Eclair traducir portugués
55 traducción paralela
Yaşasın! diyelim buna ve ikimize de birer pasta!
Bem,'vive'a isso e um eclair para nós dois!
Karşılığında bir ekler isterim.
Em troca, eu quero um eclair
Işte, Bay Eclair dağıtım
Aí está Senhor Relampângo Distribuidor.
Metopia twitter : @ birtemmuz
Subtitling-ECLAIR GROUP-PARIS
Bu takıp çıkarmalar devam edecekse, fermuarla tak.
Se vamos continuar neste põe e tira, arranje um fecho éclair.
Geçen gece elbisesinin fermuarını çekerken fark ettim.
Reparei nisso uma noite destas, quando lhe puxei o fecho éclair.
- Fermuarımı açar mısın?
Abres-me o fecho éclair?
Pastanda yeterince krema mı yoktu?
O teu éclair tinha poucas natas?
Fermuar gibi ikiye ayrılabilir.
Pode ser tudo separado, como um fecho éclair.
Bak, cidden, tüm ciddiyetimle, sakın aletini fermuara sıkıştırma.
De verdade, falando sério, não prendas o teu membro no fecho-éclair.
Peg, fermuarı aç.
Peg, abre o fecho-éclair.
Neye sırıtıyorsun?
Porque sorris? Esse maldito éclair?
Kendini mutfakta buluyorsun. Kutu içerisinde ekler görüyorsun ve kendi kendine düşünüyorsun :
foste parar à cozinha, viste um éclair no caixote do lixo e pensaste :
Bu bir fermuar.
É um fecho-éclair.
- Belki de fermuarcı. - O da kim?
Pode ser o homem do éclair.
Fermuarcı.
O homem éclair.
Amsterdam Caddesindeki fermuar tamircisi.
É o que repara fechos éclair.
Fermuarsız.
Não têm fecho éclair.
Doğru. Peki Bay Kloster'ın pantolon fermuarı kapalı mıydı?
E o fecho éclair das calças do Sr. Kloster estava fechado?
Yani bildiğiniz kadarıyla, Bay Kloster'ın pantolon fermuarı halk içinde hiç açılmamıştı.
Então, tanto quanto sabia, o fecho éclair nunca fora aberto em público. Não sei, doutor.
Merak etme.
O éclair vai tirar o Homer da cena gastronômica, directamente para a necrologia. Não te preocupes.
Fermuarın yerini velcro aldı. Spor ayakkabıların ışıkları var. Soğuk savaş sona erdi.
O velcro substituiu o fecho éclair, os ténis passaram a ter luz, a Guerra Fria acabou e o "Rocky e Bullwinkle Show" continua cancelado.
- Evet, efendim? - Orada olduklarına yemin edebilirim.
- Havia um éclair ali dentro.
Çok zayıfsın. Yanlamasına dik dursaydın bir fermuara benzerdin.
És tão magro, que de lado e com a língua de fora, pareces um fecho éclair.
Ne var, ben de çöpteki ekleri yedim!
Também comi um éclair do caixote!
Sırttan... fermuarlıydı.
Havia um fecho-éclair, atrás.
O ekler pastasını yiyecek misin?
Vais comer esse éclair?
O pastanın yarısını bana ver, söyleyeyim.
Dá-me metade do éclair e eu conto-te.
Ekler pastası gibi hani, ya da hayvanat bahçesinde bir gün gibi.
Como um éclair ou... um dia no jardim zoológico.
- Fermuarı kastetmiştim.
- Referia-me ao fecho éclair.
O kadar fakirim ki fermuarı kapalı duran pantolon bile alamıyorum.
Nem sequer tenho dinheiro para comprar calças com um fecho éclair que funcione.
Düğme ve fermuarlardaki parmak izleriyle başlayalım.
Vamos tentar examinar os botões e os fechos éclair.
- Bir eklere daha yeriniz kaldı mı?
Mais alguém tem espaço para outro éclair?
Bana da bir ekler, bok kafa.
- Para mim, um éclair, imbecil!
Çek fermuarı.
Puxa o fecho éclair.
İpe ihtiyacım olacak mı?
Vou precisar de usar o fecho éclair?
"Fermuarımı açmamda bana yardımcı olur musun?"
"Podes ajudar-me com o meu fecho éclair?"
- Fermuarını çekeyim.
- Deixa-me fechar o fecho-éclair.
Zenci olan kırmızı bir sweatshirt giyiyordu, diğeriyse gri, kapşonlu bir sweatshirt fermuarlı olanlardan, Çok gerginmiş gibi sürekli açıp kapattığını hatırlıyorum.
O negro tinha um fato de treino vermelho e o outro vestia um capuz cinzento com fecho éclair e lembro-me que abria e a fechava como se estivesse nervoso.
Bu parmak pastayı gırtlağıma kadar alacağım.
Vou meter este éclair pela garganta.
Deney tüpünde çilekli ekler yemeden mi?
Não tomam a proveta de éclair com morangos? Não.
Başka bir fermuar kazası bile.
Nem sequer outro infeliz acidente com fecho éclair.
Ekler sipariş vermiştim, profiterol değil.
Eu pedi um éclair, não um Twinkie.
- Çikolatalı ekler.
Éclair de chocolate.
Fermuar sıkışmış!
Este fecho éclair está preso!
Sen ve bu fermuar oldukça buradan çıkamayacağım.
Entre ti e este fecho éclair, eu nunca mais sairei daqui.
Çikolatalı ekler yer gibi yalayıp yuttular.
Engoliram-na como se fosse um éclair de chocolate.
Ama giysisi... düğmeler, fermuarlarla dolu dev bir takım elbise gibi.
Mas, o vestido dela é tão grande que parece um gigantesco fato de castidade. Com botões, fechos "éclair", nós e...
Fermuarı açıy...
Puxando o fecho "éclair"...
Montclair St. Claire Éclair.
Montclair St. Claire Éclair.
Tam olarak nerede satıldıklarını bulamadım çikolatalı eklerin üzerinde füme balık var.
Não sabia onde os vendiam, por isso, é um éclair de chocolate com lox.