Elite traducir portugués
1,295 traducción paralela
Elbette işe polislerin karışmamasını isterdim. Ama artık Seattle'ın en iyisi karşımda. Sen olduğuna sevindim.
Claro que preferiria que as autoridades não estivessem envolvidas, mas já que a elite de Seattle está na cena, fico feliz que você esteja aí.
Nişancılar yukarıda, on asker yerde.
Atiradores de elite no telhado e 10 soldados em terra.
Güzelce gezin, edin seyahat.
'Viaja bem, como alguém da elite.
Şu andan itibaren keşif nişancılarısınız.
Agora são batedores e atiradores de elite.
Pusu nişancıları yalnız iş görmez.
Atiradores de elite não trabalham sozinhos.
Nişancı ise tek bir mükemmel atış için canını feda eder.
O atirador de elite morre por causa de um tiro perfeito.
Başka hiçbir nişancının elinize su dökemeyeceğini söyleyin.
Digam que os melhores atiradores de elite são os Fuzileiros.
Bizler keşif nişancılarıyız. Adamın biri savaş başlatınca, önden biz gideriz!
Nós somos atiradores de elite, quando a merda bater no ventilador nós é que vamos mandar na guerra.
Dinleyin. Albay elimdeki en iyi nişancıları istedi.
Oiçam, mandaram enviar os melhores atiradores de elite.
Elimde keşif nişancılarının, uğruna ninelerini vurabilecekleri türde bir görev var.
Faço missões que, muitos gajos da elite fodiam a tua avó, só para as fazerem.
Unutmayın, sizler seçilmiş olanlarsınız.
Lembrem-se de que vocês são a elite.
- Leonard Rifkin'in takımı.
A tropa de elite do Leonard Rifkin.
New York şehrinde, bu ahlâksız suçları araştıran dedektifler Özel Kurbanlar Birimi olarak bilinen seçkin bir bölümün üyeleridir.
Em Nova Iorque, os detectives empenhados que investigam estes crimes perversos pertencem a uma brigada de elite, a Unidade Especial.
Sizler benim karanlık amaçlarımı gerçekleştirirken ben de Gotham seçkinleri üzerindeki hakkımı alacağım.
Enquanto realizam o meu propósito sombrio, vou tomar o meu lugar com a elite de Gotham.
Adalet artık güç seçkinlerinin birer propaganda aracı olmayacak.
A justiça deixará de ser o instrumento de propaganda da elite de poder.
- Güzel bir kara operasyonlar konuşması çekti.
- A conversa da elite?
Yemeğe gitmeme sebebim aile elitlerinin beni orda gördüklerinde çıkaracakları gürültü.
Não quero ir ao banquete, porque os outros membros da elite vão fazer um espalhafato quando me virem.
Hayır, sadece şehrin en elit çocuklarından oluşan uzun bir aday listesi var.
Não. Apenas uma lista de espera, cheia de nomes de bebés da elite da cidade.
- Evet. Fred'in oğlu en seçkin 8 üniversite için önlerde yarışıyor, fakat bu bizi Fred'in katiline yaklaştıramadı bile.
Bem... o filho do Fred está a caminho da Ivy League ( 8 universidades de elite dos EUA ), mas isso não nos deixa mais perto de quem matou o Fred.
Kastettiğin şey, seçkin bir anaokulun orta sınıf bir balıkçının oğlu için fazla olduğu.
Quer dizer que uma pré-escola de elite não é lugar para o filho de um peixeiro da classe média.
Elaine Curtis, seçkin köpek menejeri.
Elaine Curtis, treinadora de cães de elite.
Büro, rehine kurtarma takımları ve keskin nişancılar yerlerinde.
A equipa de resgate de reféns da polícia... e os atiradores de elite, estão em posição.
İyi atıcılardanmış.
Atirador de elite.
Claire'ın bebeğini geri getirdim! A Takımı'yla Black Rock'a gitmedim... ama biri benden bunu isteseydi giderdim.
Trouxe de volta o bebé da Claire, não fui à Black Rock com a equipa de elite, mas teria ido se alguém me tivesse dito.
