English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ E ] / Ehliyet

Ehliyet traducir portugués

970 traducción paralela
Anahtar, mendil ehliyet, para, ne kadar kaldıysa.
Chaves, lenços... ... a minha carta, dinheiro, o que seja.
Ehliyet lütfen.
A sua carta, por favor.
Sarah teyzen ehliyet aldığında bir bela olacağını biliyordum.
Eu sabia que teríamos problemas se a tua tia Sarah tirasse a carta.
ªunlara ihtiyacïn olacak : Askerlik, ikametgah ve kimlik belgeleri... ... nüfus cüzdanï, ehliyet, New York Eyaleti...
Vai precisar disto : cédula militar, registo, cartão de classificação, certidão de nascimento, carta de condução de Nova Iorque, papéis de dispensa da marinha e do exército, cartão da Segurança Social.
Benim yaşımdayken, her hafta biraz para biriktirmiş ve kendine ehliyet almış.
Quando tinha a minha idade, punha um pouco de lado a cada semana... e conseguiu uma licença.
Ehliyet ve tescil belgeni alayım.
Deixe-me ver a carta de condução e o livrete.
Sadece bir kez daha, bayım. Ehliyet ve ruhsatınız.
Só mais uma vez, senhor, a sua carta de condução e o livrete.
Ehliyet almak için devlet dairesine gittim.
Fui à cidade solicitar uma licença.
Terhis belgesi, sigorta, ehliyet?
Dispensa militar, seguro, carta de condução?
- Sana ehliyet verenin!
Viste o que fizeram? Cuidado, pai!
Ehliyet, onaylanmış.
Uma carteira de motorista.
"Ehliyet İptal Heyeti"
COMISSÃO DE SUSPENSÃO DA CARTA DE CONDUCÃO
- Ehliyet ve ruhsat, lütfen.
- Carta e documentos, se faz favor.
Ehliyet ve ruhsat lütfen.
Carta de condução e documentos da viatura, por favor.
Ehliyet ve Ruhsatınız, lütfen.
Carta de condução e livrete, por favor.
Cenova'ya sahte ehliyet için gelmediğinizi anlamıştım.
Sabia que Não veio a Génova por uma carta de condução.
Duggan adına ehliyet ve Fransız nüfus cüzdanı kolaydı ama... şu üçüncü belge çok sorun çıkardı.
A carta de condução do Duggan e o B. I. francês foram fáceis, mas... o terceiro cartão foi uma dor de cabeça.
Bazısı hapisten yeni çıkıyordu. "Bazısı da ehliyet almazsa hapse yollanmakla tehdit ediliyordu."
Alguns saíam da prisão... e outros eram ameaçados com voltar se não se comportavam.
Hiç ehliyet almayı düşündün mü evlat? !
Já pensou em tirar a carta?
Yine de ehliyet ve kayıt belgenizi görmeliyim efendim.
Mostre-me a carta e o livrete.
Ehliyet ve 100 dolar açıktaydı. Tıpkı bir trafik polisine gösterir gibi.
A carta e a nota estavam fora, como se as estivesse a mostrar a um polícia.
Ehliyet ve ruhsat, lütfen.
Os documentos, se faz favor!
- Peki ya ön ehliyet? - Hayır.
- Carteira provisória?
Şimdi Ehliyet Bürosunu ara ve arabayı araştır.
Liga à Direcção de Viação e localiza-me aquele carro.
Ehliyet ve istediğin saat.
A carta de condução e o relógio que pediu.
Bazı sorunlarım var... - Ehliyet lütfen.
Tenho alguns problemas com...
- Ehliyet ve ruhsat.
Carta de condução e registo.
- Ehliyet ruhsat!
- Os documentos.
Ehliyet, American Express,
Carta de condução, American Express,
Ehliyet aldıktan sonra da bunun gibi arabalar kullanacaklar.
São os carros que os seus alunos poderão comprar.
O külüstür arabaların çalışmadığı için 250 genç... senin yüzünden ehliyet alamayacak.
Tenho mais de 250 alunos do 2 ano que não vão passar o exame de condução porque a porcaria dos seus carros não anda.
Yolu mu şaşırdın? Sen kendine yeni bir ehliyet al.
- Anda de autocarro.
Hepimiz öleceğiz ve asla ehliyet alamayacağım.
Vamos morrer todos e nunca me darão a carta de condução.
Ehliyet, emanetçi fişi.
A carta de condução, bilhetes de penhores.
Ehliyet?
Carta de condução?
Buna da ehliyet verilmemeliydi.
E ele, ele nem devia ter licença para conduzir um automóvel.
- Evet, bu şehirde ehliyet alması kolay mı?
Sim, é fácil tirar a carta nesta cidade, não é?
Bugün ehliyet alıyor musun?
Hoje tiraste carta de conduçäo?
Ehliyet göz, kulak ve beyin yerine geçmez.
Uma carta nunca substitui olho, ouvido e cérebro.
Kimlikler, ehliyet, sigorta kartı.
O BI, a carta de condução, o cartão da Segurança Social.
Ayrıca kafama masayı vuran, şu Martinez denen adamın ehliyet için başvurduğunu söylediler.
Também me disse que o Martinez, aquele que me atirou com a mesa, requereu uma carta de condução de cá.
Neden Martinez'in Florida ehliyet başvurusundaki adresi kontrol etmiyoruz?
Por que não verificamos a morada que o Martinez deu para requerer a carta de condução de Miami?
Ehliyet sınavında çaktın mı?
Chumbar no exame de condução?
Ehliyet alamamasına şaşmamak lazım.
Não admire que chumba na carta.
Ehliyet ve ruhsatı görebilir miyim?
Posso ver os seus documentos?
- Ah bir dakika... Boşver Ehliyet gerekiyormuş...
Esquece, é preciso ter carta de condução.
Ehliyet.
- A carta.
Yeni bir ehliyet gerekir sonra, yeni zarflar yeni sosyal sigorta numarası. Neden?
- Por que eu faria isso?
Bakanım, aslında ehliyet gibi bir şey olacak.
Sr. Ministro, é mais uma espécie de Carta de Condução...
Ehliyet...
Carta de condução, cartões de crédito?
Ehliyet de olur mu?
Sim, claro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]