English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ E ] / Estados

Estados traducir portugués

7,136 traducción paralela
Birleşik Devletler'in genç demokrasiye sırtını dönmesiyle Şili, Soğuk Savaş'ın yeni muharebe alanı haline geldi.
O Chile tornou-se o mais recente campo de batalha da Guerra Fria com os Estados Unidos a virar as costas a jovem democracia.
ABD, bizim başarısız olmamızı istiyor.
Os Estados Unidos querem ver o nosso fracasso.
Greddian Bölücüleri'nin başında Floyd Lawton vardı eskiden Amerikan Ordusu için çalışan bir keskin nişancı.
Os separatistas eram liderados pelo Floyd Lawton. Ex-atirador do Exército dos Estados Unidos.
Tanrı, Amerika Birleşik Devletleri'ni kutsasın!
Deus abençoe os Estados Unidos da América!
Sen Birleşik Devletler askerisin, evlat.
É um oficial militar dos Estados Unidos, filho.
Sherwood Ormanında bir yıl kanun kaçağı olmayı sonsuza kadar Amerika Başkanı olmaya tercih ederim.
Prefiro ser fora-da-lei, por um ano, na Floresta de Sherwood, do que presidente dos Estados Unidos para sempre. É o tesouro de Murrel.
Bu arada, Gus turneye çýktý. Ne zaman döneceðini bile bilmiyorum. Eyalet eyalet hayran kýzlarý sikerek dolaþacaðý anlamýna geliyormuþ bu turne.
Enquanto isso, o Gus vai em tournée por não sei quanto tempo, e isso significa que vai foder com as fãs de todos os estados.
Halen Birleşik Devletler'in doğu kıyısına doğru ilerlemekte olan Faith Kasırgası 7 Eylül günü tam olarak bu koşullarda doğdu.
Em 7 de setembro, estas mesmas condições deram origem ao Furacão Faith, atualmente a movimentar-se velozmente para a Costa Leste dos Estados Unidos.
Ondan fazla eyalet yerle bir olacak.
Uma enorme devastação ao longo de uma dúzia de estados.
Herkes yedi eyaleti yıkıp geçeceğini sanmıştı.
Todos pensaram que iria destruir sete estados.
ABD geneli elektrik kaynakli yanginlari arastirdim,
Procurei por relatos recentes de incêndios eléctricos pelos Estados Unidos.
- Chicago ve Buffalo'da dört yer var ; oralarda bu ailelerle ilgili herhangi bir bağlantı çıkmadı.
Chicago e Buffalo são separados por quatro estados. Nada liga as duas famílias.
Amerika'da, kocanızla birlikte tatilde misiniz?
Está de férias com o seu marido aqui nos Estados Unidos.
- Savcı yardımcısıyım ben.
Sou procuradora-adjunta dos Estados Unidos.
ABD içindeki varlıkları yönetiyor.
Está a recrutar recursos no interior dos Estados Unidos.
Tanrı hepimizi korusun ve Tanrı Amerika'yı korusun.
Deus nos abençoe a todos. E que Deus abençoe os Estados Unidos da América.
Şeker taneleri, vanilya çekirdeği iki farklı eyaletten gelme üç farklı çiftliğin sütü periyodik cetvelden gelme birtakım kimyasallar ve sana servis yapan adamın elinden toprak.
Grãos de açúcar, vagem de baunilha, leite de três leitarias diferentes de dois estados, um punhado de produtos químicos directos da tabela periódica e terra da mão do tipo que te o serviu.
En çok uyuşturucu Birleşik Devletlerde satılır.
É nos Estados Unidos que se vende mais droga.
Birleşik Devletlerin her yerinde.
Em todos os Estados Unidos.
Buralar artık Birleşik Devletler toprağı değil, Kartellerin toprağı.
Já não pertence aos Estados Unidos. É deles.
Yıllardır Meksika Uyuşturucu Kartelleri, kazançlı insan ve uyuşturucu kaçakçılığı güzergahları üzerinde acımasız bir savaş sürdürmekteler ve ülkemiz üzerindeki etkisi belki de daha yeni başlıyor.
Há anos que os cartéis de droga mexicanos travam uma guerra implacável pelas rotas do tráfico lucrativo de droga e de seres humanos nos Estados Unidos. E o efeito no nosso país começa talvez a fazer-se sentir.
Federal hükümet, bu ülkenin insanlarını ihmal ediyor özellikle sınır eyaletlerde yaşayan insanlar ihmal ediliyor.
O governo federal desilude as pessoas deste país e especialmente nos estados fronteiriços.
Birleşik Devletler'de değiliz.
Não estamos nos Estados Unidos.
Birleşik Devletlere gidersem orada benimle buluşur musun?
Se for para os Estados Unidos, vais ter comigo?
Ama bu yalnızca Orta Doğu'nun güvenliği için değil, Birleşik Devletler'in ve dünyanın geri kalanının güvenliği için de önemli.
Mas isto não é apenas importante para a segurança no Médio Oriente, é importante para a segurança dos Estados Unidos e para o resto do mundo.
