Filmin traducir portugués
2,107 traducción paralela
Filmin ne olduğunu hatırlayabildi mi?
Ela conseguiu lembrar-se do filme?
Ve ben hayatın durduğu ve filmin başladığı yeri tanımlayana meydan okuyorum...
Desafio toda a gente a me dizer onde termina a vida, e onde começa o filme.
Adam birden çıkıp filmin sonunu beğenmediğini mi söylüyor?
O tipo de repente diz-me que odeia o final?
Peki filmin sonunu halledebildi mi?
E o final, já o fez?
Bütçeye göre gidersen, bütçene göre filmin olur.
Quando só se pensa no orçamento, fica-se a parecer um orçamento.
Filmin sonu hakkında konuşmamız lazım.
Temos que falar sobre o final, Billy. - Temos?
- Filmin sonu, Billy.
- O final, Billy.
HERKESİN KENDİ SİNEMASI ya da ışıkların sönüp filmin başlamasının heyecanı
Chacun Son Cinema ou "aquela sensação quando as luzes se apagam e o filme começa"
Filmin süresi 92 dakika 43 saniye.
A duração do filme é de 92 minutos e 43 segundos.
Bu senin daha ikinci filmin.
É apenas o teu segundo filme.
- Filmin adı ne?
Como se chama?
Filmin ismini değiştirmek zorunda kalabiliriz.
Podemos ter de alterar o título.
Filmin her yerinde insan parçaları var.
Há pedaços de corpos por todo o lado neste filme.
Tıpkı bir çocuk gibi, filmin de birçok ebeveyni olur. Bu da birden çok bireyin ebeveyn gibi davranması demek, bir diğer bakış açısıyla da, film onların bebeği olmuştur.
Tal como uma criança, um filme têm vários pais, que é o mesmo que dizer vários indivíduos que agem como pais, o que faz por oposição, que o filme seja o seu bebé.
- Filmin.
O teu filme.
Birilerine filmin bir sahnesini bile göstermeyi reddeden bir yönetmeniniz var.
Tens um realizador que se recusa a mostrar uma imagem a quem quer que seja.
Filmin harika olduğunu biliyoruz.. Oradaydık.
O filme está fantástico, nós estávamos lá.
- "Khon Luang Rak". - Bu bir filmin müziği...
"Khon Luang Rak" É a canção de um filme...
Bu filmin yapıIışının sahne arkası çekimleri.
São imagens dos bastidores das filmagens.
Hayır, sadece filmin daha iyi olmasını sağlayacağını düşündüğüm küçük değişiklikler.
Não, só algumas pequenas mudanças que penso que podem melhorar o filme.
Eğer bu film Cannes'a kabul edilmezse, Bütün dünya filmin berbat olduğunu öğrenecek.
Se o filme for rejeitado em Cannes, toda a gente vai ficar a saber que o filme é uma porcaria.
Sana yalvarmama rağmen, filmin son halini ona verdin..
Deste-lhe a última palavra, mesmo comigo a implorar-te para não o fazeres.
Tamam, bak. Walsh'tan kurtulmanın tek yolu, Filmin ondaki kopyasını yayınlamayacak birine satmaktır,
A única maneira de te livrares do Walsh é venderes o filme a alguém que não lance a edição dele, mas ninguém consegue vender um filme mau.
Filmin neye benzediği kimin umurunda?
Quem se preocupa em como está o filme?
Ari'ye filmin berbat olduğu mu söyledin?
Disseste ao Ari que o filme é uma porcaria?
Ben bu filmin yapımcısıyım ve fikirlerimin önemsenmesini hakediyorum..
Sou o produtor deste filme. Mereço ser ouvido.
Sanırım filmin erkekli, kızlı olduğunu söylemiştin.
Disseste que era homens com mulheres.
Filmin adı bu.
Temos aqui o filme!
- Filmin nesi var?
Que se passa com o filme?
Seni, filmin yardımcı yönetmeni yapmak istiyorum.
Quero que sejas co-produtor deste filme.
O yapımcı. Filmin parasını o veriyor.
Porque ele é o produtor, é ele que vai pagar o filme.
- Bu Rahim. Filmin erkek oyuncusu.
Aquele é o Rahim, o co-protagonista.
Rahim. Filmin diğer oyuncularıyla tanış.
Rahim, estas são as tuas co-protagonistas.
Biz filmin yıldızlarıyız. Çita Kızlar'ız.
Somos as estrelas do filme, as Cheetah Girls.
Bu senin filmin değil mi? Bahsettikleri?
- Não estão a falar do teu filme?
Belki de, ama bir minik güzel filmin daha gözden kaçmasına müsaade etmeyeceğim.
Pois, mas nem pensar que deixo outro grande filme passar despercebido.
Filmin ruhunu yansıtacak bir şeyler istiyordu.
Quer que reflicta o tema espiritual do filme.
Ne? Chloe, bunu yapamazsın. Senin filmin gösterilecek.
- Não podes fazer isso, é o teu filme.
Filmin devamı da.. "Kadın masasında işine devam ediyor" olur.
E a sequela, uma mulher que senta à secretária e trabalha.
Filmin bir klibini gördüm.
Vi um clipe do filme.
Bu elbise mükemmel olurdu... Tabi "Arka Kapı Sarışınları" adlı bir filmin açılışını yapıyor olsaydık
Esse vestido seria perfeito... se fosse á estreia do filme "Loiras Clandestinas".
Filmin içinde yaşıyoruz.
Nós vivemos num filme.
Filmin başlamasına daha bir saat var.
O filme só começa daqui a uma hora.
Finn diyordun, filmin yapımcısı mı?
Então, esse tal Finn é que é o produtor?
Biliyor musunuz? Yüzüne bakarak filmin komedi mi yoksa drama mı olacağını söyleyebilirim.
Posso saber apenas olhar para a cara, se o filme será... uma comédia ou um drama.
İnternet eleştirmeni Harry Knowles bu filmin 300 Spartalı'nın ucuz bir kopyası olduğunu yazmış.
Harry Knowles em "Não São Fixes estas Notícias?" diz que este filme é apenas uma imitação barata de 300.
Beni etkileyen filmin kendisi değil sanırım...
Não é por causa do filme em si, mas porque...
Dediklerine göre filmin akışını tamamıyla değiştiriyormuş.
Dizem que muda completamente o espírito do filme.
Çünkü filmin bu versiyonu iğrenç olacak.
Sim, porque essa versão do filme vai ser uma droga.
- Filmin üzerine çalışılması gerekiyor.
- O filme precisa de ser trabalhado.
Filmin adı "Haftalar" olmalıydı.
- Uma quê?