English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ E ] / Evden

Evden traducir portugués

8,652 traducción paralela
Bu evden dışarı attığınız her adımda gözlemleneceksiniz.
Não vai tirar os pés dessa casa sem ser visto.
Ethan Talbot. Bu evden dışarı attığınız her adımda gözlemleneceksiniz.
Ethan Talbot, não dará um passo fora desta casa sem que seja observado.
Seni o evden çıkaracağım Marcellus.
Vou tirar-te dessa casa, Marcellus.
İzin gününde evden pek ulaşmaz.
Nunca se afasta muito de casa no dia de folga.
Şu aktris, şartlı tahliyesini evden herhalde uyuşturucu için çıkarak ihlal etti.
Esta atriz violou a liberdade condicional, ao sair de casa para comprar drogas.
Evden kaçtım.
Fugi de casa dele.
Gidelim, iyi zaman geçirelim ve bu evden dışarı adım atalım.
Anda. Vamos divertir-nos e sair desta casa.
Annenin bu evden taşınmasına inanamıyorum.
Não acredito que a tua mãe vai sair desta casa.
Koşuşturan kedi yavrularını evden göndermek isterdi.
Colocava os gatos a correrem pela casa.
16 yaşında evden kaçtım, sokaklarda yaşadım.
Fugi quando tinha 16 anos, dormi nas ruas.
Evden ayrıldığımda saat dokuz sularıydı. Annalise'e, Sam'in Lila'nın hamile olduğunu bildiğimi söyledikten hemen sonra.
Acho que queira saber as horas a que saí da casa, foi pelas 21h, logo após dizer à Annalise que o Sam sabia da gravidez.
Zaten evden kaçtık.
Já fugimos.
- Bu evden çıkmam gerek.
Eu tenho que sair desta casa.
Fes ve papyonla evden fırladın.
Saíste de casa de excremento e gravata borboleta.
Söz ver bana ben öldükten sonra Rebecca'yı bu evden göndereceksin.
Promete que quando eu partir... vais tirar a Rebecca, desta casa.
Bu yüzden elden geldiğince evden uzak dururdum.
Então, eu ficava o mais longe possível de casa.
Bu evden ayrıl.
Deixa esta casa.
Evden 80 km uzaklaştık, gitme vakti artık.
Estamos a 80 km de casa, está na hora de voltar.
Çocukları da alıp evden...
Leva os miúdos e foge...
Ne? Evden hiç ayrılmaz ki ama!
Ele nunca sai de casa.
Ev arkadaşın seni evden kovdu, yaşayacak bir evin yok. Akademik uzaklaştırma aldın, doktora planların resmen battı.
A tua colega acabou de expulsar-te então não tens onde morar, e estás em suspensão académica, então os teus planos de Doutorado são oficialmente lixo.
Becky, evden bahsediyorum.
Becky, estou a falar da casa.
- Evden mi?
- Da casa?
Evden çıktığım sırada sabah 7 gibiydi.
Foi por volta das 7 : 00, quando saí do quarto.
Bu olmadan evden çıkmam.
Nunca saio de casa sem uma.
Kumandan, neden evden gittin?
Comandante, porque saíste de casa?
- Evden atan sensin.
- Porque o atiraste fora.
- Evden atmadım, kendim evi terk ettim.
- Não atirei. Eu deixei-o.
Yani... her yerde erkekler olacak evden de uzakta olacaksın, umarım kafesten kaçmış gibi davranmaman gerektiğinin farkında olursun.
Bem... Vai haver rapazes por todo o lado e vais estar longe de casa, por isso... Espero que tenhas o bom senso de não agir como se te soltassem da gaiola.
Öldürecekti beni. Attı beni evden.
Ele ia matar-me, pôr-me fora de casa.
Onun daha önce yaşayıp unuttuğu milyonlarca evden birini tarif ettim.
Pareciam ser milhares de outros locais onde estiveram e esqueceram.
Floransa'ya gelmek için evden ayrılırken babam bana aptal demişti.
Quando vim para Florença, o meu pai chamou-me de idiota.
Phillip'in babası öğrendi evlilik görevinden başka bir şeyle uğraşmamı istemediği için evden ne zaman çıkarsam beni takip ettiriyor.
O pai do Philip descobriu e como se opõe a que eu faça algo além dos deveres matrimoniais, pôs homens a seguir-me, sempre que saio de casa.
- Adını vermedi ama bana yeni evden ve olağanüstü vakum sisteminden bahsetti.
- Ele não me disse o nome. Mas contou-me tudo sobre a nova casa e o sistema de aspiração extraordinariamente moderno.
Bir de, evden çıkmadan önce çişini yapmayı unutma.
Não te esqueças de ir à casa de banho antes de sair de casa.
Hayır, hayır. Evden kaçıp orduya katılan.
Não, o que fugiu e entrou no exército.
- Kev evden ayrıldı mı?
- O Kev mudou-se?
Birinin sana evden bahsetmiş olmalı diye düşündüm.
Alguém vos deve ter dito algo sobre a casa.
FBI evden kaçanları bulmaz.
O FBI não lida com fugitivas.
Evden gittiğin gün benimle ilgili söz söyleme hakkını kaybettin.
No dia em que foste embora, perdeste o direito de dizer-me o que fazer.
Hastaneye goturmek icin degil, evden ayrilacagi icin.
Não é para o Hospital. É para a mudança.
Evden ayrildigi yok.
Ele não vai mudar-se.
- Evden ayrildin mi?
- Mudaste-te?
Dediğine göre evden çıkmanı istemiş ama sen çıkmamışsın.
Disse que te pediu para saíres e tu não querias sair.
Yine de, değişiklik olarak evden dışarı çıkmak güzel.
Mesmo assim, é bom sair de casa, para variar.
Kız arkadaşlarımla evden gizlice kaçardık ve şehrin doğu yakasındaki "Ruby's" denen bara gitmek için otostop çekerdik.
Saía de casa à socapa, eu e as minhas amigas, e íamos à boleia até à zona leste da cidade, a um bar chamado Ruby's.
Evden kendimi attım, çok zor bir gün geçirdim. Ben viski içeceğim.
Eu tinha que sair de casa, foi um dia difícil.
Tanıdığımız herkes bizden iki kat kazanıyor blog yazarak, evden iç çamaşırlarıyla çalışarak.
Toda a gente que conhecemos ganha o dobro a escrever para blogues, a trabalhar de casa em roupa interior.
- Evden çıkalı ne kadar oldu?
- Há quanto tempo partiram?
- Arkanı dön ve çık git evden.
Dá meia volta e sai.
- Büyük evden.
- Na mansão.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]