English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ F ] / Foto

Foto traducir portugués

11,245 traducción paralela
Fotoğrafı böyle çektik.
É assim que tiramos a foto.
Hadi fotoğraf çekilelim Beyler.
Vamos tirar uma foto, rapazes.
Yüzbaşı R-F-C fotoğraf çekimini kaçırdığı için üzülmüş olmalı.
O "Capitão" deve estar lixado por perder a foto.
- Bir foto çekeyim.
Deixe que eu tiro-vos a fotografia.
Sana bir foto yolluyorum.
Estou-te a enviar uma fotografia.
Bitirdiğime dair kanıt istiyorlar yani son sahnenin bir fotoğrafı yeterli olacaktır sonra da Everyone, lntegerOverflow'ın gerçek ismini verir.
Vão querer provas de que terminei, portanto uma foto do ecrã final deve ser suficiente, então o Everyone irá dar-nos o nome verdadeiro do IntegerOverflow.
Kafasındaki ışık üreten özel organlar avını ayartarak korkutucu dişlerine doğru çekiyor.
Órgãos especiais foto luminescentes na cabeça atraem a presa para dentes assustadores.
Penny Beerntsen'a Steven'in resmini gösterdiler sonra teşhis için karşısına şüphelileri dizdiler. İçlerinde daha önce gördüğü tek kişi de Steven'dı.
Por isso, mostram uma foto do Steven à Penny Beerntsen, depois mostram-lhe um alinhamento e o Steven é a única pessoa que ela tinha visto antes.
Sizce de Steven Avery'nin Ocak 1985'te çekilen ve o gece elinizin altında bulunan sabıka fotoğrafına benzerliği büyük bir tesadüf değil mi?
Concorda que foi uma grande coincidência que o desenho seja de uma foto do Steven Avery, de janeiro de 1985, que lhe foi entregue nessa tarde?
Birincisi, fotoğraf elimin altında değildi.
Primeiro, não tive acesso a essa foto.
- Demek ki elinizin altındaymış.
- OK, então, teve acesso à foto.
Eski bir fotoğrafla elimizdeki o geceye ait ve Steven'ın aslında nasıl göründüğünü gösteren başka bir fotoğraf arasındaki farkı yüzlerine çarpmış olduk.
Fomos capazes de apresentar, de forma embaraçosa, a diferença entre a foto antiga e aquilo que tínhamos na altura, que era a foto daquela noite, de como o Steven Avery estava realmente.
Bu da bize, Kusche'nin o robot resmi dosyasındaki Steven Avery'ye ait fotoğrafa bakarak çizdiğini öne sürme imkânı sağladı.
Isso abriu a porta para podermos argumentar que o Kusche tinha feito o esboço a partir da foto do Steven Avery, que já se encontrava no ficheiro.
"Yüzünü çok net hatırlıyorum."
"É como uma foto na minha memória."
Ama yine de gittim.
FOTO DA SALA DE VISITAS INST. DE CORREÇÃO DE FOX LAKE
Yani Şerif 1985 yılında Allen'ın fotoğrafını görmek isteseydi tek yapması gereken kendi çalıştığı hapishaneye gidip fotoğrafı çıkartmaktı?
Se o xerife quisesse ver uma foto do Allen em 1985, apenas teria de ir à sua própria cadeia para a encontrar?
'Beerntsen Allen'ın fotoğrafını hiç görmedi.'
Beerntsen nunca viu a foto de Allen
Halbach'in mesleği fotoğrafçılık.
FOTO TIRADA POR TERESA Halbach é fotógrafa profissional.
Wisconsin Masumiyet Projesi en bilinen davalarından biriyle arasına nesafe koymaya çalışıyor.
O Projeto Inocente de Wisconsin está a distanciar-se de um dos seus casos mais conhecidos. FOTO DE AVERY RETIRADA
Grup bugün Steven Avery'nin fotoğrafını internet sitesinden kaldırdı.
Hoje, o grupo retirou a foto de Steven Avery do website.
Bugüne kadar Avery'nin fotoğrafı grubun beraat etmesini sağladığı üç kişinin fotoğrafının yanında yer alıyordu.
PROJETO INOCENTE Até hoje, a foto de Avery estava com a de outros três condenados erradamente e que o grupo ajudou a libertar.
