Ema traducir portugués
94 traducción paralela
Bu Ryoko Ema.
Esta é a Ryoko Ema.
Emma yenge, hoş geldin.
Tia Ema! Que prazer em vê-la!
Telefon aç Emma!
Pegue no telefone, Ema!
Ema Hesire, orada olduğunu biliyorum.
Ema Hesire, bem sei que estás aqui.
Benim adım Ema Hesire. Ama sen bana Emmy diyebilirsin.
Chamo-me Ema Hesire, mas podes-me chamar Emmy.
Emmy. Ema Hesire. Bana ilham veriyorsun.
Emmy Ema Hesire tu inspiras-me.
Ve bir devekuşu.
E uma ema.
- Merhaba, emma.
- Olá, Ema.
... döllenmemiş emu veya devekuşu yumurtası.
... em ovos não fecundados de ema ou de ostras.
Ve sonra büyük... ile... ema.
E um... pasnata... natel.
Ah ne tatlı.
- Que bonito! Não é, Ema?
Eema şimdi sizin yaşam vadinizde olmak isterdim.
Oh, Ema, eu gostaria de estar no santuário agora.
- Ayağa kalk Eema.
- Ande, Ema.
Ama Ema hep yanımda olacak.
Mas há sempre o Ema.
Ema için evde olmam da iyi.
E gosto de estar em casa, à espera do Ema.
Ema, bak bana.
Olha para mim.
Hiç düşündün mü... gidip orada yaşamak seni ve Ema'yı nasıl etkiler?
Quer dizer, pensaste bem... em como será para ti e para o Ema viverem em África?
Bu Ema için hayatının tecrübesi olacak.
É uma oportunidade única para o Ema.
Ema'yı götürmemi istemiyorsun.
E não quer que lhe leve o Ema.
Ema'yı götürmeni istemiyorum.
Não quero que leves o Ema.
Ema'yı buradan götürelim.
Vamos tirar o Ema daqui.
Bak Ema.
Olha.
Ema nerede olduğunu sorup duruyor, ben de bahaneler uyduruyorum.
O Ema não pára de perguntar por ele e eu de inventar desculpas.
Ema, hayır!
Não!
Ema okula gitmek zorunda biliyorum.
Eu sei que ele tem de ir para a escola.
Ema hiç böyle mutlu olmamıştı.
Nunca vi o Ema tão feliz.
Sen, Ema, annen... Gordon ve bir, belki iki aslan.
Tu, o Ema, a tua mãe, o Gordon e um, dois leões.
Ema her geçen gün daha çok Paolo'ya benziyor.
Está cada vez mais parecido com o Paolo.
Yakında Ema üniversiteye başlayacak.
Em breve o Ema irá para a universidade.
Ema, lütfen.
Por favor.
Birkaç gün sonra Ema için bir veda partisi yapacağız.
Daqui a uns dias, haverá uma festa de despedida para o Ema.
Paolo ölünce... Ema'nın varlığı bana büyük destek oldu.
Com a morte do Paolo, ter o Ema aqui tem sido um grande conforto.
Ema'yı bir engerek sokmuş. Onu uçağın oraya getiriyorum.
O Ema foi mordido por uma víbora!
Emma Gerber 4 aydır seni kızıyla tanıştırmaya çalışırken... sen vaktini eski bir arkadaşla mı harcıyorsun?
Porque estás com uma amiga quando Ema Gerber quer apresentar-te a filha?
İşe geç kalıyorum, acaba Ema'yı okula götürebilir misiniz?
Depois de ver a tua cara pela manhã, como é que posso dizer isso? Eu estou atrasada para o trabalho e vim pedir-lhe para levá-la à escola.
- Hayır. Aç değilim.
- Não.Agora não Ema.
İki tırnakta da eser miktarda monomer ve etilen metil akrilat var.
Muito bem, então ambas as unhas que encontrámos são de monómero líquido e têm vestígios de EMA.
yok olmanın eşiğindeki birşeyleri yemek isterdim, bilirsin, son devekuşu yada mirket gibi.
Ia querer... Ia querer comer qualquer coisa em vias de extinção. Por exemplo, a última ema.
Evet, bu noktada, sen daha çok bir... devekuşu gibisin.
- Nesta altura do campeonato... És mais como... Uma Ema.
Güzel Ernie, devekuşu ha.
Boa Ernie... Ema.
Hey, devekuşu, şuna bak.
Oh Ema... Curte só.
Allison, neden EMA'yı da alıp arka tarafı kollamıyorsun? - Tamam.
Allison, vai lá para trás e usa a PEP em qualquer coisa que venha de trás.
Kız kardeşiniz Emma dört yaşındaydı.
A sua irmã bebé Ema, tinha 4 anos de idade.
Beynimin torunumun oyuncağı gibi.
Logo, também é ema criação minha.
Akut yaygın ensefalomiyelitis var, ADEM olarak bilinir. Substantia albayı etkiler, beynin gri maddesini değil ak maddesini etkiler.
Há uma encefalomielite aguda generalizada, EMA, que afecta a substância alba, a matéria branca do cérebro, por oposição à cinzenta.
ADEM.
EMA.
Çocukken ADEM geçirmiş.
Ela teve EMA em criança.
Ema!
Ema!
Saat kaç?
Ema, seja bem-vinda!
Bu bir şantaj.
- É ema descarada... - Extorção!
Bu bir EMA.
É uma PEP.