English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ D ] / Duygusal

Duygusal traducir portugués

6,108 traducción paralela
Ama senin menejerin olarak, duygusal davranmamanı hatırlatmak zorundayım, görevin etkilenmemesi için.
Mas como tua controladora, tenho que lembrar-te que não podes deixar os teus sentimentos influenciarem a missão. - Não estão.
Duygusal olarak sürdürülen davalarda, jüri seçimi bilimsel değildir.
Em casos emotivos, a seleção do júri não é uma ciência.
Pekâlâ, bak, duygusal puan çizelgen hoş ve saçma tıpkı aptal bir sarışın gibi.
O teu cartão é amoroso e inútil como uma loura burra.
Hassas bir tarafı yok. Duygusal bir olay değil.
Não tem nada de delicado ou emotivo.
Seni hiç duygusal biri olarak hayal etmemiştim.
Nunca a vejo como uma sentimental.
Duygusal saplantıdan daha fazlası var.
Há mais na perseguição do que isso.
Duygusal olduğunu düşünmemiştim.
Não o imaginava do tipo sentimental.
Mücadelelerim duygusal anlamda.
A minha luta é emocional.
İlişkimiz boyunca beni haklı olarak, duygusal durumuna ayak uyduramamakla suçladın.
Durante o nosso namoro, acusaste-me, correctamente, de ser incapaz de compreender as tuas emoções.
Benimle duygusal olarak bağ kurmak için bir doküman mı hazırladın?
Fizeste um documento, para te ligares comigo emocionalmente?
Duygusal zekâ.
É o quociente emocional.
Ben duygusal değilimdir.
Não sou sentimental.
Ben duygusalım. Sen buz gibisin.
Eu sou emotivo, tu és frio.
Duygusal bir travma yaşamış.
Toma medicação. Teve um trauma emocional.
Sadece şu anda biraz duygusal hissediyorum.
Só estou a sentir-me um bocadinho sensível agora.
Zaten hep duygusal bir adamdı.
Bem, ele sempre foi um tipo emotivo.
Bombacı duygusal bir nedenden dolayı avukatı hedef seçseydi..... boşanma, çocuk velayeti gibi, öldürmeyi yakın temasla yapardı. Bıçaklayıp, boğmak gibi.
Se o advogado fosse o alvo, por casos de divórcio ou custódia, o mecanismo de morte seria íntimo, esfaqueamento ou estrangulamento.
Bana böyle duygusal davranma, şef.
Não duvide de mim, Chefe.
Çok duygusal olduğumu söylemiştin.
Disseste que estava a ser muito sentimental.
Harvey, duygusal farkındalık eksikliğin beni hiç şaşırtmıyor.
A tua falta de noção sentimental é surpreendente.
Duygusal olamayız.
Não podemos ser sentimentais. Se alguém cai sob influência dos Espheni...
- Duygusal görünmekten nefret eder.
Ele odeia parecer emocional.
Ben... Aklımı "duygusal" kelimesini kullanmak çeliyor.
Estou tentada a usar a palavra "sentimental".
Paul duygusal sinirli bir tip, ama biz Paul'un tam tersi birisini arıyoruz.
Paul é emocionalmente instável, procuramos o seu oposto.
Erkek, eski asker, 30'lu yaşlarında, hassas ve çok iyi bir nişancı, belki de yeşil berelidir veya özel timdendir, analitik, sabırlı, dışarıdan hiç de duygusal biri gibi görünmüyor, fakat içeriden, duyguları tarafından canlı bir şekilde yenilmiş, onu tüketmişler.
Homem, ex-militar, uns 30 anos. Atirador de elite de alguma equipa especial. Analítico, firme, esconde as emoções, mas por dentro é devorado pelos sentimentos.
Duygusal düşünmediğimi biliyorsun.
- Não sou sentimental.
Duygusal zekan mı konuştu?
Isso foi "QE", Walter?
