Flicker traducir portugués
41 traducción paralela
- Dr. Flicker'e söylesene.
- Diz lá ao Dr. Flicker.
Flicker'ı geri alabilir miyim?
Devolvem-me a Flicker?
Elbette Flicker Fluffy Suki'yi alabilirsin.
Sim. Leva a Flicker Fluffy Suki.
Flicker yeniden programlama denek ve hedef arasındaki güçlü bağları kırmak için henüz tamamlanmadı.
Eu disse-te que a reprogramação Flicker não substitui por completo vínculos pessoais fortes entre o sujeito e o alvo.
Böyle karışık olaylar için verimliliği henüz test edilmedi.
Ainda temos que testar a eficiência do Flicker sob um cenário tão complicado.
Öyleyse söyle bana, Raatip. Şu Flicker şeyinde neden 400 milyondan fazla parayı batırdın? Ki o teknoloji o kadar güvenilmezdi ki gezegen üzerindeki neredeyse bütün haber alma teşkilatları tarafından, terk edildi.
Diz-me, Raatib... porque enterraste mais de $ 400 milhões... nesta coisa do Flicker... uma tecnologia, que a propósito... é tão pouco confiável que foi abandonada por quase todas as agências de inteligência deste planeta... enquanto se recusam a gastar uma ninharia em relação
Dedektif Ellis'in beyin yapısındaki değişimlerin, New York adli tıp kurumu tarafından tespit edilmesinin çok zor olduğu Dr. Lithia tarafından onaylandı.
O Dr. Lithia confirmou que qualquer mudanças fisicas na estrutura cerebral do Det. Ellis devido à tecnologia Flicker são demasiado subtis para serem detectadas pelo exame médico de Nova Iorque.
Ve BPAA-THAP'taki küçük dostumuzu bizzat arayarak Flicker hakkında tam olarak ne bildiklerini araştırmasını istedim.
E eu irei telefonar, pessoalmente, ao meu pequeno amigo da BPAA-THAP para ter certeza do que sabem na verdade sobre o Flicker.
Sinyal Flicker test 9-alpha niner'a dönüştürülüyor.
Mudando o sinal para padrão Flicker 9-alpha nove.
Sevgili arkadaşımızın icabına bakmadan önce tüm Flicker takımını yok etmeni istiyorum. Gerçekten mi?
Depois de tratares do nosso amigo quero que extermines toda a equipa do Flicker.
Flicker, Beta 3!
Flicker, Beta 3!
Ve şimdi, Flicker Tech sayesinde büyük komplolar planlayabiliyor ve üretebiliyoruz.
E agora, graças à tecnologia Flicker, podemos designar e produzir vastas conspirações.
- Flicker Tech, ile tüm bunların modası geçmiş oldu.
Com a Flicker Tech, tudo isto é obsoleto.
Flicker Tech alan testlerinin tamamı başarı ile sonuçlandı, Ve operasyona başlamak için program 6 ay içerisinde hazır hale gelecek.
Os nossos testes de campo da Flicker Tech foram concluídos com sucesso, e estamos prontos para começar a operação,
Flicker Tech ile limitiniz gökyüzü, beyler limit gökyüzü.
Com o Flicker, o céu é o limite, meus senhores. O céu é o limite.
Neden? Çünkü McDowell Flicker Tech'e zerre kadar güvenmedi.
E tudo porque o McDowell tinha receio sobre o desempenho do Flicker.
Ve farkedeceksiniz ki tüm bu baş ağrılarınızdan sadece Flicker Tech'i görevlendirerek kolayca kurtulabilirsiniz.
E vocês compreendem que esta dor de cabeça podia ter sido evitada se tivéssemos simplesmente utilizado o Flicker. Peter, qual é mesmo a palavra?
Flicker Tech, sayesinde istediğimiz herkese istediğiniz her şeyi yaptırabileceksiniz.
Com o Flicker, seremos literalmente capazes de programar qualqer um para fazer aquilo que queremos.
Dedektif Ellis'in beyin yapısındaki fizyolojik değişimlerin, New York adli tıp kurumu tarafından tespit edilmesinin çok zor olduğu Dr. Lithia tarafından onaylandı.
O Dr. Lithia confirmou que qualquer mudanças fisicas na estrutura cerebral do Det. Ellis devido à tecnologia Flicker são demasiado subtis para serem detectadas pelo exame médico de Nova lorque.
Sevgili arkadaşımızın icabına bakmadan önce tüm Flicker takımını yok etmeni istiyorum.
Depois de tratares do nosso amigo quero que extermines toda a equipa do Flicker.
Agyness Deyn ve Sara Sophie Flicker son yaptığımıza geldiler ve Mario Carbone ve Rich Torrisi'de menüyü hazırladılar ve biz de "Adamım, Godfrey" i gösterdik.
A Agyness Deyn e a Sara Sophie vieram na última vez. E o Mário Carbone e Rich Torissi prepararam o menu. E assistimos "O Meu Homem, Godfrey".
Pire oynaşı oluyor.
Isso é um "flea-flicker". Não estás a gozar comigo, pois não?
Bu Titrek.
É o Flicker.
Evet, Titrek.
Sim, Flicker.
Ona aldırma, Titrek.
Não lhe dês ouvidos, Flicker.
Titrek kitabın elektromanyetik izini sürebilir.
O Flicker consegue detectar a assinatura electromagnética do livro.
Titrek bekle.
Flicker, espera!
Titrek, ne yapacağını biliyorsun.
Flicker, sabes o que tens de fazer.
Söyle, doktor Flicker o kurtarıcı.
Diga ao Dr. Flicker que é uma urgência.
Doktor Flicker, tüm bu konuşma önemli mi?
Dr. Flicker, aonde quer chegar com esta conversa?
- Durun. - Doktor Flicker.
Estou atrasada.
Oh, Doktor Flicker.
Dr. Flicker!
Doktorasini kuzey titreklerinin beslenme aliskanliklari üzerine yapti.
O mestrado dela era sobre a dieta do Northern Flicker.
- Lake View Cabins, Flicker yolunu arıyoruz.
- Andamos à procura das cabanas Lakeview.