seçtiğin kelimeyi duyamadım?
Que palavra é que usaste?
- Özür dilerim ama isminizi duyamadım.
Lamento, mas não ouvi o seu nome.
- Duyamadım?
- Desculpe?
Seninkini duyamadım.
Não peguei o seu.
Soyadını duyamadım.
Não ouvi o seu apelido.
Gördüm, ama, ne konuştuklarını duyamadım.
Mas eu vi! Eu só não, pude ouvir o que diziam.
Adamın adını duyamadım.
Eu não gravei o nome do homem.
Francois, seni duyamadım.
François, não te ouvi entrar.
- O zaman belki seni iyi duyamadım.
- Então talvez não o tenha ouvido bem.
Son sözlerini duyamadım, hat kötü.
Não ouvi bem as ultimas palavras! A linha está a funcionar muito mal!
Sizi duyamadım.
- Desculpe. Não ouvi.
İçime tanrı korkusunu öyle hızlı soktu ki, benim ihtiyarın ayak seslerini duyamadım.
lncutiu-me o temor a Deus tão depressa que eu não ouvi chegar o meu pai.
Ona ne söylediğini duyamadım, ancak görünüşe göre bizimki onu terketmiş.
Não consegui ouvir o que ele lhe disse, mas parece que ela é que o deixou. Ao marido.
- Pek duyamadım.
- Não ouvi bem.
Ne dediğini duyamadım.
Não ouvi o que disseste.
- Duyamadım.
- Não a ouvi.
Tam duyamadım ama Tucumcari'ye mi gidiyordunuz?
Não pude evitar de ouvir que vai a Tucumcari.
Baksanıza, sizi hiç duyamadım, sizi duymak mümkün oImuyor.
Você aí, não o ouvimos. Nós nunca o ouvimos.
Dinlemeye değer bir şey duyamadım.
Não há muito que ouvir.
Ben John'a yakınlık duyamadım.
E nunca tive pelo John.
İyi duyamadım.
Não entendo.
Hayır, duyamadım.
Estão um monte de amigos.
Hiçbir zaman... herhangi bir şeye karşı ilgi duyamadım.
Agora percebo que nunca tive... interesse real por nada.
- Mümkün değil. - Duyamadım.
- Impossível.
- Duyamadım, ne dediniz?
- Não ouvi nada, como?
Ne dediğinizi duyamadım. - Erkeklere ve Harry'ye içiyorum.
Bebo aos homens e ao Harry.
Her şeyi duyamadım.
Não pude ouvir tudo.
Kusura bakmayın, duyamadım.
Desculpe-me mas não ouvi.
Seni duyamadım bebeğim.
Não te ouvi, fofa.
Seni duyamadım.
Ouço mal.
Duyamadım, tatlım.
Não te ouvi, querida.
- Adınızı duyamadım, bayım?
Não me disse o seu nome, Sr.
Evet. - Ne? Dediğini duyamadım.
- Não ouvi o que disseste.
İsimlerini duyamadım.
- Beber. - Não percebi o nome.
Duyamadım.
Ouçamo-lo.
- Herhangi bir cevap duyamadım!
- Eu não escutei uma resposta!
Bilmiyorum, detayları duyamadım.
Não sei, não ouvi pormenores.
Duyamadım efendim?
Como?
Duyamadım!
Não percebi!
Ne dediğini tam olarak duyamadım?
desculpe, nâo o ouvi.
- Özür dilerim. Sizi duyamadım.
- Desculpe.
Görüp, duyamadığım her şeyi kıskanıyorum.
Tenho ciúmes de tudo o que não vejo ou escuto.
Duyamadım.
Não te ouço.
- Oturun. - Duyamadım?
- Desculpe?
Sesinizi duyamadım.
SIM!
Evans City İtfaiye Merkezi. Nerede? Kodu duyamadım.
O que se passou?
Duyamadım.
Não ouvi.
Bridges bunu duyamadı mı yani?
O Bridges não ouviu isto?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]