Forman traducir portugués
598 traducción paralela
Formanı giy.
Equipa-te.
O, Mark Forman.
É o Mark Forman.
Ben, Mark Forman.
Chamo-me Mark Forman.
Ben, Mark Louis Forman, sen,
Eu, Mark Louis Forman, aceito-te,
Ben, Rachel Louise Samstat, sen, Mark Louis Forman'ı, kocalığa kabul ediyor, şu andan itibaren, seni koruyacağıma, sevip sayacağıma söz veriyorum, ölüm bizi ayırana dek.
Eu, Rachel Louise Samstat, aceito-te, Mark Louis Forman, como meu marido, para amar e acarinhar, hoje e sempre, deste dia em diante, até que a morte nos separe.
- Forman'a ne uyar?
- O que combina com Forman?
- Forman, ne zaman bir şey söylesem, gazetede köşeni boyluyor.
- Forman, sempre que digo algo, acaba na tua coluna.
Bayan Forman, Annie'nin yemeği hazır.
Sra. Forman, o almoço da Annie está pronto.
Bayan Forman, sizin için çok üzülüyorum.
Sra. Forman, tenho muita pena de si.
- Evet, Bayan Forman.
- Sim, Sra. Forman.
- Bayan Forman.
- Sra. Forman...
Ama Brian oynamadıysan forman bu kadar nasıI kirlendi?
Brian, se tu não jogaste, como é que te sujaste assim?
Bakalım forman tamamen düz mü?
Vamos ver se esse uniforme está bem posto.
- Formanız emekliye mi ayrıldı?
Aposentaste o teu uniforme?
Ben aptal değilim Forman nerde Grady?
Não quero saber. Não estás de uniforme.
Tyson, beni gözleriyle yiyen George forman'a dönüşüyor.
O Tyson transforma-se em George Foreman, que me olha como um doce.
Sen George Forman'sın, ben de...
És o George Foreman, e eu sou...
Fark etmemem mümkün değildi, Al, futbol formanı giymişsin. Oysa sezon biteli üç ay oldu.
Al, não posso deixar de reparar no facto de usar a sua camisola de futebol três meses após a época ter sido jogada.
Bay Forman, jüri bir karara varabildi mi?
O júri já chegou a um veredicto?
Numaralarınızın formanızın önünden ve şortunuzun arkasından görünür şekilde olması gerek. Numaralarınız formanızın on tarafından ve arkasından görünür şekilde olmalı.
Certifiquem-se de que os vossos números estão visíveis na frente da camisola e lado direito dos calções.
O formanın içinde ne işin var?
- O que fazes equipado?
Ben söylemedim, Bay Forman.
Eu não o disse, sr. Forman.
Forman.
Forman.
Forman hangi cehennemde?
Onde é que está o Forman, man?
Forman bizi öylesine ekmez.
O Forman não nos abandonou.
Tanrı yürümemizi istiyor olsaydı, bize Forman'ı vermezdi.
Se Deus quisesse que andassemos, não tinha nos dado o Forman.
- Selam, Forman nerede?
- Hey, man, o Forman?
Çocukluğundan beri Forman'la arkadaşız.
Somos amigos do Forman desde putos, man.
Forman, korkunç çocuklar gittiğine göre...
Então, Forman. Agora que as crianças assustadas foram se embora...
Forman karşı konulmaz biri.
Quero dizer, Forman é irresistível.
Forman eğer adını koymaya cesaret edemediği bir aşka yelken açmışsa...
Se o Forman decidir se interessar no amor desse desafio, para não dizer o nome...
Bu kadar işareti Forman'ın anlamadığına inanamıyorum.
Eu não acredito que o Forman perdeu todos aqueles sinais.
- Merhaba, Adım Eric Forman.
- Olá, o meu nome é Eric Forman.
Merhaba, adım Eric Forman.
Olá, o meu nome é Eric Forman.
Hey, Forman.
Hey, Forman.
Forman'nın pederinin garjında bir buzdolabı var... ve içinde de bira olduğunu biliyorum.
O velho Forman tem um frigorífico na garagem... e eu sei que ele tem lá cerveja.
Hey, Red.Forman buralarda mı?
Oi, Red. O Forman está por aí?
Hey, Forman.
Oi, Forman.
Forman, toplantı bu gece dostum.
Então, Forman, a reunião é hoje.
Öncelikle sizlere Red Forman'ı takdim etmek istiyorum.
Primeiro, gostaria de vos apresentar Red Forman.
Karşınızda Red Forman!
Apresento-vos Red Forman!
Merhaba, Anne Forman.
Alo, senhora Forman.
Merhaba, Anne Forman.
Alo, Sra Forman.
Forman, sakin olur musun?
Forman, queres relaxar?
Merhaba Bay Forman.
Olá, Sr. Forman.
İyi oyundu Bay Forman.
Bom jogo, Sr. Forman.
Eric Forman dersi asıyor.
Eric Forman falta à aula.
Haklısın Forman.
Tens razão, Forman.
Forman, babanın tıkaçını getirmelisin.
Forman, tu precisas de ir buscar a tampa do teu pai, agora.
Red Forman kokteylci bir babadır.
Red Forman é o pai dos Cocktails.
Hadi be Forman, göster kendini.
Anda lá, Forman, ataca.