Emekli traducir portugués
4,297 traducción paralela
Ama ben yat almayı ve emekli olmayı istemiyorum.
Mas eu não quero comprar um barco, nem reformar-me.
Dennis Bukovac bakanlıktan emekli.
E Dennis Bukovac é um pastor reformado.
Chatsworth zehirlenmesindeki kurbanlardan biri emekli bir denizciymiş. 91'deki Çöl Fırtınası'ndan beri göreve çıkmamış. - O kadar süre kimse kin tutmaz.
Uma das vítimas dos envenenamentos de Chatsworth era um fuzileiro aposentado que não estava em actividade desde a Tempestade do Deserto em 1991.
Emekli olan Morgan'ı bile ayarladı.
Ela até tirou o Morgan da aposentação.
- Emekli olmamış mıydı?
- Ele não se tinha aposentado?
Emekli suikastçileri rehabilite etme merkezi yönetmek mi?
Tomar conta de uma casa para assassinos reformados?
Charlie Figg, 62 yaşında Bronson Springs'ten emekli şerif yardımcısı.
Charlie Figg, 62 anos é um delegado reformado de Bronson Springs.
Todd Backus, 72 yaşında, emekli, dul buraya yakın bir yerde tek başına yaşıyormuş.
Todd Backus, 72 anos, viúvo e reformado, vive sozinho próximo daqui.
Resmi olarak emekli.
Está oficialmente reformado.
İnanabiliyor musun? Alışabildin mi bu hayata, belki de erken emekli olmalısın.
Posso acostumar-me a esta vida, talvez me reforme mais cedo.
İkisiyle ilgilenmem gerekmeseydi çoktan emekli olurdum.
Se não tivesse que tratar dos dois... já me teria reformado há muito tempo.
Haftada aldığım 15 şilinlik emekli maaşımı kalkık kenarlı şapkaya çevirir, değil mi?
Isto mete a minha pensão semanal num bolso, não?
Adının Daniel Gottlieb olduğunu biliyoruz. Bir kaç yıl önce mühendislikten emekli olduğunu biliyoruz.
Sabemos que o seu nome é Daniel Gottlieb, que se reformou da carreira de engenheiro há muitos anos
Emekli olup ona başlayabilirim.
Podia reformar-me e fazer isso.
Emekli olur ve buranın küratörü olurdum.
Podia reformar-me e ser o curador deste lugar.
artık emekli oldu.
E agora está reformado.
2005'de malulen emekli edilmiş.
Dispensado com honras em 2005.
Çoğunlukla film işinden emekli olmuş maymun ve şempanzeler için.
Principalmente, gorilas, chimpanzés e macacos que se reformaram dos cinemas.
Bence o ve "Emekli" arkadaşları aslında New York'u ele geçirmeye çalışan süper zeki maymunlar.
Aposto que ele e os amigos "reformados" são, na verdade, macacos muito inteligentes, a conspirar para dominar Nova Iorque.
O kadar da erken mi emekli olacaksın yani?
Então também se vai reformar cedo?
Yani satacağım sırlara bağlı olarak, zengin bir adam olarak emekli olacaktım, ama paylaşmamak için bir nedenim yok.
Pretendia reformar-me rico ao vender esses segredos, mas pode-se sempre dividir.
Bekle emekli mi olacaksın?
Espera... Vais reformar-te?
Personel listesinde adı yok Büyük ihtimalle emekli danışmanlık işlerinden biri.
Não está registado como staff, mas provavelmente é uma espécie de consultor emérito.
Artık emekli olduğuma göre golf oynamayı düşünüyorum.
Agora que me reformei, acho que vou jogar golfe.
Emekli birisi ve...
- Ele é reformado...
Biliyorsun emekli olan birçok asker uyum sağlayamıyor.
Sabe, muitos veteranos têm problemas para se ajustar.
Tommy Butler 1968'de emekli oldu.
Tommy Butler reformou-se em 1968.
Üç emekli gizli operasyona mı gidecek?
Três reformados numa operação secreta?
Eğer bu iş ortaya çıkarsa, karımın babası da emekli polistir yani...
Se isto se sabe... O meu sogro é um ex-polícia.
Belki de bugün bana yaptıklarınızdan sonra FBI emekli maaşımı yine de verir.
Talvez o FBI me deixe ficar com a minha pensão depois de me expulsarem por esta confusão.
Beni emekli olmaya zorlayabilirler ama bu bana sizinle uğraşmaya daha çok zaman verir.
Eles podem forçar-me a aposentar-me, mas isso vai dar-me mais tempo para me dedicar a ti.
Emekli olduğunu düşünüyordum.
Pensei que estivesses reformado.
Emekli olmakla oyunun dışında kalmak ayrı şeyler tatlım.
Estar reformado e estar fora do jogo... são duas coisas muito diferentes, minha querida.
Deniz Kuvvetleri Gözetleme biriminden yeni emekli olmuş.
Recém-aposentado da Força de Reconhecimento da Marinha.
Büyükbabam emekli olana kadar bu hastalıkla çalıştı.
O meu avô trabalhou até à reforma com a mesma doença.
- Emekli olacak mısın?
Vais reformar-te?
Emekli olursan sıkıntıdan patlarsın.
Vais-te aborrecer se te reformares.
Ama sonra yaşlı üstüm emekli oldu. Bir anda kendilerinden üst gey bir polis olduğunu açıklamak için bekleyemediler.
Mas a fação conservadora extinguiu-se e, de repente, ficaram ansiosos para se gabarem de ter um agente gay com uma patente alta.
Yine de emekli olabilirsin.
Ainda pode reformar-se.
Emekli olan ben değilim- -
Não sou eu que estou a reformar-me.
Ne ben emekli olacağım ne de sen öleceksin.
Eu não me vou reformar e a mãe não vai morrer.
Hasta olduğu için emekli olmak zorundaydı ama DBS takılınca tekrar çalmaya başladı.
Ele teve que se reformar por causa da Parkinson, e, em seguida, mal o ECP foi implantado, ele pôde voltar a tocar outra vez.
Emekli olmuş.
Está reformado.
Lee Toric, emekli federal şerif.
Lee Toric, U.S Marshal, aposentado.
Lee Toric, emekli federal şerif.
Lee Toric, U.S. Marshal, aposentado.
Bu işi sen kovaladın, kancık durumuna düşersin ve emekli maaşını kaybedersin.
Procuraste isso. Vais parecer um idiota e vais perder a pensão.
Gemma dün Clay ile görüştü. Toric adında emekli bir federal şerifle karşılaşmış.
A Gemma viu o Clay ontem, cruzou-se com o ex-marshall, Toric.
Emekli olmuş olmam lazımdı.
Eu devia estar reformado.
Emekli.
Aposentado.
Süreni doldurdun ve emekli oluyorsun.
Já fez a sua parte.
Beni emekli etmek için.
E querem reformar-me.