Edıyorum traducir portugués
81 traducción paralela
O lanet şeyleri Ed Hewitt'in Şapel Fon'una vermeye çalışıyorum...
Bem, estava querendo doar estas coisas para o fundo da capela Ed Hewitt,
Şimdi hatırlıyorum. Ed Foley'i hatırlıyorum.
Sim, já me lembrei de Ed Foley.
Şu adna, Uruk Tügürül'ü yorum yazı.
Ed monemot, steuo a rtablarha em The Mating of the Wersh.
Zorlukları anlıyorum, Ed.
Sei que é complicado, Ed.
Büyük Ed Mustafa'yı arıyorum.
Procuro o Grande Ed Mustaffa.
Ed Mustafa'yı arıyorum.
Procuro o Ed Mustaffa.
Ben Ed Macias, havaalanından arıyorum.
Aqui é Ed Macias, falo do aeroporto.
Onlarla iki haftadır işbirliği yapıyorum.
Estou cooperando há duas semanas, Ed!
- Buna inanamıyorum! - Ed, yapma.
- Eu não acredito.
Hey, Ed, zengin bir adamın geldiğini gördün mü? Seni duyamıyorum. Kar maskeli bir adam yola çıkmak için arabasının alarmını kapatmaya uğraşıyor.
Mãe, já tentaste carregar uma coisa destas sentada atrás numa Harley a 100 á hora agarrada a um gordo vestido de correntes e cabedal preto?
- Atmıyorum. Buraya bakın! Harley
Ouçam, aqui o Ed terceiro é dono da Harley-Davidson.
aa, evet onları Sullivan şovundaki saçmalıkları ile hatırlıyorum bayan Simpson, bu görev ve tüm başarısı sizin olabilir ancak bir soruya cevap vermeniz gerekiyor
Oh, sim. Eu lembro-me dos gritos deles, no Ed Sullivan Show. Com este trabalho pode alcançar a glória.
Ed Roydlick'i aramıyorum.
Não vou telefonar ao Ed Roydlick.
Şimdi gecelik ve terliklerimle burada oturmuş, Bay Ed'i tartışıyorum.
Agora estou aqui de roupão a discutir "Mr. Ed" com estes tipos.
- Olmaz. Şu anda Jim Ed'e çalışıyorum.
Agora não, estou trabalhando para o Jim Ed, não vês?
Ed tuvalete gidene kadar ben de gitmiyorum... böylece hiçbir şey kaçırmıyorum.
Não vou à casa-de-banho enquanto o Ed não for, para não perder nada.
Bu yüzden Big Ed'de çalışıyorum.
É por isso que eu trabalho para o Grande Ed!
Bu yüzden Big Ed'de çalışıyorum...
É por isso que eu trabalho para o Grande Ed. Sim.
Bebeğimiz oldu. Ed kalp krizi geçirdi. O evi aldım ve o zamandan beri orada çalışıyorum.
Nós tivemos um bebé, o Grande Ed teve um enfarte, comprámos esta casa e trabalho para ele desde então.
Ed, dörtlü cinayet üstünde çalışıyorum.
Ed, estou no caso das quatro mortes.
Evet şimdi Ed Sullivan ile röportaj yapıyorum.
Muito bem, este sou eu a entrevistar o Ed Sullivan.
İki aydır Ed'i seni yemeğe davet etmesi için ikna etmeye çalışıyorum.
Estou a tentar há meses que o Ed o convide para jantar.
- İyi deneme, Ed. - Merkezi arıyorum.
- Boa tentativa Ed.
- Koca Ed Deline'ı arıyorum.
- Estou à procura do "Grande Ed" Deline.
Bu "tekrar aktif göreve çağrıldı" meselesini anlamıyorum.
Ed, não percebo esta coisa de "recrutado de novo ao serviço activo".
Ed, Sana açık davranıyorum.
Ed, eu estou a ser honesto contigo.
Ed, önden dolaşıyorum.
Vou pela frente Ed.
Koca Ed ile buluşmanız için sabırsızlanıyorum.
Estou ansioso para que conheça o Big Ed.
Ed Deline adında çıplaklık konusunda biraz eski kafalı biri için çalışıyorum.
Trabalho para um homem chamado Ed Deline... que é um pouco antiquado em relação à nudez pública. É?
Brunson'un Ed'i sıkılmamak için New York'a uçmaya zorladığına inanmıyorum.
Não acredito que o Brunson obrigou o Ed a ir até New York só para lhe fazer companhia.
- Hiç sanmıyorum, Ed.
- Duvido, Ed.
Ed Deline'a göre, O'nun yerine bugün ben bakıyorum.
Por ordem do Ed Deline, eu vou tomar conta disto por hoje.
Ona inanıyorum. İnanıyorum. Ed.
Ok, eu acredito nele, acredito.
- Sanıyorum, onu itecek biri varsa, Ed olurdu.
Pensei se alguém alguma vez empurrasse a Monica, seria o Ed.
Ed Deline'ı arıyorum.
Estou á procura do Ed Deline.
- Çocuklar, bir şey anlamıyorum.
Pessoal! Sou licenciado em Ed. Física!
Kibar olmaya çalışıyorum burada, Ed? Ama şunu söylemeliyim ki bunun tadını biraz kaçırıyorsun.
Estou a tentar levar isto na desportiva, Ed, mas devo dizer-lhe, que está a tornar as coisas um pouco desagradáveis.
Ed, biliyorsun şuan benim şehirden ayrılmam için pek iyi bir zaman değil.. Yeni bir işe başlıyorum.
Sabes, Ed, esta é uma péssima altura para me ausentar da cidade.
Hayır, Danny, ne demek istediğini anlamıyorum.
Ed, Delinda, Jillian, todos eles são como.. Não faço ideia do que queres dizer. - Talvez me possas explicar.
Anladım. Seni görmek için sabırsızlanıyorum, Ed.
Mal posso esperar para vê-lo, Ed.
Jack, kameralara bakıyorum... ve Ed Morgan'ı görüyorum.
Jack, estou a ver os vídeos de vigilância... e estou a ver o Ed Morgan.
Seni görmek için sabırsızlanıyorum, Ed.
Espero ver-te em breve, Ed.
Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, Ed.
Não acho que seja uma boa ideia, Ed.
Nasıl gidiyor? Ed'i zar zor hatırlıyorum.
Olá.
"Neden Ed Miller'a uğramıyorum?"
"Porque não paro para ver o Ed Miller?"
Ed, Nicole'u niye çok merak ediyor, anlamıyorum.
Não sei por que razão o Ed gosta tanto desta Nicole.
Ed inanmıyor. Ben inanıyorum.
- Eu acredito.
Ed'in bunu yapmana izin verdiğine inanamıyorum.
Não acredito que o Ed te deixa fazer isto.
Şaka yapmıyorum, Ed.
- Isto não é uma piada, Ed
Ed'e ulaşmıyorum.
Arranja-me reforços.
Vince stüdyolarla anlaşmaya çalışıyor. Ed Norton'un şirketinden gelen teklifi yükseltmeye çalışıyorum.
O Vince anda a tentar vendê-lo aos estúdios e temos uma primeira proposta, da empresa do Ed Norton, a qual eu gostava de tentar melhorar.