Evita traducir portugués
1,594 traducción paralela
Büyük ve şişkin gözleri karanlıkta avlanmalarını sağlıyor. Bu strateji sayesinde deniz aslanlarıyla doğrudan bir çekişmeye girmiyorlar.
Grandes olhos saltados que ajudam a caçar na escuridão, uma estratégia que evita uma competição direta com os leões marinhos.
Darbe aldığında gözün şişmesini engelliyor.
Evita que a vista inche se for atingida.
2 yıldır boşanacağına yemin ediyorsun, şimdi yardımıma mı muhtaçsın?
Juraste que te ias a divorciar, agora tenho que ajudar a evita-lo?
Çay partisine dikkat et.
Evita as festas de chá.
Oyuncuların kartları işaretleyememesi için.
Evita que os jogadores marquem as cartas.
Şu berbat burger lpkantasını biliyorum, sahibi bundan kaçınsa da.
Conheço uma casa de hambúrgueres terrível. Até o dono a evita.
fakat bu onu gerçeklerden korumaz ki.
Mas isso não evita que tudo seja real.
Tony'nin yüzünü öyle görmeye dayanamıyor, biliyorum.
Sei que ele evita o Tony, porque não consegue vê-lo assim.
Hantallık yapacağını biliyorum ama açık konuşmak gerekirse bu, sürtük gibi görünmeni mantar kapmanı engeller.
Sei que pode não ser muito confortável, mas é mais higiénico e evita infecções por fungos.
House normalde vakalardan kaçar.
O House normalmente evita casos.
16 yaşında araba kullanmasına izin vermek gibi sorunları bir kenara bırak.
Evita esses complicados problemas parentais, como se o há-de deixar conduzir aos 16 anos.
Ha bu arada, Laguerta'dan uzak dur ve Kaptan Matthews ile konuş.
Entretanto, evita a Laguerta e fala com o Capitão Matthew.
Ustaca bir hamleyle boğadan kaçıyor.
E ele evita o touro com uma Verónica magistral.
Şehvet tetikleyicilerinden kaçın.
Evita "gatilhos de desejo".
Ve hala alyansını takıyorsun, yakınına bir erkeğin yaklaşmasını önlemek için.
E ainda usas a tua aliança. O que evita que algum homem se aproxime de ti.
Nefsine hakim ol. Eve git.
Portanto, evita a tentação e vai para casa.
Fantazi bölümünün bitimine doğru cinsel ilişkinin gerçekleştiği sahnede,... kadın da adamı yok sayar.
Ao fim do episódio fantasmático, quando chegamos ao ato sexual, mais uma vez a mulher evita o herói.
Elden bir şey gelmez.
Não posso evitá-lo.
Biliyorum ama benden bu kadar.
Eu sei, mas não posso evitá-lo.
Çarpmamak için direksiyonu kıvırdım ancak arabanın kontrolunu kaybettim.
Ao tentar evitá-lo perdi o control do carro.
Mani olamıyorum, Harry.
Não posso evitá-lo, Harry.
Biliyorum ama vazgeçemem.
Eu sei. Já não tenho como evitá-lo.
Elimde değil.
Sou fã, não consigo evitá-lo.
Bir defasında çok tenha bir yerde buluşmak gibi bir aptallık yaptım ve tacize uğradım.
Uma vez fui suficientemente tola para ir conhecer alguém num lugar deserto e, antes que pudesse evitá-lo, fui violentada.
Her neyse, Jason bu belgelere bir göz attı ve biz onu durduramadan 25'inci kattaki direktörün ofisine koşarak çıktı odaya dalıp, direktörün başsavcıyla yaptığı görüşmeyi böldü.
O Jason pegou no pedaço de papel e, antes que pudéssemos evitá-lo... ele saiu a correr, voou por cima de 25 lances de escada... até a sala do director e invadiu-a, interrompendo uma reunião... com o procurador-geral da república!
Farelerde bunu başardık.
Conseguimos evitá-lo em ratos.
O yola girmekten çekinmedi Refleksleri çok iyiydi
Ele desviou-se para evitá-lo. Os seus reflexos estavam perfeitos.
Açma. Sonsuza kadar ondan kaçamayız.
- Não podemos evitá-lo para sempre!
Fakat bunun dışında kalmaya çalış
Mas tenta evitá-lo.
Lex le tekrar görüşüyorum çünkü gerçeği bulmak istiyor ondan kaçmayı değil.
Procurei o Lex porque ele quer encontrar toda a verdade não evitá-la.
Ori mı tespit etti, yoksa rahipler mi engelledi, bilmiyoruz.
Se os Ori a tinham detectado ou se os próprios Priores conseguiram evitá-la, não sabemos.
- Beni durdurabilecek bir şey var mı?
- O que evita que eu vá?
Müvekkilimin federal mahkemeye çıkmasını engellemeye çalışıyorum.
Não preciso de expô-lo a uma acusação federal se posso evitá-lo.
Biliyorum, biliyorum. Babam gibi konuşmaya başladım. Elimde değil.
Eu sei, pareço o meu pai, não consigo evitá-lo.
Bu biyolojik bir şey. Elimde değil.
É biológico, não posso evitá-lo.
Hayır, onu kaçınarak değilim ama söyledim, gerçekten henüz ona ne diyeceğimi bilmiyorum.
Não, não estou a evitá-lo, mas, eu disse-te, ainda não sei bem o que lhe dizer.
Ondan nasıl kaçabilirim?
Como hei-de evitá-lo?
Ona yardımcı olamam.
Não consigo evitá-lo.
Bu hattın çok iyi korunduğunu biliyoruz, bundan kaçınmak için Alpler'i aşacağız!
Sabemos que as estradas da costa estão bem defendidas... Para evitá-las... cruzaremos os Alpes.
Ondan uzaklaşmak için epeyce yolculuk yapmışsın.
- Vieste de longe para evitá-la.
Kendimi tutamıyorum.
Simplesmente não posso evitá-lo.
O zaman beladan uzak durmalısın.
- Então, evita os sarilhos.
Onu atlatmamızın yolunu ayarladım.
Arranjei maneira de evitá-lo.
Ama benim yanımda içmesen.
Mas podes evitá-lo à minha frente?
Bu tip durumlarda asla gülmem.
Eu nunca sorrio, se puder evitá-lo.
Dr. Blake, eğer beni muayene etmeye çalışmamış olsaydınız ondan kurtulmak için böyle aşırı önlemler almak zorunda kalmazdım.
Bem, Dra. Blake, se não me tivesses tentado fazer um exame médico, eu não teria tomado medidas tão extremas para evitá-lo.
Bu işi önlemeliyiz, Bay Yagami.
Devemos evitá-lo. Sr. Yagami...
Aslına bakarsan bundan kaçınıyordum.
Para ser sincera, estava a evitá-lo.
Yıl sonuna kadar ondan kaçacağım.
Eu só vou evitá-la o resto do ano.
Engelli parkurun amacı engellere takılmadan ilerlemektir, çocuk.
A ideia do percurso dos obstáculos, é evitá-los.
Elimde değil.
Não consigo evitá-lo.