English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ E ] / Enoş

Enoş traducir portugués

157 traducción paralela
Adem'in oğlu Şit, sonra Şit'in oğlu Enoş oldu. Enoş'un oğlu Kenan, sonra Kenan'ın oğlu Mahalalel oldu. Ardından babam Metuşelah.
De Adão para Set, de Set para Enós, de Enós para Quenan, de Quenan para Malaliel, para meu pai, Matusalém, depois para mim.
Ne zaman öğreneceksin? İri ve Ufaklık Enos Burtette'ler bu oyunu her kamyoncuya yediriyorlar.
O Grande e o Pequeno Enos Burdette apostam com todos os camionistas.
- İri Enos'un dünyası altındandır.
- A palavra do Enos Grande é de ouro.
Sadece hesabı İri Enos Burdette'ye göndermeleri için bir not bırak.
Escreve a dizer para mandarem a conta ao Grande Enos Burdette.
" Hesabı... İri... Enos...
ao Grande Enos Burdette. "
Ne kadar Enos?
Quanto, Enos?
Kavşağa kadar gitmiyor musun Enos?
Não me parece. Vais para aquele lado, Enos.
Beni tanımıyor olabilirsiniz. Ben Büyük Enos Burdette.
Para os que não me conhecem, eu sou o Grande Enos Burdette.
Bu da benim oğlum, Ufak Enos.
Este é o meu filho, o Pequeno Enos.
Enos Burdette, elimdeki son kuruşu harcamak zorunda kalsam bile, o koca kıçın vali koltuğunu ısıtamayacak.
Enos Burdette, o teu cu gordo jamais se sentará na cadeira de governador... Nem que eu tenha de gastar cada centavo que tenho.
İri ve Ufak Enos dışarıdalar ve 200,000 dolarları var.
O Grande e o Pequeno Enos estão lá fora e trazem 200 mil.
Ona parayı ver.
Dá-lhe o dinheiro, Pequeno Enos.
Eğer şu İri Enos bu işi birkaç traktörcüye yaptırsaydı, eminim bizi ezip geçerlerdi.
Se o Grande Enos pudesse levar o pacote atrás de uma junta de mulas... vencia-nos ao ritmo a que nós estamos.
Enos kamyona sığar demişti.
O Enos disse que caberia no camião.
- Big Enos ne oldu?
- E o Grande Enos?
Zamanında Marussya altı ben onaltı yaşındayken Bolshoi de "Lakeme" oynuyordu.
Um dia, quando Marussya tinha seis enos, e eu tinha dezasseis, o Bolshoi apresentava "Lakmé".
Çevirmen olan annem bir Alman kadına aşık olup, bizleri terkettiğinde sadece ve sadece on yaşındaydık.
Ainda tínhamos dezanos quando anossamãe - que era tradutora - se apaixonouporuma alemã que escrevia contospara crianças enos abandonou.
- Enos.
- Enos.
Hazır gitmişken, büyükbabam Enus'u da ziyaret ederim.
E já que lá vamos, aproveito para ver o meu avô Enos!
Enus!
Enos!
Bu büyükbabam, Enus.
O meu avô Enos!
Bana Enus'u hatırlatıyorsun.
Fazes lembrar-me o Enos.
Herşey bana Enus'u hatırlatıyor.
Tudo me faz lembrar o Enos.
- Enus! - O öldü.
- Enos!
Yasa uygulama dünyasında yeni ne var, Enos?
O que há de novo no mundo da lei, Enos?
Enos, patron tüm o toprağı alıp ne yapacak?
Enos, para que quer o Boss toda aquela terra? Não sei.
Hayır ben Enos'um Bay Prickett.
Não, é Enos, Sr. Prickett.
- Enos, ben Patron Hogg.
- Enos, fala o Boss Hogg.
Patron, neden Enos'a nerede olduğumuzu söyledin?
Boss, por que disse ao Enos onde estamos?
- Düklere söyleyen Enos olmuştu.
- Sim. - Foi o Enos que contou aos Duke.
Dük oğlanlarına söyleyen Enos'tu.
Foi o Enos que contou aos Duke.
Enos, Patron Hogg ve Rosco nerede?
Enos... onde está o Boss Hogg e o Rosco?
Teşekkürler, Enos.
Obrigado, Enos.
Enos!
Enos.
Enos, seni salak, birisi arabamı mı aldı?
Enos, seu parvalhão, alguém mexeu no meu carro?
Başkan Garfıeld'ın suikastçısının cesedine $ 30,000 teklif eden adam Emniyet Amiri Enos Craig'e telgraf çekerek, Jesse Woodson James'in cesedi için 50,000 teklif etti.
O homem que ofereceu 30 mil dólares pelo corpo do assassino do Presidente Garfield, enviou um telegrama ao Marechal da cidade, Enos Craig, a oferecer 50 mil dólares pelo corpo de Jesse Woodson James, para poder atravessar o país com ele,
Yeni bir kanun var mı Enos?
E quais as novidades do mundo da lei, polícia Eanus.
Enos, Boss tüm o arazilere el koymakla ne yapıyor?
Eanus, porque o Chefe está a anexar esta terra toda?
Hayır, Enos olacak, bay Prickett.
O meu nome é Eanus, Senhor Prickett.
- Enos, benim Boss Hogg.
- Aqui é o Boss Hogg.
Boss, yaşlı Enos'a nasıl oldu da nerede olduğumuzu söyledin?
Boss, por que disse ao Eanus onde estamos?
- Duke'lere bu konudan bahseden Enos'du.
Foi o Eanus que contou aos Dukes.
Duke'lere söyleyen Enos oldu.
Foi o Eanus que contou aos rapazes Duke.
Enos, Boss Hogg ve Rosco nerede?
Eanus... - Onde está o Boss Hoggs e Rosco?
Teşekkür ederim Enos.
Obrigada Eanus.
Enos, seni salak, birisi arabamı mı çekti?
Eanus, descubre quem foi que levou o meu carro.
- Horstman Enos'ta çalışıyorum. "
- Trabalho na Klein, Horstman Enos.
- İyi akşamlar Enos.
- Boa noite, Enos.
LaFleur falan kalmadı artık, Enos. Hadi, sor bakalım.
Já não existe LaFleur, Enos.
- Seni de görmek güzel, Miles.
Também é bom ver-te, Enos.
Hayır, o Enos.
Não, esse era o Enos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]