Ekranda traducir portugués
629 traducción paralela
Ekranda tek gördüğümüz, Charles Foster Kane'in öldüğü. Bunu biliyorum.
Tudo que vimos na tela é que Charles Foster Kane morreu.
Ama siz anlayamazsınız, çünkü ekranda sadece bir savaş gemisi vardı.
Ninguém diria, porque, na tela, a acção desenrolava-se num torpedeiro.
Bazen filmi izlerken, kolumu veya elimi tutardı, iş verenim olduğunu unutarak, ekranda izlediği oyuncudan heyecanlanmış bir izleyici gibi.
Por vezes, ela agarrava-me o braço ou a mão, esquecendo que era minha patroa, tornando-se uma mera admiradora, excitada com aquela actriz na tela.
Ekranda benim kendim konuşup şarkı söylemediğim mi yazacak?
Vai dizer no'écran'que não sou eu que falo e canto?
Varis yerimiz Altair-4 şu anda ana ekranda görülebilmektedir.
O nosso destino, Altair-4, está agora visível no painel principal.
Ve ben de ekranda geniş bedenimle başarırım.
E eu não vou continuar a estar à vossa frente.
Dünya çapinda milyonlarca ekranda isik saçacaksin.
Reluzirás em milhares de ecrãs em todo o mundo.
Bu çok doğal. Zira senaryo dediğin yazılı bir şey, ekranda gördüklerin ise resimlerden ibaret.
- "Mas não é o que estava na tela." - "Porque no roteiro está escrito."
Oh, ekranda kağıtta durduğu gibi gözükmediğini söylüyor.
Oh, ele diz que não é o mesmo na tela e no papel.
Büyük ekranda bir film yıldızı
Lá em cima, no ecrã Uma estrela de cinema
Öyle olsa, neden ekranda bu alan kararsın?
Não se pode interferir numa tela de radar dessa maneira.
Katılan herkesin kahramanlığını öne çıkarmak için yer, isim ve karakterler genellenmiştir. Savaşın ruhunu, özünü yansıtmak adına ekranda oluşturulmuştur.
Para retratar as contribuições heróicas de todos os envolvidos os lugares, nomes e personagens foram generalizados e a acção foi sintetizada para transmitir o espírito e a essência da batalha.
Rota hesaplandı ve ekranda.
Rota inserida e no monitor.
Ekranda her şeyi olduğu gibi izliyorsunuz, Kaptan Pike'ın Talos IV'de yaşadıkları.
Naquele monitor, quando aconteceu, a incrível experiência do Capitão Pike em Talos lV.
Ekranda görüyorum.
Já a tenho no monitor.
Ekranda aradığımız cevabı bulacağız.
Teremos a resposta neste monitor.
Ekranda onu görüyorum.
Tenho-o no meu ecrã.
Kaptan, ekranda.
Visualização, Capitão.
- Kirk konuşuyor. - Ekranda bir Klingon gemisi var.
- Visualizámos uma nave Klingon.
- O Triacus'u ekranda görüyor.
- Ele vê Triacus no ecrã.
Dümenci, ekranda gördüklerini, gördüğünü düşündüklerini dikkate alma.
Timoneiro, ignore o que vê no ecrã, o que acha que vê.
Son giriş kaydı, bu ekranda.
A última entrada do diário, no monitor.
Onu ekranda gördük.
Vimo-los no ecrã.
Ekranda ikinci bir işaret çıktı.
Um segundo sinal no monitor.
Böyle rezilliklerin ekranda gösterilmesine izin vermeyiz.
Não permitimos que este tipo de obscenidades seja mostrado na televisão.
Gümüş ekranda ilk kez, bir kuşağı sarsmış iki kitaptan uyarlanan bir film sunuyoruz.
Agora pela primeira vez no grande ecrã, chega o filme de dois livros que outrora chocaram uma geração.
Albay Blake bizim için "Montezuma Salonları" filmini getirtti. Bu muhteşem filmin tadı ancak büyük ekranda çıkar.
O Coronel Blake conseguiu-nos "Até ao último homem", tão grande que só pode ser visto nos maiores ecrãs.
Ekranda harika görünüyordun.
Ficas muito bem na televisão.
Ekranda gördüğünüz renkler sudaki yüksek ölüm miktarını gösteriyor.
A cor aumenta ali. Bandos de peixes mortos.
Ne tuhaf, gerçek dünyanın renkleri daha inandırıcı gözüküyordu onları ekranda viddi ettiğinizde.
É curioso como as cores do mundo real parecem muito mais reais quando vistas no cinema.
Ekranda gösterilenler şimdi daha canlı olmalı.
E para dar vida a tudo o que vai aparecer no ecrã.
Ekranda Zoref'i bulabildik.
Comandante, temos o Zoref no monitor.
Bu üç aşamalı bir plan efendim. Şurada, ekranda.
É uma operação de três fases, Comandante.
Ve yıllar süren bir çalışmadan sonra Robert Altman uzun zamandır beklenen Nashville'i büyük ekranda taşıdı hem de 24... sizde sayın...
E agora, depois de anos de filmagem, Robert Altman leva a grande tela a esperada Nashville, com 24... com...
Ama ekranda sizi görebiliyorum.
Mas captei-te no monitor...
Pazartesiden cumaya kadar ekranda bir "Savonarola".
Um novo Martinho Lutero, de segunda à sexta.
Şu anda neslimizdeki tüm bireyler, bu ekranda gösterilmeyen hiçbir şey hakkında fikir sahibi değil.
Neste momento há uma geração inteira, que nunca aprendeu nada, que não tivesse saído desta caixa!
Ekranda gördüklerinizi gerçek sanıyorsunuz, hayatlarınız gerçek olmaktan çıkıyor.
Estão a começar a pensar, que a caixa é a realidade e as vossas vidas são falsas.
Ekranda, bunlardan birini, cerrahi testere ile geri dönülmez bir beyin kontrol kaybı yaşayan birini görüyoruz.
Na cena, vemos uma criança que foi implantado criando dano irreversível no cérebro.
An gelir, bir erkek, karısını ve çocuklarını... ekranda görmek ister.
Havia uma altura em que um homem podia ver a sua esposa no ecrã! E os seus filhos!
Tony, ekranda bir şey var.
- Tony, tenho algo no ecrã.
Seni ekranda gördüğümde gözlerime inanamadım.
Quando te vi no ecrã nem queria acreditar!
- Ekranda.
- Na tela.
- Ekranda büyütün.
- Magnitude no máximo.
Ekranda önümüzü görelim.
Dianteira da nave na tela.
- Ekranda arkamızı görelim.
- Imagem da popa.
- Arka görüntü ekranda.
- Inverter ângulo do visor.
Önümüz ekranda, komutanım.
Dianteira da nave na tela.
Arka görüntü ekranda, komutanım.
Inverter ângulo na tela.
Semboller farklı fakat ekranda görünen projeyi kullanarak doktora ilgisini çekecek bazı esasları anlatan şifreli mesaj bırakabiliriz.
os Símbolos são diferentes mas podemos deixar uma mensagem usando a tela nós podemos dar ao doutor instruções rudimentares que podem interessar-lhe
Tam bu ekranda.
Aparecerá na tela.