Filme traducir portugués
23,583 traducción paralela
O filmi daha önce izledik sanki ya.
Penso que já vimos esse filme antes.
Bu tıpkı şey gibi hani Jodie Foster'ın filmindeki gibi.
É como aquela coisa daquele filme... - O filme da Jodie Foster!
Çok duydum o cümleyi ben.
Já vi este filme.
"Wes Anderson'ın kamera yukarı, kamera aşağı, Fransız şarkısı ve son" u devam ediyor.
Agora voltamos ao filme de Wes Anderson : "Panorâmica Para Cima, Panorâmica Para Baixo, " Canção Francesa, Fim ".
Akşam yemeği ısmarlayacak, beni bir film izlemeye götürecek
Vais pagar o jantar Levar-me para ver um filme
Benim oğlum da "Jackass" in en son filminde kakasını yaptı.
Defecaram em cima do meu filho no último filme "Jackass".
Sadece Patty'yi söyle. Kanser yüzünden hastalanıp ölen bir ergen kızın olduğu her şeye bayılıyor.
Ela adora qualquer filme em que uma adolescente está doente e morre de cancro.
Ya da karakterin isminin Patty olduğu her filmi seviyor.
Ou qualquer filme onde uma personagem se chama Patty.
Paranız sayesinde ; okul inşa ettik. Temiz içme suyu sağlamak için bir kuyu yaptırdık.
Foi o seu dinheiro que pagou a escola, um poço para fornecer água potável, a nossa primeira clínica médica, e uma Redbox com um filme lá dentro.
O film de "Baby Geniuses." Ki ben şahsen filmi neresinden izlemeye başlarsam başlayayım eğleniyorum.
O qual eu, pessoalmente, podia começar a ver em qualquer parte do filme e desfrutar a partir daí.
"Brittany, bir Kitle fark eder" adlı filmi izleyeceğiz.
Vamos ver um filme chamado "Brittany Encontra um Caroço".
Wes Anderson ne diye buraya en kötü filmini yapmaya geldi?
E porque é que o Wes Anderson veio cá para fazer o seu pior filme?
Matt Damon'a ulaşamadıkları şu "Bourne" filmi gibi.
Como aquele filme "Bourne" onde não conseguiram arranjar o Matt Damon.
Hadi bir Scarlett Johansson filmi izleyelim.
Vamos ver um filme com a Scarlett Johansson.
Filmim üç seferdir aksıyor ve tekrar çekiyoruz.
O filme já foi arquivado 3 vezes.
2 sene önce bir film yapmaya başladım. Ve 3 sefer tekrar çekmek zorunda kaldım.
Comecei a fazer um filme há dois anos e e refiz três vezes.
Şimdi bir film ile anlaştı ve yakında bir film yıldızı olacak.
Ela assinou recentemente para fazer um filme. Em breve vai ser uma estrela na indústria cinematográfica.
Sanki Mumya filminden biri gibi konuşuyorsun.
Pareces saído do filme A Múmia.
- Eğlenceli bir şey izleyelim. His Girl Friday mesela. Veya bir Carole Lombard filmi.
Vamos ver uma coisa divertida, como "His Girl Friday", ou um filme da Carole Lombard.
Özgürlük sinamasında nepal filmi var...
Há um filme nepalês feito em Liberdade.
Küçük hanım film izlemeye gittim!
Estava a ver um filme!
Aptal Facebook arkadaşlık isteklerini, Vine fenomenlerini bir kenara bırakırsak belki hepimiz gün ışığını görebiliriz.
Talvez depois de eliminar o filme espesso e imundo dos pedidos de amizade do Facebook e das celebridades do Vine, poderemos ver todos a luz do dia.
Yeppudaa Çeviri Çetesi Mart 2017 twitter :
HAN JI-MIN Este filme é uma obra original de ficção baseada em factos históricos e pessoas.
NETFLIX ORİJİNAL FİLMİ
UM FILME ORIGINAL NETFLIX
Çok efsane bir fotoğraftır.
