Famoso traducir portugués
4,718 traducción paralela
KDK'daki yeni temsilcimiz onuruna Claudette'in meşhur Hindistan cevizli pastasından yaptım.
Fiz o famoso bolo de coco da Claudette em honra da nossa nova representante da WAC.
Hapishaneden çıktığın zaman sen büyük bir sabun baronu bense ünlü bir gazeteci olacağım ve hayatlarımıza başlayacağız.
- Sim. Quando chegar à altura de saíres da prisão, já serás a maior baronesa da sopa de todos os tempos, eu serei um famoso jornalista e começaremos a nossa vida.
İnsanların "Sen ünlüsün" demesinden hoşlanmıyorum.
Não gosto que me digam : "És famoso."
Ben seni zengin yaptım, yakında ünlü de olacaksın.
Eu fiz-te rico, e vais ser famoso em breve.
Burası da ünlü korku odası.
Este é o famoso quarto dos horrores.
- Ünlü Rus avı yani? - Tetiğe ben basmadım ki.
- O famoso tiroteio russo?
Şu ünlü yemek nasıl geçti?
Como foi o famoso almoço?
Babası meşhur olduğundan değil, babası öldükten kısa bir süre sonra Patsy de öldürülmüştü.
Não foi porque o seu pai era famoso, mas porque a Patsy foi morta a seguir a ele.
Francesca Engizisyon üyeleri için ünlü Ragu sosundan hazırladı. Katedral kapısında bir ses duymuş.
Como a Francesca preparou o famoso Ragu para os inquisidores, ela ouviu uma batida na porta da catedral.
Ünlü.
Famoso.
Bu seni 5 dakikalığına ünlü ve zengin yapacak, sonra da kötü bir fikir olacak.
Tornar-te-ás rico e famoso durante 5 minutos e depois será uma má ideia.
Ünlü istatistikçinin dediğine göre : " İnsan, çözülemeyecek bir bilmece olsa bile nihayetinde belirlenebilir bir değeri oluyor.
Um famoso estatístico disse uma vez que cada homem é um enigma insolúvel, mas, no conjunto, torna-se uma certeza matemática.
Hani şu animasyon filminin yapılmasıyla ünlenen Afrika'nın güney doğusunun açıklarındaki ülke mi?
Como no país fora da costa sudeste de África, famoso pelo adorável filme de desenhos animados?
Bu da meşhur patron Niu.
E o famoso chefe Niu.
Wikileaks'i meşhur eden şu malum "Organize Cinayet" videosu mesela.
Como "Assassinato Colateral" que tornou o WikiLeaks famoso.
Tyrese bir zamanlar çok büyükse stüdyosunun girişi neden ara sokakta?
Se o Tyrese é tão famoso, por que a entrada do estúdio é num beco?
Kendini o kadar meşhur falan mı sanıyorsun?
Pensas que és assim tão famoso?
Şöyle havalı biri.
Alguém famoso.
Hepiniz en ünlü vatandaşımızı merak ediyorsunuz sanırım.
Acho que estão todos curiosos sobre o nosso mais famoso cidadão.
Babam madem bu kadar zengin ve ünlü, biz neden fakiriz?
Se ele é assim tão rico e famoso, porque somos tão pobres?
Gerçekten de kayıp saldırganımızın bu tanınmış portföy yöneticisi olduğunu mu düşünüyorsun?
Achas mesmo que este gerente famoso é o nosso agressor desaparecido?
Virginia'lı seçkin bir cerrahın oğlu olan Jacob ayrıcalıklı ve varlıklı bir hayat sürdü.
Filho de um famoso cirurgião na Virgínia, Jacob teve uma vida privilegiada de rico.
Meşhur olmadan önce annemi kaçırmıştı!
Antes de ser famoso, ele raptou a minha mãe.
Evlilik çağındaki 300 Rajput Hintlisinin evlenecek eş bulmak için katılacağı Batı Kıyısı Hintli Bekârlar Organizasyonu bizim dairemizde gerçekleşecek.
O evento famoso de solteiros indianos da Costa Oeste onde 300 indianos promissores se juntam para ver se deviam fazer um arranjo para um casamento, é no nosso apartamento.
Amboseli'nin büyük fil sürüleri meşhurdur... ama susuzluk onları dağıttı.
Amboseli é famoso pelas suas enormes manadas de elefantes, mas a seca dispersou-as para longe.
O da dünyaya dönüp insanların gerçek aşkı bulmasına yardım eder.
