English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ E ] / Eldiven

Eldiven traducir portugués

1,318 traducción paralela
İyi ki eldiven takıyorsun.
Pelo menos, calçaste luvas.
Cildin üzerinde parmak izi yok katil eldiven giymiş olmalı.
Não havia digitais. O assassino usou luvas.
- - 10 oyuncu, 9 eldiven. -
Dez jogadores e só nove luvas.
Bir top ve eldiven - - bu tip şeyler.
Uma bola, uma luva. Esse tipo de coisas.
Eldiven. Eldivenlerim kötü durumdaydı.
Comprou-me... umas luvas novas para o jardim.
Kafeste. Eldiven yok. Çıplak elle dövüşeceksiniz.
Na jaula, sem luvas, com os punhos.
Eldiven yok, kask yok.
Não se pode treinar em condições. E sem luvas...
Özellikle de eldiven konusunda. Eldiven olmayacak.
- Sobre as luvas em concreto.
Size Londra kurallarını verdim. Orada eldiven yok diyor.
Eu dei-lhe uma cópia das regras do Sr. Ripstein que diz : "Sem luvas".
Eldiven giyiyor, parmak izi yok. Ayakkabı numarası 45.
Usa luvas de látex, por isso não temos impressões.
Eline eldiven giy.
Põe luvas.
Aslında ilk öpücük genellikle çok romatik olur ama bu sinemada öpüştüğüm bir genç kız, belki de çok heyecanlandığı için içindir, bilemem dudaklarıma öyle bir yapışmıştı ki, sanki beni boğmak ister gibi, dilini benim ağzımın içinde dolaştırdı ve bu arada da ellerinde eldiven vardı.
Dei aqui o meu primeiro beijo. Devia ser romântico, mas... Ela enfiou a língua na minha boca e, cega pela paixão, com as luvas de lã, pois era Inverno, tentou levar-me do cinema agarrando-me nas partes.
Bu Gary "Eldiven" Payton'ın son sözleriydi Sonics, Cambridge ve L.A. Knights'a kaybettikten sonra.
Foi a última palavra de Gary "O Luva" Payton, depois dos Sonics lutarem com Cambridge e os Knights de L.A.
İşte bu "Eldiven" in içinde olmaktır.
- Já sabes o que é estar na Luva. - Uma grande luva.
Eldiven yırtılırsa virüs sana bulaşabilir.
Ele pode tirar-te as luvas, podes ficar infectada.
- Eldiven takıyordum.
- Eu uso luvas.
Dosyaya göre, tutuklama memuru hiç eldiven görmemiş.
O policial que o prendeu diz que não viu nenhuma luva, segundo o arquivo.
... Molina'nın Çelik Laroi'yu öldürürken taktığı eldiven var.
as luvas que Javier Molina usava quando matou Laroi Steele.
Eldiven yüzeyindeki deri hücreleri Çelik Laroi'a ait değil. Onu öldüren eldivenler bunlar değil.
Quero dizer que as células epiteliais à superfície da luva não são do Laroi Steele, logo não são as luvas que o mataram.
Eldiven!
Luvas!
- Eldiven ha?
- São luvas? - Não.
- Hayır. Deri eldiven dostum.
São luvas de couro, meu irmão.
Peki.Eldiven tak. Yardım edebilirsin.
- Ponha luvas... vais ajudar me.
Eldiven.
Onde estava?
Buzlu eldiven lazım.
Necessito uma luva cheia de gelo.
Tamam geri dön. Bir bayan popona dokundu ve eldiven giymiyor. Geri dön.
Volta para trás.
Bir çift de eldiven al.
- Obrigada! Cá estão. Óptimo.
- Eldiven, peruk. Anlaşılmıştır.
- Luvas, peruca.
Otomobilin ön camını silerdi, ve biz takmadan önce eldiven kutusunu yeniden düzenlerdi.
Ele costumava limpar o pára-brisas e arranjar o porta-luvas antes de sairmos.
Muhtemelen eldiven takıyormuş.
Deve ter usado luvas.
Bir çift eldiven lazım, ve dikiş için hazırlayın şunu.
Necessito outro par de luvas e preparem-no para suturas.
Biliyorsun, artık eldiven takıyorlar, AIDS çıktığından beri.
Agora usam luvas... desde que apareceu o AIDS.
Bir şey daha var... ben Aryan, sen de deve boku olduğun için iki çift plastik eldiven giyersen memnun olurum.
E algo mais. Como sou ariano, e você é merda de camelo, agradeceria-te se usasse dois pares de luvas plásticas.
Sana iki çift eldiven takmanı söylemiştim.
Acreditei que Ihe disse que usasse dois pares de luvas.
Bugün koca bir eldiven kusan, evsiz bir adama baktım.
Uma fez vi um sem-abrigo vomitar uma luva.
Hemşire, "Peki niye şapka takıyor ve eldiven giyiyorsun" diye sormuş.
E a enfermeira perguntou : "Bem, para que usou um chapéu e luvas?"
Eldiven takmayacağım.
Não vou calçar as luvas.
- Eldiven giyiyor muydu?
- Estava a usar luvas?
Bu eldiven gerçekten harika.
Esta luva é mesmo uma beleza.
Her ne kadar, kimseyi tehlikeye atmamak için geçmişi hakkında bir şey anlatmayıp Tom'u merakta bırakıyorsa da Tom'un başkalarını "kabullenme". ... konusunda Dogville'i eğitme misyonuna bir eldiven gibi uyuyordu.
E mesmo não tendo ela satisfeito a sua curiosidade em contar-lhe coisas do seu passado de modo a não pôr ninguém em perigo, ela servia na missão de
Kırmızı eldiven testini hemen geçeriz.
Passamos no teste da luva, num ápice. Até fazemos Feng Shui da tua casa.
İz bırakmamak için eldiven kullanmış.
Usou luvas de borracha para não deixar marcas digitais.
Bantta ve torbada parmak izi bırakmamak için eldiven kullandı.
Usou as luvas para não sair digitais na fita ou no saco de lixo.
Eldiven falan yok, kural yok, round yok.
Não usam luvas nem há regras.
... Tek bir eldiven?
- - Uma pantufa?
Boksörlerin, eldiven tokuşturması gibi, hızlı bir selamlaşma.
Um breve cumprimento, como dois pugilistas no ringue.
Bu kez eldiven giymişsiniz.
Vejo que desta vez traz luvas.
Eldiven giymeyi unutma.
Ei, ouve. Usa luvas, amigo.
Eldiven giyiyor olmalıydın.
- Devias estar com luvas.
Ah... bu... nedenle eldiven takıyorum.
Por isso, eu protegi todos os controles... Por isso, estou usando luvas.
bir çift eldiven?
um par de pantufas?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]