Etti traducir portugués
45,107 traducción paralela
Önce Quill bize ihanet etti ve Yondu özgürce gitmesine izin verdi.
Primeiro, o Quill traiu-nos, e o Yondu deixou-o ir sem qualquer punição.
Burnu kaf dağında gezen altın kaplama kadın seni ve arkadaşlarını ona teslim etmemiz için çok para teklif etti. Çünkü hepinizi öldürmek istiyor.
Uma mulher dourada muito arrogante... ofereceu-nos uma boa quantia para vos entregar a ela, porque ela quer matar-vos todos.
Rahibe bir milyon teklif etti.
A Sacerdotisa ofereceu-nos um milhão.
Niye senin gibi çirkin bir şey tercih etti ki?
Porque é que o Ego quereria uma coisa tão medonha?
Birdenbire kafama dank etti. Yondu'nun konuşan arabası yoktu ama uçan bir oku vardı.
Mas hoje eu percebi... que o Yondu não tinha um carro que fala, mas tinha uma flecha voadora.
Edison doğru akımı icat etti ancak alternatif akımı bulan Tesla'ydı.
O Edison inventou a corrente contínua mas foi o Nikola Tesla que inventou a corrente alternada.
Edison kıskandı ve alternatif akımın evcil hayvanını öldürdüğünü iddia etti.
O Edison teve ciúmes e disse que a corrente alternada electrocutava animais.
Küçük kız Okja'yı bize emanet etti.
A miúda confiou-nos a Okja.
Kabul etti, ha?
Estou a ver que ela aprovou?
İnsanlar hayatım boyunca benden şüphe etti.
As pessoas duvidaram de mim a vida toda.
İsmi duyanların hepsini bunu başkalarına söylemeden önce yok etti.
Olha, ele fez isso com todos para impedir que se espalhasse.
Kocam kendini kontrol etti.
O meu marido controlou-se.
Siktir! Sanırım arabasını park etti şimdi.
Merda, acho que o carro dele acabou de chegar.
İYİ FİKİR SAYACI BATMAN'DE 5.678.483, HERKESTE 0... biri hak etti.
BOAS IDEIAS BATMAN : 5.678.483 OUTROS : 0 uma.
- Beni ve kız kardeşimi tehdit etti.
- Ele ameaçou-me e à minha irmã.
Bu mu hepinizi alt etti?
Este derrotou-vos a todos?
Rand Enterprises'ın büyük ortağı mesuliyet kabul etti.
O maior acionista da Rand Enterprises aceitou a responsabilidade.
Ruslar yalnızca bizim ürünümüzü satmayı kabul etti, bu da Aşağı Manhattan ve New Jersey'yi kapsıyor.
Os russos concordaram transportar o nosso produto em exclusivo, o que cobre a maioria da Baixa de Manhattan e Nova Jérsia.
Danny şirkete biraz para kaybettirmiş olabilir ama Rand'in kamuoyundaki imajını iyileştirerek bunu fazlasıyla telafi etti.
O Danny pode ter custado à empresa alguns dólares, mas mais do que compensou isso ao melhorar a imagem pública da Rand.
Kim etti?
Quem são "eles"?
Gao'yu haklamama yardım etti.
Ele ajudou-me a dar cabo dela.
Bakuto, Gao'nun faaliyet gösteremeyeceğini temin etti.
O Bakuto assegurou-me que ela já não está em jogo.
Gao'yu saf dışı etti.
Ele eliminou a Gao.
Burasının El olduğunu ima etti.
Ela sugeriu que isto era a Mão.
Öfken, nefretin, kafa karışıklığın chi'ni yok etti.
A tua ira, o teu ódio, a tua confusão destruíram o teu chi.
Hepinize üzülerek bildiririm ki Lawrence Wilkins dün gece intihar etti.
Tenho o triste dever de vos informar que o Lawrence Wilkins se suicidou ontem à noite.
Gao'yla savaşmamıza yardım etti.
Ajudou-nos a combater a Gao.
K'un-Lun'ı terk etti.
Ele abandonou K'un-Lun.
- Yerleşkeden kaçmamıza yardım etti.
- Ela ajudou-nos a fugir.
Hain kardeşin bizi El'e teslim etti.
O traidor do teu irmão entregou-nos à Mão.
Hemen seni deve yarışlarına davet etti.
Imediatamente convidou-o para as corridas de camelos.
- Kim ihbar etti?
- Quem deu o alerta?
Onu hak etti.
Ele conquistou-o.
Claire seni muayene etti.
A Claire examinou-te.
Uğruna kendini feda etti.
Sacrificou-se para a proteger.
Ty Laffite Trueyou'yu icat etti.
O Ty Lafitte inventou o True You.
Yani... Biliyorsun, o kendini izole etti.
Quer dizer, ele afastou-se.
and their private accounts,... ve gizli ikinci hesapları ve hatta kimsenin, hatta asistanlarının ya da karılarının bile varolduğundan haberdar olmadığı çok gizli şifreli hesapları da dahil olmak üzere herşeyin meşru hale getirilmesinde yardım etti.
E das contas secundárias confidenciais. Até mesmo as contas super secretas e codificadas, que ninguém, que nem mesmo os assistentes ou as esposas sabiam que existiam.
Beşinci sınıftan biri seni pijama partisine mi davet etti?
Uma turma do quinto ano convidou-te para pernoitar?
Evimi yerle bir etti.
Ele incendiou a minha casa.
Bu bölgeleri adamlarınız teslim etti.
Foram os seus parceiros que vieram ter comigo com estes territórios.
Yemeğimizi zehir etti biraz ama.
Vem ensombrar o nosso almoço.
Kızı - çocuğun annesi, sıkıntıları olan bir kadındı, yedi yıl önce intihar etti.
A sua filha, mãe da criança, era uma mulher com problemas que há sete anos, infelizmente, se suicidou.
Dün seyahat etti, yabancı bir yatakta uyudu.
Viajou ontem. Dormiu numa cama estranha.
Bay Polland Bayan Adler buraya çıkasınız diye herhangi bir rüşvet teklif etti mi?
Sr. Pollard a Sra. Adler ofereceu-lhe alguma recompensa monetária... ou emprego por se ter apresentado hoje?
Yani, oğlunuz bir başarısızlık örneği, kızınız intihar etti.
Então, o seu filho é um fracasso na vida, a sua filha suicidou-se.
Bütün her şeye onu tercih etti.
Preferia isso a todas as outras coisas.
Ve bilesiniz avukat bey bu oğlan hadisesinden bir yıl sonra Diane müdahalem için bana teşekkür etti.
E para sua informação, doutor, um ano depois deste incidente com este rapaz, a Diane agradeceu-me a minha intervenção.
Hata yaptığını anlayıp bana teşekkür etti.
Percebeu que tinha cometido um erro e agradeceu-me.
Israr ettim, onlar da kabul etti.
Insisti e eles concordaram.
Vando o da bir kere budalalık etti. Hatta iki kere.
O Vando...