Evraklar traducir portugués
2,355 traducción paralela
Birilerinin boşanma evraklarını hazırlaması gerekiyor gibi.
Parece que alguém precisa de assinar o divórcio.
Bridget boşanma evraklarını göndermiş.
A Bridget mandou-me os papéis do divórcio.
Kendi evraklarımı aldığım gün dün gibi hatırımda.
Lembro-me de quando recebi os meus papéis do divórcio.
İlgili evraklar dosyada.
Os documentos relevantes estão nos arquivos.
George kliniğin evraklarını imzalayacağını söyledi.
O George disse que vais desistir da clínica.
Nance, avukatımdan bazı evraklar alacaksın.
- Nance, vais receber documentos do meu advogado.
Geldiğinde annenize evrakların elime ulaştığını söyler misiniz? Ayrıca oğlumu görmek ve onunla konuşmak çok istiyorum.
Podem dizer-lhe, quando ela "voltar", que já recebi os papéis que ela enviou e agradecia imenso, agradecia mesmo...
Maaş bordrosu, vergi formu, evraklar falan.
Recibos de pagamento, documentação...
Nance, avukatımdan bazı evraklar alacaksın.
Nance, vais receber documentos do meu advogado.
- Velayet duruşmasına. Jill evrakları vermiş.
- Audiência de custódia.
Nance, avukatımdan bazı evraklar alacaksın.
Nance, vais receber uns documentos do meu advogado.
Belgeler, evraklar ve çöp var.
Têm ficheiros, documentos e lixo.
Elden teslim edilmesi gereken bazı evrakları var, ve bazı adamları bulmak için bir çift iyi dedektif arıyor.
Ele... tem uns documentos para entregar, e ele só precisa de dois grandes detectives para encontrar um individuo.
Avukattan aldığımız şu evraklar - -... yazdığına göre adamın adı Steven Hirschbaum.
Estes documentos que recebemos do advogado dizem que o nome do individuo é Steven Hirschbaum.
Steven Hirschbaum, evrakları teslim ettim.
Steven Hirschbaum, você está intimado.
Evrakları verdiğinizde kendini açığa çıkaran bir şey söyledi mi?
Quando você o intimou, ele disse algo relevante?
Yani evrakları ona şimdi veremezsek parayı asla alamayacağız.
Se não entregarmos aqueles documentos agora, - não iremos receber o dinheiro!
Evraklar yolda.
A papelada está a caminho.
Evlilik cüzdanı için gereken tüm yasal evrakların hazır olduğundan emin olmak istedim sadece.
Só estava a perguntar para me assegurar que tem os documentos legais para a licença de casamento.
Avukatıma evrakları göndermesini söylerim.
Vou pedir ao meu advogado para enviar os documentos.
Banka kapanınca tüm eski hesaplara ait evrakları alıp Union City'de bir depoya kaldırmışlar ama taşındıktan birkaç sene sonra yangın çıkmış ve tüm dosyalar yanarak yok olmuş.
Mas quando o banco fechou, levaram todos os arquivos e guardaram num armazém em Union City. Anos depois houve um fogo e os arquivos foram destruídos.
Görünüşe göre Sophie gelecek torunumuzun yetişmesiyle ilgili yasal evraklar hazırlatmış.
Parece que a Sophie mandou tratar de documento legais sobre a educação do nosso futuro neto.
Saçma sapan evrakların yedekleri bunlar.
São cópias dos documentos da treta deles.
Bana önemli evraklar lazım. Para nereye gidiyor, CEO parayı nasıl aklıyor kaç kademe aşağı iniyor, kimlerin haberi var vesaire.
Preciso do material real, para onde vai o dinheiro, como o diretor o filtra, até que subalternos, quem sabe o quê
- Boşanma evraklarını.
- Vi os teus papeis do divórcio.
Peki madem, gerekli evrakları hazırlayayım.
Tudo bem. Farei a papelada para você.
Evrakları yarına hazırlarım.
Terei os papéis prontos amanhã.
Bazı önemli evraklar var.
Existiam documentos importantes.
Rehabilitasyon merkezinden salıverme evrakları gelirinizdeki artışa dair evraklar ve sebebini anlamasam da MKBK'dan referans mektubu.
Documentos de saída do lar de reinserção, declaração de financiamento de capital e uma carta de recomendação da CMVM, não sei porquê.
Evrakları buraya getirmeni bekliyordum ki ben de 9 hanelik bir ruhsat anlaşmasını bitireyim.
Esperei para trazeres a papelada que vai fechar um contrato, cujo montante tem nove números.
Evrakları bilmem ben.
- Não percebo de documentos.
Peki bu muhbirle ilgili evraklar nerede?
Onde está a papelada do seu informador?
Bazı evrakları merkezde unuttum.
Tenho de ir ao trabalho buscar uns arquivos.
Dr. Weiss bunlar salıverilme evraklarınız.
Dr. Weiss. Os seus formulários de libertação estão prontos.
Bilemiyorum ama boşanma evraklarını hâlâ imzalamamış.
Não sei, mas ele ainda não assinou o divórcio.
Eminim. Ben takımın annesiyim, yani kızların kayıt evrakları bende.
Sou a mãe da equipa, estou encarregada das inscrições.
Üçüncü çeyrek midir nedir, hiç anlamadığım bazı evrakları imzalamak için çağrıldım.
Recebi um telefonema para vir assinar uns papéis para reinvestir ou outra coisa que não entendo.
Bayan Butler'ı sadece evrakları imzalaması için mi bekletiyorsunuz?
Pediu à Sra. Butler para vir aqui assinar uns papeis?
Evraklarını imzalayacağız.
Assinaremos os formulários deles.
Gizli Servis evraklarını aldı.
O Serviço de Segurança levou os documentos.
Evraklarım gizli serviste.
O Serviço de Segurança tem os meus documentos.
Bazı evrakları doldurdum, Sally şirkete faksladı.
Preenchi uma papelada. A Sally enviou por fax para a empresa.
Bill Fallon'a hepsini senin adına geçirmesi için gereken evrakları hazırlama talimatı verdim.
Dei instruções ao Bill Fallon para redigir um documento a transferi-las todas para o teu nome.
Komisyon evraklarını mahkemeden ben istettim.
Fui eu que intimei os extractos de conta.
Ara sıra olmak kaydıyla Raj'ın banka evraklarını onaylıyorum.
De tempos a tempos reconheci documentos bancários do Raj.
Vasiyetname onay formu sigorta belgeleri, emekli maaşı evrakları sosyal güvelik formu.
Impressos de testamento, reclamações do seguro, documentos da pensão, impressos da Segurança Social.
Yahudiler azınlık mahallelerine gönderildiğinde bana hatalı evraklar verildi ve bir Alman aile beni evlat edindi.
Quando os judeus foram enviados para os guetos, foram-me dados documentos falsos e fui adoptado por uma família alemã.
Evrakları haftaya imzalayacağız ve her şey bitecek.
Vamos assinar os papéis para a semana e já está.
İmzaladığım nakil evraklarını kaybetmiş.
Perdeu documentos de transferência com a minha assinatura.
Sizin olduğunu belirten evraklar vardır umarım elinizde.
Tens os documentos apropriados.
Merak etmemem gerektiğini, karısının Queens'teki o binayla ilgili evrakları imzaladığını söyledi.
Disse para não me preocupar, pois a sua ex-mulher desistira da propriedade no Queens.