É um filme muito bom.
Sonra bir anda koca bir köpek balığı çıkıp onun gemisini mideye indirdi.
E depois, do nada, um tubarão parecido com o do filme apareceu e comeu o barco dele.
Bu filmde gerçek olaylardan esinlenilmiştir.
ESTE FILME FOI INSPIRADO EM ACONTECIMENTOS REAIS
Filmde Şans'ı canlandıran Willow, Red Bucket tarafından kurtarılan 52. attı.
Willow, que faz de Chance neste filme, foi a 52ª égua a ser resgatada pelo Red Bucket.
Şans'ın dublörlerinden Rubix de yine Red Bucket tarafından kurtarıldı ve şimdi yeni film rolünü bekliyor.
Rubix, um dos duplos de Chance, também foi resgatado pelo Red Bucket e espera agora pelo próximo papel num filme.
Gideon, ona görüntüleri göster.
Gideon, mostra-lhe o filme.
Çünkü bulunduğun film...
Porque o filme em que entraste era o...
Ninem filmde oynayacağımızı söyledi!
A avó disse que vamos entrar num filme!
Bu da 1997'de Titanik yayınlandığında kaç yaşındaydın demek oluyor?
O que significa... que tinhas quantos anos quando o filme "Titanic" estreou no cinema, em 1997?
Bir keresinde Dünyanın Durduğu Gün'ün afişini gördüm.
Vimos um filme chamado "O Dia em que a Terra Parou".
Ailesiyle vakit geçirmeyen herkes... Filmde söyledikleri gibi.
Um homem que não passa tempo com a família, é como dizem naquele filme...
- Hangi film?
Qual filme?
Babam da derdi ki ; annem seks istediğinde kız kardeşimle bana DVD filmleri alırmış.
E o meu pai dizia que sabia que a minha mãe queria sexo quando ela alugava um filme para eu e a minha irmã vermos.
Sanırım... Sanırım biri bizi filme alıyor.
Acho... acho que está alguém a filmar-nos.
Ve şu an MF Happenstance dış kulvardaki liderliğini sürdürüyor.
UM FILME ORIGINAL NETFLIX... continuam atrás com 56,6 segundos e, agora, MF Happenstance lidera a entrada na reta final.
Filme gidebiliriz. Belki şöyle bir yürürüz.
Podíamos ir ao cinema ou talvez um passeio?
Saatlerce yürüdükten sonra bir rahibeyle ilgili alt yazılı bir film gösteren bir sinema buldum.
Depois de andar horas, encontrei um cinema com um filme legendado sobre uma freira que era...
- Hayır. Sadece, bir film yüzünden maddi sıkıntıdayım.
Só tive o financiamento negado para um filme.
Ne zaman bir fikir bulsam kafamda filmi oluşuyor. Bir sürü sonu oluyor.
Qualquer final surge como um filme na minha cabeça, com muitos finais.
Boş boşuna film çekmiş oluyorum.
Um filme frustrante.
Yemek söyleyip film izleriz.
Podemos encomendar, ver um filme.
Bir daha asla bir film kaçırmazsın. - Hadi ya?
Nunca mais perdes um filme.
Bilgisayardan bir film seçiyorsun.
Escolhes um filme no teu computador.
Beraber film seyrederiz ya da bir şeyler yeriz ya da...
Podemos alugar um filme ou podemos comer qualquer coisa ou...
Yorgun görünüyorsun. Dışardan ısmarlayıp film falan mı izlesek?
Pareces cansado, então, porque é que não encomendamos algo e vemos um filme?
- Bu hiçbir zaman işe yaramaz!
Já viste algum filme de ação?
Filmdeki kızın normalken, yani normal bir modelken saçları güzelce düzleştirilip gözlükleri çıkartılıp, dişleri yaptırıldığında...
É um filme em que a miúda é gira. Normal. Uma atriz normal e sensual.