Yani Teresa fotoğraf çekti, sen dışarı çıktın.
9 / 11 / 2005 WIEGERT E FASSBENDER INTERROGAM STEVEN Ela tirou a foto, tu vens cá fora, ela...
- Sıradaki fotoğraf?
E a foto seguinte?
Bu resimde gördüğümüz Mahkeme Kaleminin arşivindeki dosya mı?
Esta foto mostra o arquivo?
Ben de RAV4'teki kan lekesinin eli kanayan bir insandan mı yoksa tüpün içinde muhafaza edilmiş bir kandan mı geldiğini tespit edebileceğimiz bilimsel geçerliliği olan bir test var mı diye bir araştırma yaptım.
Fui ver se podiam analisar as manchas no RAV4, para chegar a uma conclusão cientificamente válida sobre se as manchas de sangue podiam ter vindo de um tubo de sangue preservado e não de uma pessoa a sangrar. FOTO DA MÃO DE STEVEN
Daha ilk kareden itibaren gördüğünüz o masa üzerinde Teresa'nın, kilisenin resimleri kurdeleler koymalar...
MICHAEL O'KELLY GRAVA SESSÃO COM BRENDAN Desde a primeira imagem, em que se vê a mesa, onde tinha a foto da Teresa Halbach e a igreja e a fita, que produção!
Bunda ve diğer tüm fotoğraflarda gördüğünüz üzere Doug gülümsüyor ama bence hepimiz kabul edebiliriz ki bu karede gülümsemesi çok daha büyük.
Como vêm esta foto, e nas outras todas... Doug está sorrindo. Porém... nesta foto, o sorriso se pôs muito mais brilhante.
Bu zarfın içerisindeki adam meselenin önünde engel teşkil ediyor.
O homem da foto que está neste envelope está envolvido nisto.
Hayır. Kitabının arkasında resmini görmüştüm. Yaşam öykünde.
Não, vi a tua foto no teu livro.
O öyle işe yaramaz, Polariod mi sandın?
Não é assim que funciona. Não é uma foto instantânea.
Sadece resim çekinecektik.
Íamos tirar uma foto.
Resim çekinelim.
Íamos tirar uma foto.
Hemen fotoğraf çektirmeliyiz.
Temos de tirar uma foto.
Fotoğrafımızı çeker misiniz acaba?
Importas-te de nos tirar uma foto?
Fotoğrafınızı çekiyorum.
Queria tirar uma foto.
- Fotoğraf çekmek istediniz sanıyordum.
- Pensei que querias uma foto.
Kusura bakmayın. Kuliste, tüm bu ünlülerin arasında fotoğraf çektirmek güzel olur demiştik de.
Pensámos que seria giro ter uma foto nossa nos bastidores... entre todas estas pessoas conhecidas.
- Onu da kadraja alırsanız süper olur.
Então não me querem na foto?
- Fotoğrafta olmayayım mı yani?
Então não me querem na foto?
- Dur bir çekeyim.
- Só uma foto, só uma.
Ona yanlışlıkla şey resmi gönderdiğimi de unutmayalım. Stajyer Jill'e gönderecektim.
Isto para não falar que lhe enviei sem querer uma foto da minha P que devia ter ido para a estagiária, a Jill.
Trent'in şey fotoğrafları sayesinde.
Por isso, podemos agradecer à foto da P do Trent.
Neden fotoğraf çekmiyorsun?
Porque é que não tiram uma foto?
Bieber ölmeden önce bu bakışın fotoğrafını Twit atmış.
Antes de morrer, o Bieber publicou esta foto no Twitter.
Efendim, fotoğraf için makyajınızı tazeleyelim.
Minha Senhora, vamos retoc � - la para a foto.
Bu...
A foto é...
Onu vince asın çocuklar, fotoğraf çekeceğiz.
Pendurem-na, rapazes. Queremos tirar uma foto.
Gel, yakaladığın balıkla fotoğrafını çekelim.
Vamos tirar uma foto com a tua pesca.
Masanda bir fotoğraf görmüştüm.
Olá. Vi aquela foto na tua secretária.
Küçük bir evde fotoğraf çektiriyorsun sanki.
É como tirar uma foto numa casinha.
Fotoğraf.
Na foto...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]