Um playboy famoso morre e não consegue entrar no Paraíso, por isso, tem de voltar à Terra e ajudar casais a encontrarem o verdadeiro amor.
Trevor'un Hollywood'a gittiğini ve seçmelere katıldığını biliyordum ama ünlü olduğunu bilmiyordum.
Bom, sabia que o Trevor tinha ido para Hollywood fazer audições, mas não fazia ideia de que era famoso.
Orada mafyadan birinin kafası varsa Pete'in Bıyıkları çok ünlü olur.
Se houver ali a cabeça de um mafioso, "O Bigode do Pete" será famoso.
Aylardır Seize'de masa arıyorum. Sonunda buldum ama ünlü risottoları yok. - Koyun suratı yemek zorunda kalıyorum.
Há meses que tento conseguir uma mesa no Seize e quando consigo, em vez do famoso risoto do Casteau, tenho de comer cara de ovelha!
Meksika'daki en büyük çakal Mercedes Moreno'ya yardım ettiğim için mi?
Por ajudar o coyote mais famoso em todo o México, Mercedes Moreno? !
Gey olmanla nam saldın Frank.
És famoso por ser gay, Frank.
Bu kasabada ünlü olduğunu biliyor musun?
Sabes que és famoso nesta cidade?
Gaia Donanması'nın arananlar listesinin bir numarası :
famoso pelo seu corpo imortal e que à mais de 100 anos conduz ataques cósmicos no seu navio pirata contra o mal e a tirania...
Ünlü oldum.
Sou famoso!
Yani, adam kardeşi kadar ünlü olabilir ancak hiç kimse onun kim olduğunu bilmiyor.
Quer dizer, o tipo devia ser tão famoso como o irmão, mas, ninguém o conhece.
Çadırcı Baba, çalıların derinliklerinde çadırını kuran ormanın ünlü ruhu.
Papá Tronco, o famoso espírito da floresta que monta a sua tenda no interior do bosque.
Çocuğumu öylece vereyim mi yani? Sırf zengin diye? Ünlü diye?
Quer que eu dê o meu filho a alguém, só porque ele é rico e famoso?
Epey bir heyecanlandılar aslında. En ünlü mezunları benim.
Ficaram entusiasmados, sou o ex-aluno mais famoso.
Glamorous Godfrey dünyanın en ünlü güreşcisiydi.
Glamoroso Godfrey era o lutador de luta-livre mais famoso do mundo.
Dünyaca ünlü bir güreşciydin demek.
Foste um lutador mundialmente famoso?
Biz burada meşhur ateist Richard Dawkins'e ibadet ederiz. Tanrı Yanılgısı'nın yazarı.
Aqui em baixo, veneramos o famoso ateu Richar Dawkins, autor de "A Ilusão de Deus"!
Bu konuda feci şekilde yolsuz biri.
Famoso por ser corrupto por aqui.
Washington Eyaleti'nin en meşhur adamı.
O homem mais famoso do Estado de Washington.
Brandon Boyd, VAC Kapital'de simsar ve öncü serbest fonu var.
Brandon Boyd, negociador da VAC Capital, um famoso fundo de investimentos.
John Winchester'ın her şeyi iyileştiren tavuk güveci.
O famoso guisado cura tudo do John Winchester.
Dillere düşen babası mafya Paddy Doyle'un 15 cinayet ve dolandırıcılıktan davası haftalar önce başlamıştı. Dr. Isles, randevusunda yaşadığı sorun yüzünden şimdi cinayet şüphelisi.
Só semanas antes do seu pai famoso, o mafioso Paddy Doyle, ir a julgamento por 15 assassinatos e inúmeras acusações criminosas, a própria Dra. Isles é agora suspeita de homicídio no que alguns chamam de um encontro que deu para o torto.
Evet, Tucker Franklin. Ünlü golf oyuncusu ve hayırsever.
Sim, o Tucker Franklin, famoso golfista e filantropo.
Ünlü korsan Tek Gözlü Willy'nin kayıp hazinesini gösteren bir haritaydı.
Era um mapa para o tesouro perdido do famoso pirata Willy Zarolho.
Ciddiyim. Babamla karşılaştırıldığında, sen ünlü bir aşçısın.
A sério, comparado com o Papá és um chef famoso.
Bu kadar ünlü olduğuma şaşırdım.
- Fico surpreendido por ser tão famoso.
Meşhurdu galiba.
Famoso, acho.