Duygusal mı olduk şimdi?
É apenas algo que eu reparei. Pouco sensível, não é?
Son on yılda yaşadığı duygusal hikayesine bakılırsa bir zamanların nefret edilen David Clarke'ı artık umut ve cesaretin simgesi haline gelebilir.
Dado seu relato sensacional e surpreendente sobre os últimos 10 anos, pode-se dizer que David Clarke, em tempos odiado, pode agora ser o novo símbolo de esperança e coragem.
Sizin dosyanızla duygusal bir bağ hissettiğinden eminim.
Tenho a certeza que ele ligou-se emocionalmente com o vosso caso.
Yüzünde duygusal bir konuşma yapmamı isteyen ifaden var ki hiç havamda değilim.
Estás com cara de quem quer ter uma conversa que não me apetece ter.
Kilo kaybı, yorgunluk, depresyon, duygusal değişkenlik sık rastlanır.
Perda de peso, letargia, depressão, instabilidade emocional não é muito comum.
aa bu arada ben o duygusal türlerden değilim alıngan duygusal şeyler falan, ama... alt tarafı bir jambon.
Além do mais, sei que não sou do tipo sentimental, mas... É, apenas, um presunto.
Duygusal anlar yaşandı mı?
Houve teatro?
- Duygusal bir fikir Saul, hep öyleydi.
É um sentimento ideal, Saul, sempre foi.
Bak, Annie birlikte McQuaid'e casusluk yapacağız bu yüzden bilmem gerek onunla aranda duygusal bir bağ var mı?
Vamos espiar o McQuaid juntos, então preciso de saber... estás emocionalmente envolvida com ele?
Duygusal sorunlarımı çözmem için bana birkaç gün izin vermen çok düşünceli bir davranış.
Foi muito gentil da sua parte dar-me uns dias de folga para lidar com o meu stress emocional.
Benim aşırı duyarlılık ve aşırı aktif duygusal katsayım şu anda bir sanat eseri tarafından tetiklendi.
A minha hipersensibilidade e o meu Coeficiente de Emotividade hiperactivo são, às vezes, desencadeados por obras de arte.
Dahilerin düşük EQ, duygusal zekaları olur. Dolayısıyla bizimle iletişimde zorluk yaşarlar.
Os génios têm um CE baixo, ou coeficiente emocional, daí a dificuldade de se relacionarem connosco.
Walter'ın duygusal zekâsı da var.
Talvez o Walter tenha algum CE
Abartıyor olabilir ama en azından duygusal.
Ele pode ser extremo, mas ao menos... tem emoções.
Demek Walter'ın duygu yoksunu olduğunu düşünüyorsun. Peki ya sen... Aşırı duygusalım.
Então, se o Walter não tem nenhum quociente emocional, você tem... infinitamente demais.
Balık duygusaldır, benim nerem duygusal ha?
Os Peixes são emotivos.
Duygusal durumlarını yansıttığına inandıklarını birine.
Alguém que reflecte o seu estado emocional.
Öyle duygusal değilimdir.
Não sou assim tão sentimental.
Üzgünüm Barry ama ben duygusal açıdan senin kadar sağlıklı değilim.
Desculpa-me Barry, eu não sou tão saudável emocionalmente quanto tu.
Başlığı kaldırmak istedim ama Felicity ona duygusal bağın olduğunu söyledi.
Eu queria substituir o capuz, mas a Felicity disse que tem um valor sentimental.
Fiziksel ve duygusal başarılar ve ilham, hep Muhammed Ali'den gelir.
As conquistas emocionais e psicológicas, como a inspiração, vindas do Muhammad Ali.
Ne kadar da duygusal. O notları yazan annem.
É tão bonitinho.
Aşırı duygusal bir tipsin.
Tens um coração mole.
Dedi. D Fonda duygusal müzik d
A mãe disse-me para te abrir uma loja.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]