- Deniz Kuvvetleri'nde keskin nişancıydın değil mi?
Foi um atirador de elite nos Fuzileiros, não foi?
M-40 A-1 keskin nişancı tüfeği.
Um espingarda de atirador de elite, M-40 A-1 dos Fuzileiros.
Bir keskin nişancı olarak elle doldurulan Lapua 308'lik konik kuyruklu, gömlekli, molibden disülfidi sürülen kurşun kullanırdım.
Como um atirador de elite dos Fuzileiros, eu usava um carregador auxiliar, Lapua,.308, revestimento de metal, balas lubrificadas.
Roma'ya en uzun süre hizmet eden kabilelerin asillerinin en iyileri.
Das tribos que servem Roma há mais tempo. A elite da nobreza.
Sadece birkaç ayrıcalıklı kişiye değil, bütün vatandaşlarına adalet barış ve toprak sunan bir Roma.
que se aliem a mim na edificação de uma nova Roma, uma Roma que ofereça justiça, paz e terra a todos os cidadãos, não apenas à elite dos privilegiados.
Ishkur adındaki Goa'uld'un emrinde seçkin kuvvetlerdeydiler.
Foram parte de uma força de comando de elite do Goa'uid Ishkur.
Sodan'ın özel bir savaşçı grubu olduğunu söylemeye gerek yok.
Os Sodan são um grupo de guerreiros de elite.
Galaksiler arası uzay kahramanlarından oluşan takıma katılmamızı mı isterler?
Pedir-nos para nos juntarmos a uma equipa de elite de heróis espaciais?
İddia makamına göre... Anissa, Neptune'ün merkezindeki Elite Touch Araba Yıkama'daki işinden çıktıktan sonra otobüsü kaçırır. Ve otostop çekmeye karar verir.
Segundo a acusação, a Anissa perdeu o autocarro depois de sair do trabalho na Lavagem de Carros Elite Touch, em Neptune e por isso decidiu pedir boleia.
Elit birlik bu olmalı.
Isto é obviamente a unidade de elite.
Yeni hapisane, profesyonel gardiyanlar, hepsi seçkin.
Novo campo, guardas profissionais, a elite.
Ver şunu bana küçük keskin nişancı.
Da isso, seu atirador de elite.
Optima'nın Elite modelini kullanıyor.
Escreve numa nacional, a "Elite", da Optima.
Çünkü biz Sahil Güvenlik'in A Takımıyız.
Porque somos a elite da Guarda Costeira.
Burası seçkin bir birimdir.
Isto é uma unidade de elite.
Seçkin Persli savaşçılar.
A elite guerreira persa.
Ayrıcalıklılar tarafından ayrılmışsınız.
Foi eleito pela elite...
Seçkin olması için elimizden geleni yapmamız yetmez
Nós gostaríamos de a trabalhar de maneira a fazer parte da elite.
Seçkin jimnastik düşündüğümden çok daha zormuş
A ginástica de elite é como os Navy SEALS, só que mais puxado.
Ve sanki 2000 denizcinin arasında gibiydik ama biz sadece 200 seçkin jimnastikçiydik
Existem cerca de 2,000 Navy SEALs, mas existem apenas 200 ginastas de elite.
Baban ülkedeki tüm seçkin jimnastik salonlarını aradı
O teu pai telefonou para todos os ginásios de elite do país.
Sonuçta onu bir terörist olarak görmüyordum
A unidade de elite contra-terrorista que o exército nem sequer admitia oficialmente que existisse.
Santa Monica'da, çok gösterişli bir okulda çalıştı.
E ela deu aulas numa escola de elite em Santa Mónica.
En iyi savaşçılarını bu yolla eğitirlerdi.
Era assim que treinavam os seus guerreiros de elite.
Askeriyenin en önemli ve elit güçlerinden.
Eles são os melhores do exército, forças de elite.
Bu yüzden çakı gibi olsan iyi edersin çünkü keşif nişancısı yapabilirler seni.
Porque tens a hipótese de ser um batedor e atirador de elite.
- O usta nişancı.
- Ele é um atirador de elite.