Endişelenmeyi bırak traducir portugués
251 traducción paralela
Endişelenmeyi bırak, onun gibi veya daha iyi bir kızı heryerde bulabilirsin.
Não te preocupes tanto - podes encontrar uma rapariga tão boa ou melhor em qualquer lugar.
Endişelenmeyi bırakır mısın?
Queres parar de te preocupar?
Endişelenmeyi bırak.
Não fiques nervoso.
Endişelenmeyi bırak...
Deixe de se preocupar.
Bay Wallace için endişelenmeyi bırakın.
Nao se preocupe com o Sr. Wallace.
Endişelenmeyi bırak ve öküzümü kimin öldürdüğünü söyle bana.
Não me pergunte sobre isso mas diga-me o que limpou o gado assim...
Oh, endişelenmeyi bırak.
- Não te preocupes.
Endişelenmeyi bırak.
Fico preocupada. - Não te preocupes.
O zaman neden endişelenmeyi bırakıp, aramaya başlamıyoruz?
Deixemos de nos preocupar e vamos começar a procurar.
Karım için endişelenmeyi bırakır mısın?
Queres parar de te preocupar com a minha mulher?
Bir senedir hiç yakalanmadım, endişelenmeyi bırak artık.
Tenho feito isso todo o ano, portanto, não se preocupe.
Endişelenmeyi bırak. Her şey psikolojik ve kafana takıyorsun...
Está tudo na tua cabeça estás a ficar obcecado...
Gitte uyu ve endişelenmeyi bırak.
Vai-te deitar e não te preocupes.
Yacumo için endişelenmeyi bırak!
Deixe de se preocupar com este Yacumo!
Benim için endişelenmeyi bırak.
Pare de se preocupar comigo, sim?
Öyleyse endişelenmeyi bırak.
Podes parar de te preocupar.
Endişelenmeyi bırakın.
Parem de se preocupar.
Murdock için endişelenmeyi bırakıyorum.
Não vou preocupar-me mais com o Murdock.
- Julian, bu kadar endişelenmeyi bırakırmısın?
Pára de te preocupares tanto.
Yavrular için endişelenmeyi bırakıp kendin için endişelenmeye başlasan iyi olur.
Deixa de te preocupar com as crias e começa a preocupar-te contigo.
"Görüntün için endişelenmeyi bırak, Columbato."
"Não te preocupes com o teu aspecto, Columbato."
Endişelenmeyi bırakır mısın?
Pára de te preocupares?
Endişelenmeyi bırak artık, tamam mı?
Deixe de se preocupar, está bem?
Bebek için endişelenmeyi bırak artık.
Escuta, tu vais deixar de te preocupar com o bebé.
Şimdi endişelenmeyi bırak da... Criswell'in hayalarına benim yerime bir tekme yapıştır.
Agora pára de preocupar-te e dá uns pontapés no Criswell por mim.
Endişelenmeyi bırak.
Pare de se preocupar.
- Endişelenmeyi bırak, Katie. Hadi.
Não te preocupes, Katy, vamos.
Senin için söylemesi kolay. Sen terfi ettin. Hadi Ryan endişelenmeyi bırak artık.
Para ti é fácil de dizer, deram-te a promoção.
Allahım, sen para ödemeyi bildiğinde 9 yaşındaydın o tiyatronun ön kapısında gösterilen bir film hadiii, onlar için endişelenmeyi bırak.
É ele. É o Bruno. Se ele me vir, morro.
Bu kadar endişelenmeyi bırak.
Conseguimos o que queríamos.
- Onun için endişelenmeyi bırak.
- Não te preocupes com ela.
Endişelenmeyi bırak ve işine başla.
Pára de te ralar e começa a fornicar, Mr. Touchdown.
Endişelenmeyi bırak.
Não se preocupe. Pobres desgraçados.
Pekala, endişelenmeyi bırak çünkü bu buluşum bize yeni bir hayatın yeni bir hayatın kapılarını açacak.
- Não te preocupes, porque esta invenção vai ser o início de uma nova vida para nós. Acho que já está. Vamos experimentar.
Endişelenmeyi bırak baba, burası harika bir yer.
Não te preocupes. É tudo tão lindo.
- Endişelenmeyi bırak.
- Pára de te preocupares.
O zaman onlara gerçeği anlat endişelenmeyi bırak ve George'u al.
O melhor é contares a verdade e levares o George.
Gemiler için endişelenmeyi bırak.
Para de te preocupar com essas naves.
Joe hakkında endişelenmeyi bırakın ve partide ne giyeceğinizi düşünmeye başlayın derim.
Deixe de se preocupar com o Joe, e comece a preocupar-se com o que vai usar esta noite na festa!
- Endişelenmeyi bırak.
Deixa de te preocupar.
Endişelenmeyi doktorlara bırakıyorum.
Deixo isso para os médicos.
Kadın hakkında endişelenmeyi bana bırak.
Deixa que eu me preocupe com a mulher.
Kadın için endişelenmeyi bana bırak dedin.
Disseste que ias tomar conta dela.
- Onun için endişelenmeyi bana bırak. Pilotlar kalkışa hazır olsun.
Prepare o lançamento de todos os caças, estarei a bordo daqui a 10 microns.
Artık filo konusunda endişelenmeyi bana bırakın.
Confiem a preocupação da frota a mim.
- Endişelenmeyi bırak Frank.
- Pára de te preocupar.
- Bırak endişelenmeyi. Anlaşmamız var.
- Não se preocupe, temos um acordo.
Endişelenmeyi de bırak.
Não te preocupes.
Benim için endişelenmeyi bırak Benjamin.
Para de te preocupar comigo, Benjamin.
Senin isteklerin hakkında endişelenmeyi geçtik Jules. Burada ciddi bir sorunumuz var ve sızlanmayı bırakıp
Temos um problema sério e temos de acabar com os lamentos e concentrar em arranjar um plano novo.
Bırak endişelenmeyi.
Não se preocupe com isso.
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakmam 34
bırakma beni 65
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakmam 34
bırakma beni 65
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın gitsinler 39
bırak artık 86
bırak gitsinler 68
bırak şimdi 60
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın gitsinler 39
bırak artık 86
bırak gitsinler 68
bırak şimdi 60