Herhalde Birleşik Devletler Başkanı'na birkaç dakikamı ayırabilirim.
Acho que posso dedicar uns quantos minutos ao Presidente dos Estados Unidos.
Birleşik Devletler bu durumu çözmeye kararlıdır.
Os Estados Unidos comprometem-se a difundir esta situação.
Benim oylarım sana giderse her iki eyalette de kesin kazanırsın.
Se ficar com os meus votos, tem uma vitória clara em ambos os estados.
Anayasa bu odada bulunan herkese ve Birleşik Devletler'in her bir vatandaşına ait.
A Constituição pertence a todos nesta sala e a todos os cidadãos dos Estados Unidos.
Ve benim kaderim Birleşik Devletler Başkanı olmak.
E estou destinada a ser Presidente dos Estados Unidos.
Adam Birleşik Devletler Başkanı.
Ele é o Presidente dos Estados Unidos.
Sanırım umudum ve stratejim şu, Amerikalılar Claire gibi olağanüstü bir kadınla evlenecek kadar akıllı olduğumu görürlerse Birleşik Devletler Başkanı olacak kadar akıllı olduğumu da düşünürler belki.
Eu espero e creio que a minha estratégia é que, se o povo americano puder ver que fui inteligente o suficiente para me casar com uma mulher extraordinária como a Claire, talvez pense que sou inteligente o suficiente para ser Presidente dos Estados Unidos.
Amerika Birleşik Devletleri'ni ne pahasına olursa koruyacağız.
Protegeremos os Estados Unidos da América a qualquer custo.
5 ilçede ortalığı birbirine kattınız.
Provocou o pânico em cinco estados.
Eminim Tariq, Massoud ve Osman da öğrenci vizesi oyunuyla Birleşik Devletler'e giren zararsız müfritlerdi.
E tenho a certeza de que o Tariq, Massoud, e Osman eram extremistas inofensivos que falsificaram as suas vindas para os Estados Unidos com vistos de estudantes.
"Amerika Birleşik Devletleri Başkanıyla evli olurdum."
"Estaria casada com o Presidente dos Estados Unidos da América".
Üç eyalet bölgesindeki en iyi organ nakli uzmanıydınız ama şimdi birinci sınıf öğrencileriyle kurbağa kesiyorsunuz.
Era o melhor cirurgião de transplantes dos três estados e agora disseca rãs com universitários.
Şehir devletleri birbirlerini yemekten düzgün karşılık veremezler.
Os estados municipais estão ocupados a combater entre si para oferecer oposição digna.
İletişim güçlükle sağlanıyor ancak Birleşik Devletlerde New York, Houston ve Washington'dan gelen bilgiler var.
As comunicações são confusas, mas diria que aqui nos Estados Unidos, já foram vistos em New York, Houston e D.C.
Hey, Lisbon, Hırvatistan'ın Amerika ile suçlu iadesi var mı?
Lisbon, a Croácia tem acordo de extradição com os Estados Unidos?
DM 184, Amerika Bileşik Devletleri Thomas Patrick Egan'a karşı.
DM184. Estados Unidos da América contra Thomas Patrick Egan.
Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti, vatandaşları ne kadar hasta olursa olsun, onlara ötanazi yapmaz.
O governo dos Estados Unidos não está no negócio da eutanásia dos seus cidadãos, não interessa quanto doentes estão.
Az önce ABD başkanıyla seviştiğime inanamıyorum.
Meu Deus... Não acredito que fiz sexo com o Presidente dos Estados Unidos.
Amerika Birleşik Devletleri'ne hoş geldiniz hanımefendi.
Bem-vinda aos Estados Unidos da América, senhora.
Moskova'daki bu enstitü Birleşik Devletler ve Kanada'yla ilgili bütün jeopolitik özellikleri Sovyet hükümetine bildirmekle yükümlüdür.
É o Instituto em Moscovo, responsável por relatar à liderança soviética todos os aspectos de importância geopolítica relacionados aos Estados Unidos e Canadá.
Sırf gücümü kontrol edemiyorum diye üç eyalette birden aranıyoruz.
Agora somos procurados em três estados, só porque não consigo controlar o meu poder.
"Birleşik Devletler'in en ayrımcı şehri" olarak tanımladı.
"a cidade mais profundamente segregada dos Estados Unidos."
Eğer karar benim olsaydı Birleşik Devletler başkanı olacak olan valimiz
Dêem as boas-vindas ao governador, se eu mandasse seria o Presidente dos Estados Unidos,
Birleşik Devletlerdeki her bir SVR subayını ve ajanını açığa çıkarabilecek dosyalar.
Ficheiros que revelam as identidades de cada agente do SVR nos Estados Unidos.
- Şu an canlı mı değil mi bilmediğin için iki ihtimal de mevcut durumda.
Agora, por não saberes se tem, existe em ambos os estados.
Bu, üç eyaletlik olay JC.
Estendeu-se a três estados, JC.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]