Edıyorsun traducir portugués
54 traducción paralela
Stanley Ed Sullivan'a çıkıyorsun.
Stanley, vais aparecer no "Ed Sullivan Show".
Ed, sanırım Albay Keel'ı tanıyorsun.
Ed, vejo que já conheceu o coronel Keel.
- Ed Zacharias için mi çalışıyorsun?
Trabalhas para Ed Zacharias?
- Ed, anlamıyorsun. Kadınların Zorba'ya benzedikleri Yunanistan'dan geliyorum.
Na Grécia as mulheres são feias como o Zorba.
Selam, Ed. Ne yapıyorsun sen burada?
Mas que raios estás a fazer aqui?
- Ed burada ne yapıyorsun?
Ed, o que estás aqui a fazer?
Koca Ed, ne zamandır Norma'yla aşk yaşıyorsun?
Big Ed, há quanto tempo está apaixonado pela Norma?
Acayip el sıkışıyorsun, Ed.
Que aperto de mão e pêras, Ed.
Ed, sen çok ciddiye alıyorsun!
Ed, estás tão sério.
Garajda mı çalışıyorsun?
- Sim, é Ed.
- Ed, ne yapıyorsun?
- Ed, que estás a fazer?
Hepsini kendine mi alıyorsun?
Tens pragas em casa, Ed?
Ne yapıyorsun?
Ed, que estas a fazer?
Ed, ne yapıyorsun?
Ed, que ideia é essa?
Bana ne yapıyorsun Ed?
Que me vais fazer?
Ed, sen ne yapıyorsun?
Ed, eu preciso de um médico...
Söyle bakalım Ed. Neden ava çıkmıyorsun?
Porque não foste também tentar apanhar um belo veado?
- Ed'e bağırıyorsun.
- Nada. - Gritas com o Ed.
Ed'i ne zamandır tanıyorsun?
- Há quanto tempo conheces o Ed?
- Ed, madem ki şu an çalışmıyorsun, biraz temizlik yapabilir misin?
- Ed, já que não estás a trabalhar, poderias fazer uma limpeza à casa?
Evet, şey, Spielberg seni çağırana kadar hâlâ Ed için çalışıyorsun.
Sim, mas até o Spielberg telefonar-te, tu ainda trabalhas para o Ed.
Ed, şaka mı yapıyorsun?
Ed, estás a gozar?
Ed, ne yapıyorsun?
Ed, o que fizeste?
Burada yanılıyorsun, Ed.
Bom, aí é que te enganas, Ed.
- Hey Ed, ne yapıyorsun?
- Venga, Ed, o que estás a fazer?
Ed, ne yapıyorsun?
O que é que estás a fazer?
Doğru olanı yapıyorsun, Ed.
Estás a fazer a coisa certa, Ed.
Ed Deline için çalışıyorsun.
Trabalhas para o Ed Deline.
Bana, oldukça Ed'i hatırlatıyorsun.
Lembras-me um pouco do Ed.
Ed'i mi arıyorsun?
- Confie em mim, não vai querer saber.
Haydi, Ed, bize fotoğraf yollayabiliyorsan, neden aramıyorsun ki?
Vá lá Ed. Se nos podes mandar uma foto, porque é que não nos podes telefonar?
Kibar olmaya çalışıyorum burada, Ed? Ama şunu söylemeliyim ki bunun tadını biraz kaçırıyorsun.
Estou a tentar levar isto na desportiva, Ed, mas devo dizer-lhe, que está a tornar as coisas um pouco desagradáveis.
Evet. Evet, sen Ed Deline'ı benden daha iyi tanıyorsun.
Bem, conheces o Ed Deline melhor do que eu.
Açıkça, kendini Ed Deline'ın veliahtı sanıyorsun.
Obviamente, você acha que é o herdeiro de Ed Deline.
Ed hamile kalamazsın. İlaç kullanıyorsun.
Edie, não podes estar grávida, tomas a pílula.
Ed, ne yapıyorsun?
Ed, que raio estás a fazer?
Bunların hepsi nereden geliyor sanıyorsun? Bunların hiçbiri önemli değil, Ed.
- De onde achas que tudo isso vem?
Morton Malikanesi'nde ne yapıyorsun?
O que estão a fazer na casa Morton, Ed?
Aman tanrım, Ed'e kelepçe takmışlar. Orada ne halt yapıyorsun?
O que diabo estão a fazer ali?
Çıkar çatışması yaşıyorsun, Ed'i temsil edip senaryoyu satmaya çalışıyorsun.
Tens um conflito de interesses porque representas o Ed e estás a tentar vender o guião.
Ne üzerinde çalışıyorsun, Ed?
O que estás a fazer, Ed?
Burada ne arıyorsun Ed?
O que faz aqui, Ed?
Hayır ama bence bu seferkini biraz fazla kişisel alıyorsun Ed.
Não, mas acho que está a ser demasiado pessoal neste caso, Ed.
- Hala geceleri mi idman yaptırıyorsun Ed?
- Ainda a treinar à noite, Ed?
Her hafta çek bırakmak sorun değil. Ed McMahon gibi. Ama nasıl olduklarını bilmek istiyorsan niye gidip kendin bakmıyorsun?
Escuta, eu não me importo de entregar cheques todas as semanas, estilo o Ed McMahon... mas se queres saber como eles estão, porque não vais lá ver pessoalmente?
Tamam Ed, totoş kavanozuna bir dolar daha atıyorsun.
Ed, outro dólar no jarro homossexual.
Pekâlâ Ed, biliyorum ki son zamanlarda emeklilik sonrası iş bulamamak yüzünden bazı öfke sorunları yaşıyorsun.
Então, Ed, soube recentemente que andas furioso por não seres capaz de encontrar trabalho pós-reforma.
Ne işle uğraşıyorsun, Ed?
Que tipo de trabalho faz, Ed?
Durant'da ne yapıyorsun, Ed?
O que estás a fazer em Durant, Ed?
Ed, ne yapıyorsun?
Ed, o que tá fazendo?
- Burada ne yapıyorsun?
Ed! Olá! Que fazes por aqui?