Etmek traducir portugués
66,016 traducción paralela
Geçen gün teklediğini duydum, ve sorunu tespit etmek istedim.
Ouvi um barulho estranho a sair dela noutro dia, e quis vir ver qual é o problema.
Bak, Bram'e yardım etmek için elimden gelen herşeyi yapacağım.
Olha, farei tudo o que puder para ajudar o Bram.
Sevgili dostlar, bugün hep birlikte tanrının huzuruna... Henry ve Jenifer'ın kutsal evlilik bağıyla bağlanmasına şahitlik etmek için geldik.
Queridos amigos reunimo-nos na presença de Deus para testemunhar e abençoar a união de Henry e Jennifer no santo matrimônio.
Gelecek 10 gün boyunca bozuşmak veya kavga etmek yok.
Nos próximos 10 dias sem discussões ou chatices.
Neyi ifade etmek?
Não percebo por quê?
Sana yardım etmek istiyoruz.
Queremos ajudá-la.
Ben bir hemşireyim, benim işim insanlara yardım etmek.
Sou enfermeira. O meu trabalho é ajudar pessoas.
Buraya gelerek başardığın tek şey, bir sivili dâhil etmek oldu.
A única coisa que fizeste aqui foi envolver alguém de fora. Certo?
Şikayet etmek istemem.
Não quer dizer que me esteja a queixar.
Birlikte bu ülkeyi yok etmek isteyenlerin elinden kurtaracağız.
Juntos, salvaremos este país daqueles que o poderão destruir.
Evet, Cersei hayattaki tek amacımın Lannister Hanesi'ni yok etmek olduğuna inanıyor.
Sim. Cersei acredita que o meu único objectivo na vida é destruir a Casa Lannister.
Ben kraliçeme hizmet etmek istediğim için ediyorum.
Sirvo a minha Rainha porque quero servi-la.
Buraya katletmek için gelmedim ben. Yok etmek istediğim tek şeyse, zengin fakir dinlemeden bu dünyanın Cersei Lannister'larına fayda sağlasın diye dönüp duran çark.
Não estou aqui para assassinar e só quero destruir a roda que passa por cima de ricos e pobres para benefício de mais ninguém a não ser as Cersei Lannisters do mundo.
İkimiz de insanlara yardım etmek istiyoruz.
Ambos queremos ajudar as pessoas.
Sen de aklını terbiye etmek için daha fazla kopya çıkarsan iyi edersin.
Talvez precises de mais trabalho de escriba para disciplinares a mente.
Baban beni idam etmek istemişti, biliyor musun?
O teu pai queria-me executar, sabias?
Hamlelerini tahmin etmek, etkin bir şekilde karşılık verip yenmek istiyorsanız da düşmanın gözünden görmeniz gerekir.
Tens que ver as coisas da maneira que eles vêm se queres antecipar as suas ações, responder efetivamente e derrotá-los.
Tetikleyici havadan yayılırsa, nereye yayıldığını ya da kime bulaştığını kontrol etmek daha zorlaşır.
Se a activação é aérea, é mais difícil de controlar onde vai e quem recebe.
Aileyi paramparça etmek zorunda mıyız illa?
Também vamos ter que despedaçar esta família?
KAPI ÖNÜNE PARK ETMEK YASAKTIR
PROIBIDO ESTACIONAR À FRENTE DO PORTÃO
Yardım etmek için geldik.
Estamos cá para o ajudar.
Seni laboratuarıma davet etmek isterim.
Gostaria de te levar ao meu laboratório para veres.
Bu kadar kısa sürede geldiğiniz için size teşekkür etmek istiyorum.
Agradeço a todos por virem em tão curto prazo de tempo.
Rahatsız etmek istemedim.
Eu não quis...
Patlamalarını kontrol etmek için, sana hatırlatmamız lazım.
Então, para controlares as tuas explosões, temos de fazer-te lembrar.
Ve yine de bu ahmaklık göstergesi. Bunu ifade etmek değil en kötüsü.
Para piorar aquele espectáculo não foi a pior parte.
Yardım etmek istemiyor musun?
Não quer ajudar? Tudo bem!
Ama beni buraya tebrik etmek için çağırmadın.
Mas não chamaste aqui para me dares os parabéns.
Ve hayatıma içinde sen olmadan devam etmek istiyorum.
E quero continuar a viver a minha vida. Sem você nela.
Amacımız, eksiksiz bilgi birikimi elde etmek.
O nosso objectivo é alcançar toda a informação sensível.
Sözleriniz daha önce size teşekkür etmek istedim.
Queria agradecer-te as tuas palavras, há pouco.
Merak etmeyin, burada proselytize etmek için gelmedim.
Não estou aqui para converter ninguém.
Dünyayı korumana yardım etmek istiyorum.
Manter o mundo a girar.
Bu şehri yok etmek çözüm değil.
Não, destruir esta cidade não é a solução.
Eğer aranızdan konuşmaya devam etmek isteyen olursa, takımımla birlikte barın orada bekleyeceğim.
Se quiserem continuar, estarei no bar com a minha equipa.
Amacın stratejini belli etmek mi?
Aviva a sua estratégia?
Bakan, senelerdir onu alt etmek istiyordu.
A Procuradora quere-os há anos.
Ona niyetini belli et. Birlikte devam etmek istediğini göster.
Mostra-lhe que queres manter a união.
Tek yaptığım ne ile savaşacağını kabul etmek.
Só aceito factos.
Dönemin sonunda ilk yıl kaybedenleriyle alay etmek için böyle şeyler yaparlar.
Praxe semestral para danar os caloiros tontos.
Pes etmek yok, doğrusunu yapacağım.
Tudo bem, vou acertar. Tentativa e erro.
Sana ve Fillory'e hizmet etmek istiyorum. Ama...
Quero servi-lo e a Filory... mas...
İlk adım... hepinizi oldukça sarhoş etmek.
Primeiro passo : Precisam... ficar muito, muito bêbados.
Bize yardım etmek istediğini sen söyledin.
Tu disseste que querias ajudar-nos.
Yardım etmek için burada.
- Ela está aqui para ajudar.
- Yardım etmek mi istiyorsun?
- Quer ajudar?
İşini ve Yeşil Bölge'deki evini muhafaza etmek istemesine güvenebiliriz.
Podemos confiar em que ele quer manter o seu bom emprego e a sua casa na Zona Verde.
Başkasının ki için kendi ailemizi feda etmek çok aptalca olur.
Arriscar a nossa família por outra pessoa seria apenas uma tolice.
Gerçek olduğundan emin olmadan seni rahatsız etmek istemedim.
Não queria aborrece-lo com isso a menos que fosse verdadeira.
Yardım etmek isteriz, dedektif.
Bem, gostaríamos de ajudar, detectives.
Size onu takdim etmek bana mutluluk verir..
- É...